Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin, OECD’nin İyi Yaşam Endeksi üzerinden yaptığı çalışmaya göre, Türkiye’nin OECD araştırması kapsamında değerlendirilen 36 ülke içinde yaşam koşulları en kötü ülkeler arasında yer aldığı ortaya çıktı
Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin, OECD’nin İyi Yaşam Endeksi üzerinden yaptığı çalışmaya göre, Türkiye’nin OECD araştırması kapsamında değerlendirilen 36 ülke içinde yaşam koşulları en kötü ülkeler arasında yer aldığı ortaya çıktı.
Yapılan araştırmada; OECD’ye üye 36 ülkenin konut durumu, barınma harcamaları, kişi başına düşen oda sayısı, kişi başına düşen gelir, istihdam oranı, iş güvenliği, eğitim imkânlarına erişim, hava kirliliği, su kalitesi, kanunların çıkarılmasında sivil toplum örgütlerinin rolü, saldırı, cinayet, çalışma süresi ve boş vakit gibi unsurlar dikkate alınarak bir değerlendirme yapıldı.
Buna göre Türkiye, birçok konuda OECD ortalamasının altında değerlerle, yaşam koşullarının en zor, yaşam memnuniyetinin en düşük olduğu ülkeler arasında yer aldı.
TÜRKİYE’DE VATANDAŞLARIN %12’7’Sİ SAĞLIKSIZ KOŞULLARDA YAŞIYOR
Değerlendirmede tuvaleti ve banyosu olmayan, sağlıksız yaşam koşulları sunan konutlarda oturan kişi sayısı bakımından Türkiye’nin OECD’ye üye ülkeler arasında en sonuncu olması dikkat çekti. Buna göre OECD ortalaması %2,2 iken Türkiye’de vatandaşların %12,7’si sağlıksız evlerde ikamet ettiğini ifade etti. Bu oran Estonya’da %9,6, Şili’de %9,4 ve Brezilya’da ise %6,7 olarak belirlendi. Bununla birlikte Hollanda, İsveç, Lüksemburg, İsviçre gibi ülkelerde sağlıksız koşullarda yaşayanların oranının %0,1 dolayında olduğu ortaya çıktı.
GELİRİMİZ KONUT HARCAMALARINA GİDİYOR
Uygunsuz koşullarda ikamet edenlerin oranının en yüksek olmasına rağmen Türkiye’nin, konut harcamaları bakımından da en olumsuz şartları taşıyan ülkeler arasında yer aldığı görüldü. Yapılan araştırmada, kişilere konut bakımı, elektrik, su, doğalgaz ödemeleri gibi rutin harcamaların toplam hane halkı giderlerinin ne kadarını kapsadığı soruldu. Buna göre konut harcamalarının toplam gelir içindeki payının Rusya’da %11, Kore’de %16, Portekiz %17 olduğu belirlenirken Türkiye’de vatandaşların aylık gelirlerinin % 21 ile 5’te birinden fazlasını konut harcamalarına ayırdığı görüldü. Buna göre Türkiye, konut harcaması bakımından OECD ülkeleri arasında gelirinden en yüksek payı ayıran 21. ülke oldu.
TÜRKİYE’DE KİŞİ BAŞINA BİR ODA BİLE DÜŞMÜYOR
Bununla birlikte, araştırmada Türkiye’nin kişi başına düşen oda sayısı bakımından da OECD ülkeleri arasında en kötü durumdaki ülke olduğu görüldü. Ortalama kişi başına düşen oda sayısı Kanada’da 2,6; Yeni Zelanda ve Avustralya’da 2,3 olarak belirlenirken, Norveç ve Hollanda’da kişi başına düşen oda sayısı 2; Finlandiya ve Danimarka’da 1,9; İngiltere, İsviçre, Japonya, Almanya ve Fransa’da 1,8 oldu. Evlerde kişi başına düşen oda sayısı OECD ortalamasında 1,6 çıkarken, Türkiye kişi başına 0,9 oda ile OECD ülkeleri içinde en son sırada yer aldı.
TÜRKİYE’DE İŞ GÜVENCESİ YOK
Konut alanında bu denli olumsuz koşulların yaşandığı Türkiye, iş güvencesi bakımından da sınıfta kaldı. Bir işyerinde 6 aydan daha kısa süreli sözleşme ile çalışanların toplam istihdam içindeki payını ifade eden iş güvencesinin incelendiği çalışmada Türkiye’nin Yunanistan, Slovakya, Lüksemburg, Şili, Brezilya gibi ülkelerden dahi daha olumsuz şartları taşıdığı ortaya çıktı. Buna göre Türkiye, araştırmaya dâhil edilen 36 OECD ülkesi içinde iş güvencesi en zayıf ülke olarak belirlendi.
