Hız kesmeden artışına devam enflasyon mutfakları vurmaya devam ediyor
Hız kesmeden artışına devam enflasyon mutfakları vurmaya devam ediyor. Raflarda yer alan ürünlerin fiyatları baz alınarak derlenen ve birçok basın yayın organında yer alan rapora göre mutfak masrafları bir önceki yıla göre yüzde 28 oranında artış gösterdi. Uzmanlara göre düşük gelirli vatandaşlar bu artışlardan çok daha fazla oranda etkilenirken, TÜİK’in enflasyonu ise gerçeği yansıtmıyor.
Türkiye’de Ağustos 2013 ve Ağustos 2014’te marketlerdeki raf fiyatlarından derlenen rapora göre, bir yılda üzümün fiyatı yüzde 115, limonun fiyatı yüzde 112, sivri biberin fiyatı yüzde 94, salatalığın fiyatı yüzde 54, pirincin fiyatı yüzde 50, kuru fasulyenin fiyatı yüzde 52, unun fiyatı yüzde 55 arttı.
Tavuk ve et fiyatlarındaki ortalama artış ise yüzde 6’yı geçti. Hazırlanan raporun sonuçlarına göre gıda enflasyonu ortalama bir ailenin mutfak masrafını bir önceki yıla göre yüzde 28 artırdı.
TÜİK’in enflasyon rakamını iki haneli olarak açıklamamak için oranları manipüle ettiğini ifade eden uzmanlar, bu manipülasyonda seçim ortamı, siyasi kaos gibi nedenlerin yanında özellikle işçi ve memur zammının bu oran esas alınarak yapılmasının etkili olduğunun altını çiziyor.
KONCUK: DAR VE SABİT GELİRLİ İNSANIMIZ YOKLUĞA MAHKUM EDİLMİŞTİR
Mutfaktaki yangının dar ve sabit gelirli milyonlarca aileyi vurduğunu ifade eden Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, “Türk ekonomisi artık alarm vermektedir” dedi. Koncuk, “Türkiye Kamu-Sen olarak gıda, barınma, ulaşım ve diğer kalemlerde sık sık yapmış olduğumuz araştırmalarımız neticesinde ortaya çıkan tabloyu defalarca kamuoyu ile paylaşmış ve mutfaklarda artarak büyüyen bir yangın olduğunu defalarca dile getirmiştik.
Yapılan farklı araştırmalar ve hazırlanan raporlar Türkiye Kamu-Sen’in bu tespitlerini bir kez daha doğrulamış ve gıda ürünlerindeki artışın dar ve sabit gelirli aileler üzerine bir kara bulut gibi çöktüğünü tescil etmiştir.
Bir yıl içerisinde mutfak masraflarında yüzde 28 oranında yaşanan artış Türk halkının ekonomik gidişatını gözler önüne sermektedir. Yaşanan ekonomik bunalım insanlarımızı çarşıya pazara çıktığında cebindeki üç kuruşuyla alacağı her ürünü hesap etme noktasına getirmiştir.
Dünyanın 17. Büyük ekonomisi ve kişi başına düşen milli gelirimiz 10 bin 500 dolar diyerek başlayan cümleler vatandaşımıza yansımamakta, sıcak parayla beslenen ekonomimiz tehlike sinyalleri vermektedir.
Kamu çalışanlarına reva görülen 123 TL yılın ilk aylarında eriyip giderken mutfakta gün geçtikçe büyüyen bu yangın sayıları 5 milyona yaklaşan memur ve emeklinin yaşam koşullarını tamamen zorlaştırmış ve geçim derdi içinden çıkılamaz bir hal almıştır. İçinde bulunduğumuz yaz mevsiminde dahi sebze ve meyve fiyatları bu denli artış gösterirken, kış aylarında yaşanabilecek fiyat artışlarını şimdiden tahmin etmek hiçte zor değildir.
Bu bağlamda, TÜİK oranlarının gerçek enflasyonu yansıtmadığı, hem bizler hem de uzmanlar tarafından dillendirilirken memura enflasyon farkını bile çok görenleri yüce Allah’a havale ediyorum. Türk halkı ocakta pişen çocuklarının yiyeceği aşın gün be gün azaldığını çok iyi görmeli ve kendilerini bu yoksulluğa mahkum edenlerden hesap sormalıdır” dedi.