Çeşitli basın yayın organlarında "nema sürprizi" başlıklı haberler yer almakta ve Tasarrufu Teşvik Fonundan kendi isteği ile çıkanların devlet katkı payı ve nemasını alabileceklerine dair 28
Çeşitli basın yayın organlarında "nema sürprizi" başlıklı haberler yer almakta ve Tasarrufu Teşvik Fonundan kendi isteği ile çıkanların devlet katkı payı ve nemasını alabileceklerine dair 28.02.2006 tarihli bir mahkeme kararı sendika adı zikredilerek kamuoyuna duyurulmaktadır. Ancak bu kararda bazı noktalar dikkat çekmektedir. Türkiye Kamu-Sen Hukuk Bürosu tarafından yapılan değerlendirmeye göre;
Zorunlu tasarruftan kendi isteği ile ayrılanların Devlet katkı payı ve nemalarının ödenmesi konusunda; idarece bir düzenleme yapılmadığı sürece; devlet katkı payı ve nemasının kendiliğinden ödenmesi mümkün değildir.
Sistemden kendi istekleri ile çıkıp da; devlet katkı payı ve nemasını almayanların; mülkiyet hakkı niteliğindeki bu haklarını almaları için dava açmaları gerekmektedir.
1-Tasarrufu teşvik Fonundan, kendi isteği ile ayrılanları ilgilendiren söz konusu mahkeme kararı ilk değildir.
Konfederasyonumuza bağlı; Türk Büro-Sen Sendikası üyesinin açmış olduğu davada, Ankara 10. idare mahkemesi 29.12.2005 tarihli kararı ile; ilgilinin Devlet Katkı Payının ve 01.06.2000 tarihine kadar hesaplanacak nemasının, başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar vermiştir.(Ek-1)
2-Belirtilen kararlar idare mahkemesi kararı niteliğinde olup, dava sahibi bakımından hukuki sonuç doğuracaktır.Bunun dışında dava açmayanlar bakımından kendiliğinden bir sonuç doğurması mümkün değildir.
3-Danıştay'ın ilgili kararı onaması halinde ise; bir emsal karar ortaya çıkacaktır. Bu karar; münferiden açılacak davalarda emsal niteliği taşımakla birlikte, Danıştay dairelerinin birbirinden farklı karar verebilmeleri her zaman mümkündür.
Sonuç olarak; Zorunlu tasarruftan kendi isteği ile ayrılanların Devlet katkı payı ve nemalarının ödenmesi konusunda; idarece bir düzenleme yapılmadığı sürece; devlet katkı payı ve nemasının kendiliğinden ödenmesi mümkün değildir.
Sistemden kendi istekleri ile çıkıp da; devlet katkı payı ve nemasını almayanların; mülkiyet hakkı niteliğindeki bu haklarını almaları için dava açmaları gerekmektedir.
Konfederasyonumuza bağlı sendikalar; üyelerine etkin ve kaliteli bir hukuk hizmeti sağlamak amacı ile; İdare Mahkemesi olan otuz iki ilde, avukatlarla sözleşme imzalamıştır ve
Üyelerimiz; bağlı oldukları sendika şube başkanlıklarına hukuki yardım talebi ile başvurmaları halinde; ilgili avukata yönlendirilmektedir.
ANKARA
10.İDARE MAHKEMESİ
ESAS NO: 2005/2176
KARAR NO: 2005/2529
DAVACI : Hüseyin Muradoğlu
İdare Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü / MANİSA
DAVALI : Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı - ANKARA
DAVANIN ÖZETİ : Davacının, 3417 sayılı Yasa uyarınca hesabında biriken
tasarruf miktarının (Devlet Katkısı) ve nemasının ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile söz konusu tutarların yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : 3417 sayılı Yasanın 6.maddesi uyarınca tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Ankara 10.İdare Mahkemesi'nce işin gereği görüşüldü:
Dava; davacının, 3417 sayılı Yasa uyarınca hesabında biriken tasarruf miktarının (Devlet Katkısı) ve nemasının ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile söz konusu tutarların yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
29.4.2003 günlü 25093 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4853 sayılı Çalışanların Tasarruflarını Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanunun "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde; "Bu Kanun, 3417 sayılı Kanun hükümleri uyarınca T.C. Ziraat Bankasında adlarına Tasarrufu Teşvik Hesabı açılan ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kendilerine 3417 sayılı Kanunun 6. maddesinin birinci ve iptal edilen üçüncü fıkraları gereği ödeme yapılmamış hak sahiplerini kapsar" hükmü, "Davalar" başlıklı 7. maddesinde; "3417 sayılı Kanunun mülga 2. maddesi kapsamındaki hak sahipleri tarafından bu Kanun kapsamına giren alacaklarla ilgili olarak yargı mercilerine açılmış ve devam eden davalar ile icra takipleri hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır." hükmü yer almıştır.
4853 sayılı Kanunda sözü edilen mülga 3417 sayılı Kanunun 6. maddesinin I. fıkrasında; "Emeklilik veya ölüm halinde biriken tasarruf kesintileri ile Devlet ve işveren katkıları, Bağ-Kur kapsamında olanlar bakımından tasarruf tutarları ve Devlet katkıları; ilgililere veya kanuni mirasçılarına neması ile birlikte ödenir." hükmü 3. fıkrasında ise; "En az 6 yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri takdirde sadece tasarruf kesintileri, Bağ-Kur kapsamında olanlar bakımından tasarruf tutarları ödenir." hükmü getirilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, 3417 sayılı Yasa uyarınca 6 yıldan fazla tasarrufta bulunup bu yasa kapsamından çıkan davacının durumunun, 4853 sayılı Yasanın 2. maddesi kapsamına girmediği ve sözü edilen yasanın 7. maddesinin uygulanma imkanının bulunmadığı anlaşılmakla, işin esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 3417 sayılı Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine Dair Kanunun 2. maddesinde; kamu görevlilerinin aylık ve ücretlerinden tasarruf kesintisinin yapılacağı, 3. maddesinde ; tasarruf miktarının ilgililerin aylık ve ücretlerinden yapılacak yüzde 2'si nispetindeki ''tasarruf kesintileri" ile ilgililerin aylık ve ücretlerinin yüzde 3' ü nispetinde " Devlet veya işverence sağlanacak katkı" toplamından oluşacağı, 4. maddesinde; kurumların bu Kanun. hükümleri çerçevesinde çalışanların aylık ve ücretlerinden yapılacakları tasarruf kesintisi ile sağlanacak Devlet katkılarını, aylık ve ücret ödemesinin yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar T.C. Ziraat Bankasında personeli adına açtıracakları. "Tasarrufu Teşvik hesabına" yatırmaları gerektiği, 6. maddesinin 1. fıkrasında; Emeklilik veya ölüm halinde biriken tasarruf kesintileri ile Devlet ve işveren katkılarının ilgililere veya kanuni mirasçılarına neması ile birlikle ödeneceği, 2. fıkrasında; en az 15 yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri takdirde biriken tasarruf kesintileri Devlet ve işveren katkıları ile nemalarının toplamının 3/5' inin biriken tasarruf kesintilerinin ödeneceği, 3. fıkrasında; en az 6 yıl tasarrufta bulundukları takdirde sadece tasarruf kesintilerinin ödeneceği söz konusu yasa maddesinin son fıkrasında ise, en az iki yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri takdirde tasarruf kesintileri, Devlet veya işveren katkıları toplamı üzerinden tahakkuk edecek nemaların 1/3'ünün her yıl ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, 3417 sayılı Yasa uyarınca 6 yıldan fazla tasarrufta bulunup, bu yasa kapsamından çıkarak aylıklarından yapılan kesintileri alan davacının hesabında kalan tasarruf miktarının (Devlet Katkısı) ve nemasının ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile söz konusu tutarların nemalandırılarak, davalı idareye başvurduğu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan davayı açtığı anlaşılmıştır.
Kamu görevlisi iken istifaen görevinden ayrılan, bu nedenle de 3417 sayılı Yasanın kapsamında belirlenen 2. maddesi dışına çıkmakla birlikte tasarruf kesintileri süresi 6 yıldan az olan bir davacının açtığı davanın temyizen incelenmesi aşamasında, Danıştay 10. Dairesince yapılan itiraz üzerine Anayasa Mahkemesi'nin 18.11.1998 günlü E:1997/59, K:1998/71 sayılı karan ile 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin 3. fıkrasının "Yasanın 2. maddesi kapsamından çıkanlar" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş olup, bu karar 16.1.2000 günlü 23935 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Öte yandan; tasarruf kesintisi süresi 6 yıldan fazla olan ve görevinden istifaen ayrılan bir başka davacının açtığı davanın temyiz incelemesi aşamasında yine Danıştay 10. Dairesince yapılan itiraz üzerine Anayasa Mahkemesi'nin 10.12.2001 günlü E:2000/361 sayılı kararı ile bu kez, 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin ikinci fıkrası ile üçüncü fıkrasının 18.11.1998 günlü, E:1997/59, K:1998/71 sayılı karar ile iptal edilen bölümü dışında kalan kısmının Anayasaya aykırılığı söz konusu maddenin dördüncü fıkrasının ise anılan hükümlerinin iptal edilmesi sonucu uygulanmayı olanağı kalmadığı nedeniyle iptaline karar verilmiş, bu karar 28.3.2002 tarihli ve 24709 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Anayasanın 153. maddesinde yer alan Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararlarının geriye yürümeyeceği kuralı iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan hakların korunmasına yönelik olup, mutlak anlamda uygulanamayacağı görülmektedir. Öte yandan; Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa'ya aykırılığı saptanmış hükümler dikkate alınarak çözümlenmeleri Anayasanın üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine aykırı bulunmaktadır.
3417 sayılı Yasanın 2.ve 3. maddeleri, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 62. maddesinin 3 numaralı bendi ile 01.06.2000 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmış ve yukarıda belirtildiği üzere 18.11.1998 gün ve E:l997/59, K:1998/71 sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile 3417 sayılı Yasanın 6.maddesinin 3. fıkrasının Yasanın 2. maddesi kapsamından çıkanlar yönünden iptaline ve yine Anayasa Mahkemesi'nin 10.12.2001 gün ve E:2000/23, K:200l/36l sayılı kararı ile de 3417 sayılı Yasanın 6.maddesinin 2.fıkrasının iptalinin yanı sıra 3. fıkrasının 6 yıldan daha az tasarrufta bulunup 3417 sayılı Yasanın 2. maddesi kapsamından çıkanlar dışındakilere ilişkin hükümlerinin de Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş, böylece çalışan payı olarak biriken tasarruf kesintilerinin Devlet/işveren katkısı ve neması ile birlikte ödenmesi konusunda 3417 sayılı Yasanın 6.maddesinin 2 fıkrası ile getirilen en az 15 yıl tasarrufta bulunma ve 3. fıkrası ile getirilen en az 6 yıl tasarrufta bulunma zorunluluğu tamamen ortadan kaldırılmış olduğundan, artık çalışan payı olarak biriken tasarrufu teşvik kesintilerinin Devlet katkısı ve neması ile birlikte çalışanlara iadesinin yalnız emeklilik ve ölüm halinde sözkonusu olamayacağı, kapsamında yer alan tüm çalışanlarının, kesintileri ve devlet katkılarının nemalarıyla birlikte ödenmesi gerektiği ortadadır.
Bu durumda, 20.07.1982 tarihinde kamu görevine başlayan ve halen Manisa İdare Mahkemesinde Yazı İşleri Müdürü olarak çalışan ve 3417 sayılı Yasa uyarınca 6 yıldan fazla tasarrufta bulunduktan sonra sadece tasarruf kesintilerini almak suretiyle bu yasa kapsamından çıkan davacının hesabında biriken Devlet katkıları ile birlikte nemalarının ödenmesine engel oluşturan 3417 sayılı Yasanın 6. maddesinin 3. fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 18.12.1998 günlü, E:1997/59 ve K:1998/71 sayılı kararı ile iptal edilmiş olması, yine Anayasa Mahkemesinin 10.12.2001 gün ve E:2000/23 , K:2001/361 sayılı kararı ile de 3417 sayılı Yasanın 6.maddesinin 2. fıkrasının iptalinin yanı sıra 3. fıkrasının 6 yıldan daha az tasarrufta bulunup 3417 sayılı Yasanın 2.maddesi kapsamından çıkanlar dışındakilere ilişkin hükümlerinin de Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması karşısında; 4853 sayılı Yasa kapsamında ödeme yapılacaklar arasında yer almayan davacının hesabında bulunan Devlet katkısı karşılığı miktarın ve nemasının,Anayasa Mahkemesinin yukarıda alınan kararları uyarınca "mülkiyet hakkı" kapsamında nitelenerek davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılmakla, isteminin reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmamıştır.
Öte yandan, hukuka aykırılığı saptanan işlemler nedeniyle ilgililerin uğradığı zararların tazmini. Anayasanın 125. maddesi gereğidir.
Bu itibarla, davacının hesabında biriken devlet katkılarının, 4447 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 1.6.2000 tarihine kadar nemalandırılarak hesaplanması ve bulunacak miktarın, davalı idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, davacı adına açılan tasarruf teşvik hesabında biriken Devlet katkısı ile anılan tutarın 01.06.2000 tarihine kadar hesaplanacak nemasının, davalı idareye başvuru tarihi olan 16.06.2005 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, aşağıda dökümü yapılan 38,60 -YTL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta pulu ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde Danıştay'da temyiz yolu açık olmak üzere, 29.12.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
BAŞKAN
ŞEBNEM ÖZTÜRK
27878
ÜYE
BERRİN KARINCA
32818
ÜYE
ABDULLAH ARTUNÇ
33778