TOPLUMSAL DAYANIŞMA EN ALT DÜZEYDE
Araştırmada dikkat çeken bir başka unsur ise Türkiye’de sosyal destek kalitesinin sanılanın aksine bir durum sergilemesi oldu. Araştırmada kişilere her ihtiyaç duydukları anda kendilerine yardım edeceğini düşündükleri bir arkadaş ya da yakınlarının olup olmadığı soruldu. Bu soruya olumlu cevap verenlerin oranı İzlanda’da %98, İrlanda’da %96, İngiltere’de %95, Avustralya, Avusturya, Belçika, Kanada’da %94; Japonya’da %90 olarak belirlenirken Türkiye %73’le Estonya, Şili, Kore, Meksika ve Rusya gibi ülkelerin bile gerisinde kalarak, bu konuda da en son sırada yer aldı.
EĞİTİMDE DE SONUÇLAR İÇ AÇICI DEĞİL
Araştırma eğitim konusunda da Türkiye’nin içler acısı halini ortaya koyarken, eğitimde kalma süresi ve eğitime erişim imkânları bakımından son sırada yer almasının yanında Türkiye’de öğrencilerin okuma, matematik ve fen bilimleri alanında uluslararası standartların oldukça gerisinde kaldığı görüldü. Yapılan değerlendirmede Türkiye’de öğrencilerin okuma, matematik ve fen bilimleri alanındaki beceri bakımından 36 OECD ülkesi arasında Brezilya, Meksika ve Şili’nin ardından en kötü durumdaki 4. ülke olduğu ortaya çıktı.
HAVA KİRLİLİĞİ VE ÇEVRE KONUSUNDA SINIFTA KALDIK
İyi yaşam koşullarının çevre bakımından değerlendirildiği araştırmada, 100 binden fazla nüfusa sahip olan yerleşim yerlerinde yaşayanların soluduğu hava kalitesi bakımından Türkiye’nin Şili’den sonra sondan ikinci olduğu ortaya konuldu. Bunun yanında araştırmaya katılan vatandaşların yaşadıkları bölgelerde kullandıkları suyun kalitesinden memnuniyet durumlarına göre yapılan değerlendirmede Türkiye %61’lik memnuniyet oranıyla Rusya’dan sonra sondan ikinci sırada yer alırken, su kalitesinden en fazla memnun olan ülkeler, %95’le İsviçre, %96 ile Avusturya ve Norveç, %97 ile İzlanda ve İngiltere şeklinde sıralandı.
KENDİMİZİ SAĞLIKLI HİSSETMİYORUZ
Ortalama yaşam beklentisinin 74,6 yıl ile Rusya, Brezilya ve Meksika’dan sonra en düşük olduğu dördüncü OECD ülkesi olan Türkiye’de “kendimi sağlıklı hissediyorum” diyenlerin oranının da OECD ortalamasının altında kaldığı görüldü. “Kendimi sağlıklı ve iyi hissediyorum” diyenlerin OECD ortalaması %67 olarak belirlenirken, bu oranın en düşük olduğu ülkeler %30 ile Japonya, %37 ile Kore ve Rusya oldu. Kendisini sağlıklı hissedenlerin en yoğun ülkelerin; %90’la ABD, %89 ile Yeni Zelanda, %88’le Kanada, %85’le Avustralya, %83’le İrlanda ve %81’le İsviçre olarak belirlendiği araştırmada Türkiye %67 oranı ile 21. sırada yer aldı.
DEMOKRASİSİ EN GERİ KALMIŞ OECD ÜLKELERİNDEN BİRİYİZ
Bütün bu unsurların yanında araştırmada, kanunların oluşturulması sürecinde vatandaşların görüşlerine ne derece itibar edildiği sorusu üzerinden yapılan değerlendirmede de Türkiye’nin sınıfta kaldığı ortaya çıktı. Vatandaşların çıkarılan kanunlara etkisinin en az olduğu ülkelerin başında geldiği belirlenen Türkiye’ye rağmen, bu konuda en fazla memnuniyet İngiltere, İsveç, Polonya ve Kanada vatandaşlarında görüldü. Türkiye ise demokratikleşmede OECD ülkeleri arasında kendisine Şili, İsrail, Rusya, Estonya, Brezilya gibi ülkelerin önünde 26. sırada, demokrasisi en az gelişmiş 10 ülkeden birisi olarak yer bulabildi.
EN MUTLU ÜLKELER İSVİÇRE, NORVEÇ, İZLANDA
Kişilerin yaşamlarındaki tüm koşulları göz önünde bulundurarak yaşam memnuniyetlerini 0 ile 10 arasında değerlendirmelerinin istendiği ve bu verilerin ağırlıklı ortalamasının hesaplandığı araştırmada Türkiye, Rusya, Şili, Kore gibi ülkelerin gerisinde kalarak 10 üzerinden 5,3 ile yaşam memnuniyetinin en düşük olduğu dördüncü ülke oldu. Macaristan’ın 4,7 ile yaşam memnuniyeti en düşük olan ülke olarak belirlendiği araştırmada 7,8 ile İsviçre; 7,7 ile Norveç; 7,6 ile İsveç ve İzlanda; 7,5’le Hollanda ve Danimarka ise yaşam memnuniyeti en yüksek ülkeler olarak sıralandılar.
OECD ARAŞTIRMASINA GÖRE TÜRKİYE GÜVENLİ BİR ÜLKE DEĞİL
Son 12 ay içerisinde kişilerin saldırıya ya da gaspa uğrayıp uğramadığının sorulduğu araştırmada Türkiye’nin güvenlik bakımından da OECD ülkeleri arasındaki en kötü durumdaki ülkelerden birisi olduğu sonucuna varıldı. Buna göre Kanada, Japonya, Polonya, İngiltere ve Avustralya’nın en güvenli ülkeler olduğu belirlenirken, en sık saldırıya uğranılan ülkelerin sırasıyla Meksika, Şili, Belçika, Brezilya, İsrail, Portekiz, Estonya ve Türkiye olduğu ortaya çıktı. Türkiye 5,1 oranı ile vatandaşların en sık saldırıya uğradığı 8. ülke oldu.
Yıllık emniyet kayıtları üzerinden yapılan değerlendirmede ise Türkiye, en sık cinayet işlenen ülkeler arasında başlarda yer aldı. Buna göre en az cinayetin işlendiği ülkeler İzlanda, Japonya, Avusturya, Norveç ve Slovenya olarak belirlendi. En sık cinayet işlenen ülkeler ise Meksika, Brezilya, Rusya ve Estonya oldu. Türkiye ise Şili’den sonra en fazla cinayetin işlendiği ülkeler kategorisinde 36 OECD ülkesi arasında en sık cinayet işlenen 7. ülke olarak tespit edildi.
EN UZUN ÇALIŞMA SÜRESİ TÜRKİYE’DE
Araştırmada çalışma süreleri bakımından da Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında en kötü durumda olduğunu ortaya çıktı. OECD ortalamasının %8,76 olduğu, haftalık çalışma süresi 50 saat ve üzerinde olan çalışanların toplam çalışanlara oranı Türkiye’de %46,1 olarak belirlendi. Buna göre Türkiye’de bağımlı çalışanların yarıya yakının aylık 200 saat ve üzerinde çalıştırıldığı ortaya çıktı. Türkiye’nin 36 OECD ülkesi içinde en uzun çalışma süresine sahip olduğu belirlenen Türkiye, çalışma süreleri bakımından da sınıfta kaldı.
ÇALIŞMAKTAN KENDİMİZE VAKİT AYIRAMIYORUZ
Araştırmada tam zamanlı olarak çalışanların kişisel bakım ve boş vakitleri de incelendi ve Türkiye’nin çalışanlarına en az boş vakit tanıyan ülke olduğu ortaya çıktı. OECD ortalamasının 14,87 olmasına rağmen Türkiye’de bir çalışanın mesai dışında uyku, işe gelip gitme, kişisel bakım ve boş vakit olarak günlük 11,73 saati kalırken Meksika’da 12,66; Şili’de 13,66; İsrail’de 13,81 ve Japonya’da 13,96 saatinin kaldığı görüldü. Çalışanların kendilerine en fazla vakit ayırabildikleri ülkeler ise günde 16,06 saat ile Danimarka, 15,85 ile İspanya, 15,71 ile Belçika, 15,66 ile Hollanda ve 15,56 saat ile Norveç oldu.
KONCUK: TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR?
Türkiye Kamu-Sen AR-GE Merkezinin OECD’nin İyi Yaşam Endeksi üzerinden yaptığı çalışmaya ilişkin bir açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, bugüne kadar her alanda dile getirdikleri gerçeklerin OECD çalışmasıyla bir kez daha tescillendiğini söyledi. Koncuk, “Türkiye Kamu-Sen olarak yaptığımız tüm araştırmalar ve çalışmalarda ortaya çıkan sonuçları zaman zaman Türk halkı ile paylaşmış ve vatandaşlarımızın içinde bulunduğu açmazı istatistiki bilgiler ışığında ortaya koymuştuk. Yıllardır çizilen pembe tablolara rağmen, ülkemizdeki yaşam şartlarının bizimle eşdeğer ülkeler karşısında ne denli geride kaldığı bu araştırmayla gün yüzüne çıkmıştır. Son 11 yıldır ekonomimizin sürekli olarak büyüdüğü ifade edilmektedir. Ancak, ekonomik büyümenin insani boyutunun olmaması bu büyümeyi de değersiz kılmaktadır. En uzun çalışma sürelerinin, en güvensiz istihdam yapısının, en kötü yaşam koşullarının, en kötü barınma şartlarının, en olumsuz çevre koşullarının Türkiye’de olduğu düşünüldüğünde vatandaşlarımızın insanca yaşayabileceği bir ülke yaratmak zorunlu hale gelmiştir. Bunun ana araçlarından bir tanesi ücret ve istihdam sisteminin vatandaşlarımızın lehine düzenlenmesi olmalıdır. Odağında insani değer taşımayan politikalarla ülkemizin geldiği iç karartıcı nokta ortadadır. Güney Amerika ülkelerini bile aratacak olumsuzlukların yaşandığı ülkemizde sosyal patlamalar yaşanmadan önce tedbir alınmalı ve hak ettiğimiz yaşam şartları oluşturulmalıdır.” dedi.