Bilindiği üzere; çalışanların aylık ve ücretlerinden tasarruf kesintisi yapılmasına ilişkin 3417 sayılı kanun 18
Bilindiği üzere; çalışanların aylık ve ücretlerinden tasarruf kesintisi yapılmasına ilişkin 3417 sayılı kanun 18.04.1988 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun yürürlük tarihinden sonra çalışanların tasarruf kesintisinin yapılması konusundaki sınırlamalar nedeniyle Anayasa Mahkemesi 3417 sayılı yasanın ilgili maddelerini 28.04.2002 tarihinde iptal etmiş ve yürürlük tarihini dokuz ay ertelemiştir.
Bu tarihten sonra; 29.04.2003 tarihinde nemaların ödenmesine dair 4853 sayılı kanun kabul edilmiş ve 3417 sayılı yasa mülga olmuştur.
Son zamanlarda basın yayın organlarında; zorunlu tasarruf fonundan kendi isteği ile ayrılanların, devlet katkı payı ve nemalarını alabileceklerine dair Danıştay kararı yer almaktadır. Söz konusu Danıştay kararı; Konfederasyonumuzca incelenmiş ve aşağıdaki sonuçlara varılmıştır.
Söz konusu Danıştay kararında; ilgili dava yeni yasa yürürlüğe girmeden önce, 2002 yılında ve Anayasa Mahkemesi kararının yürürlüğe girdiği tarihten hemen sonra yasal süresi içerisinde 4447 sayılı yasa uyarınca zorunlu olarak kapsam dışına çıkarılan kamu çalışanınca açılmıştır.
Davanın yeni kanun olan 4853 sayılı yasadan önce açılması nedeniyle; ilgili hakkında iptal hükmü dışında yer alan 3417 sayılı yasa maddesi hükümlerine göre dava lehe sonuçlandırılmıştır. İlgili; mahkeme kararına göre kendi isteği ile sistemden çıkmamış zorunlu olarak çıkarılmıştır. Devlet katkı payı ve nemalarının yanında kesintilerini dahi alamamıştır.
Bu itibarla; Danıştay Kararının sistemden kendi isteği ile çıkan kamu personeline ilişkin emsal teşkil etmesi mümkün gözükmemektedir.
Günümüz itibariyle; 4853 sayılı yasanın 7. maddesi gereğince; 3417 sayılı yasanın mülga 2. maddesi gereğince açılan davalarda 4853 sayılı yasa hükümleri uygulanacaktır.
Sistemden kendi isteği ile çıkanların neması ve devlet katkı paylarının ödenmesi için dava açabilmeleri sistemden çıktıkları tarih itibariyle; İdari Yargılama Usul Kanunundaki süreler içerisinde( 60 gün) başvuruda bulunmaları şartına bağlı olduğu için, aradan yıllar geçmesi itibariyle yapılan müracaatların idare mahkemelerince süreden red edilme ihtimali yüksektir.
Sonuç olarak; söz konusu Danıştay Kararı sistemden kendi isteği ile çıkanlara ilişkin değildir. Sistemden kendi isteği ile çıkanların davalarının başarı şansı; mahkemenin davayı süre yönünden kabulüne bağlıdır.