"Engin Türk kültürünün bir ürünü olarak Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar geniş bir coğrafyada, soğuk ve çetin geçen kış günlerinin ardından gelen ve ölümden sonra dirilişi, zorluklardan sonra gelen zaferi, kıtlıktan sonra bolluğu ve Allah’ın rahmet ve bereketini simgeleyen, baharın gelişini müjdeleyen Nevruz Bayramı’nı kutlamaktayız
"Engin Türk kültürünün bir ürünü olarak Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar geniş bir coğrafyada, soğuk ve çetin geçen kış günlerinin ardından gelen ve ölümden sonra dirilişi, zorluklardan sonra gelen zaferi, kıtlıktan sonra bolluğu ve Allah’ın rahmet ve bereketini simgeleyen, baharın gelişini müjdeleyen Nevruz Bayramı’nı kutlamaktayız.
Nevruz, hiçbir ayrıma tabi tutmaksızın insanları birbirine kenetleyen; dostluk ve barış içinde güzel bir gelecek kurma amacındaki insanların yaktığı umut ateşidir. Bu bakımdan Nevruz uçsuz bucaksız Türk coğrafyasında yaşayan herkesin katkılarıyla yükselen kültürümüzün bir ürünü, binlerce yıllık kardeşliğimizin en büyük göstergesi, birlikte yaşama irademizin halaylarla, horonlarla, zeybeklerle dile gelmiş halidir.
Nevruz gibi nice kültürel değerin hayatına kattığı barış içinde yaşama emeli, devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vurguladığı “Yurtta sulh cihanda sulh” şiarı ile gittiği her yere barışı ve adaleti götüren, yüce gönüllü insanların yaşadığı güzel topraklarımıza, on binlerce kilometre öteden kan ve göz yaşı taşıyan emperyalist güçlerin ülkemiz üzerindeki hain planlarının da açığa çıktığını, yaşanan gerilimli ortamın sıcak çatışmalara dönüştüğünü görmekteyiz. Yüzlerce yıldır, defalarca tatbik edilmiş bir gerçeği hala anlamakta güçlük çeken, topraklarımıza nifak tohumları ekmek suretiyle kardeşi kardeşe kırdırarak, savaşlar ve işgaller yoluyla masumların kanları üzerinden bu toprakların kadim sahiplerini sömürmeyi amaçlayan ama her seferinde şerefli Türk milletinden yediği şamarla arkasına bakmadan geldiği deliğe kaçan bu şer güçlere, binlerce yılda genetik kodlarımıza işlenmiş olan kültür çeşitliliğimizin devletine sahip çıkmak, onu korumak, gerekirse bu uğurda her türlü bedeli ödemek noktasında çok az millette bulunan hasletleri de kapsadığını bir kere daha hatırlatmak isterim.
Yenildikçe azgınlaşan, kaybettikçe barbarlaşan bu güçler; 3 gün önce 103. yıl dönümünü idrak ettiğimiz Çanakkale’den ders almadılarsa bile her türlü askeri ve siyasi desteği sağlayarak besleyip büyüttükleri terör örgütlerine Afrin’de verdiğimiz ayardan gereken mesajı almalıdırlar. Yüreğinde sonsuz bir sevgi ve hoşgörü barındıran mümtaz Türk milletinin, söz konusu vatan olduğunda nasıl bir şahine dönüştüğünü görmeli, tasını tarağını toplayarak ihanetten başka hiçbir şey katmadıkları bu toprakları derhal terk etmelidirler.
Bu vesile ile Nevruz Bayramında, bölgemizdeki tüm milletlerin kardeşliği, barışı ve bir arada yaşama kararlılığını yeniden hatırlamasını, bölgemizde adaletin ve huzurun tekrar sağlanmasını diliyorum. Bir tohumun toprağı yırtarak güneşe eriştiği günlerin habercisi olan Nevruz’da, Türk milletinin de baharda filizlenen tohumlar misali, etrafını saran ateş çemberini parçalayarak güzel günlere erişeceğine olan sarsılmaz inancımı bir kez daha yineliyor, Nevruz’un temsil ettiği, birlik, beraberlik, bolluk ve bereketin bölge insanımızı kuşatmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyoruz."