Son günlerde memurların iş güvencelerinin kaldırılacağına ilişkin yapılan açıklamalara Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’tan cevap geldi" />
Son günlerde memurların iş güvencelerinin kaldırılacağına ilişkin yapılan açıklamalara Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’tan cevap geldi
Son günlerde memurların iş güvencelerinin kaldırılacağına ilişkin yapılan açıklamalara Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’tan cevap geldi. Bir basın açıklaması yapan Koncuk, “Yıllardır Türkiye’nin gündeminde memurların güvencelerinin kaldırılması çalışmaları bulunmaktadır. Sarı sendikaların örtülü desteği ile gelişen bu çabalarla, memurluk güvencesini kaldıracağı hayaline kapılanlar, karşılarında 2,5 milyon memuru ve onların gerçek temsilcisi Türkiye Kamu-Sen’i bulurlar.” dedi.
İsmail Koncuk’un, basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
Kamu çalışanlarının haklarını geriletecek, iş güvencesini ortadan kaldıracak çalışmaların gündemi meşgul ettiği bir dönemi yaşamaktayız. Bir çalışan için kazanılmış en büyük haklardan biri, iş güvencesidir. İktidar geldiği günden beri, memurluk güvencesini ortadan kaldırarak, güvensiz ve güvencesiz bir çalışma hayatı oluşturmak için altyapı hazırlamakta, türlü söylemlerle kazanılmış haklarını yok edecek uygulamalarla, memurlarımızı adeta bir ateş çemberinin içine atmak istemektedir. Öyle ki; AKP İktidara geldiğinde ülkemizde kamuda çalışan taşeron firma elemanı 10 bin iken bugün 467 binlere ulaşmış; bir yıl içinde 4/B’li sözleşmeli işe alınan personel sayısı, kadrolu olarak işe alınan memur sayısını geçmiş ve 4/C’li çalışan sayısı 45 bini bulmuştur. AKP Hükümeti öğretmenleri dahi sözleşmeli statüde çalıştırmış ve bu uygulamada uzunca bir süre direnmiştir. Nitekim bu tehditlerin sonuncusuna da, bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kaynaklı olarak basına yansıyan “47 Yıllık Devlet Memurları Kanunu Değişiyor” başlıklı haberdeki “Devlet memurluğundaki ‘ömür boyu iş garantisi’ anlayışına son verilecek” ifadeleriyle şahit olduk. Türkiye Kamu-Sen, Türk memurunu çepeçevre sarmakta olan bu ateş çemberini parçalamak için büyük bir mücadele vermektedir.
Bilinmelidir ki, cilalanmış paketler eşliğinde sunulan esnek ve sözleşmeli istihdam biçimi, her türlü güvenceden mahrum, tayin hakkı olmayan, aile bütünlüğünün korunmadığı, türlü istismarlara açık, sendikasız, güvensiz ve güvencesiz bir modeldir. Bu yolla memurların Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri elde ettikleri en büyük kazanım olan iş güvenceleri gasp edilmek üzeredir. Bu nedenle tüm memurlarımızı karşı karşıya oldukları bu tehlike konusunda uyarıyor; yapılan yanlış yönlendirmelere kanmamaları ve güvencelerine sahip çıkmaları için harekete geçmeye davet ediyoruz.
Çalışanların kazanılmış haklarının; özellikle bir çalışanın sahip olabileceği en büyük ve önemli kazanımı olan iş güvencesinin korunması için alabileceği en etkili tedbir, hiç şüphesiz örgütlenme ve örgütlü mücadeledir. Bu noktada kamu çalışanlarının haklarını korumak için bağımsız, kararlı ve cesur mücadeleyi ortaya koyan sendikal yapılara destek verilme zorunluluğu bulunmaktadır. İktidarın taşeronluğunu yapan, onun dümen suyuna giden, kendini siyasi iradenin politikalarının tefsir makamı gibi gören, duruşunu çalışanlara göre değil politik tercihlere göre belirleyen sarı sendikaların mihmandarlığının kamu çalışanlarını getirdiği nokta ortadadır. Kamu çalışanları böylesi yapıları daha fazla palazlandırmamalı; kendi geleceğinin, çocuklarının geleceğinin, ülkesinin geleceğinin hayrı için gerçek sendikal mücadeleye dahil olmalı ve omuz vermelidir.
Türkiye Kamu-Sen olarak bir kez daha ilan ediyoruz ki; Hükümet girdiği bu maceralı yoldan derhal dönmelidir. Aksi taktirde Türk memurunun güvencelerini yok etmek isteyenler, 2 milyon 500 bin kamu çalışanının çelikleşmiş iradelerini karşılarında bulur. Böyle bir girişim durumunda, Türkiye’nin her karış toprağında en etkili eylemleri yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır.