Sabıkalılar konuşuyor şerefliler susturuluyor!
"Geçtiğimiz Cuma akşamı AKP kontrolü altına alınan STAR televizyonunda, Hulki Cevizoğlu'nun her hafta, en ilginç konuları milliyetçi ve memleketçi bir perspektiften ele alan CEVİZ KABUĞU programı yayınlanmadı, yerine film oynatıldı
Sabıkalılar konuşuyor şerefliler susturuluyor!
"Geçtiğimiz Cuma akşamı AKP kontrolü altına alınan STAR televizyonunda, Hulki Cevizoğlu'nun her hafta, en ilginç konuları milliyetçi ve memleketçi bir perspektiften ele alan CEVİZ KABUĞU programı yayınlanmadı, yerine film oynatıldı. Anlaşılan bu program, ele alınan konular ve Hulki'nin taraf tutmayan, kimsenin gözünün yaşına bakmayan tutumu, AKP iktidarının hoşuna gitmemiş. STAR'ın şimdiki yöneticileri, Cevizoğlu'nun elinde bağlayıcı bir kontrat olmasına rağmen, O'ndan kurtulmanın çarelerini arıyorlar. Önce, Hulki Cevizoğlu'na kendisi istemeden ve rızası olmadan, kontrata göre re'sen 3 haftalık izin verelim demişler ve vermişler. Bakalım bu süre bitince, 25 Haziran Cuma günü CEVİZ KABUĞU'nu nasıl karartacaklar? Belki de Çaykovski'nin ünlü "Fındık Kıran" balesini "Ceviz Kıran" diye yayına sokarlar.
"Ceviz Kabuğu" programı kalite ve içerik bakımından, televizyonlardaki diğer böyle tartışma programlarının, fersah fersah üstünde -reytingi yüksek- bir program. Bu başarını sırrı ne? Önce ele alınan güncel, merak çekici konular ve konuklar. Ama asıl Hulki'nin, başka program yöneticileri ve sunucularla kıyaslanamayacak tarzı, üslubu. Yavşamıyor, yılışmıyor, taviz vermiyor, kimsenin gözünün yaşına bakmadan, objektif olarak konuları, "poker suratı" diye bilinen, elindeki kartları belli etmeyen şekilde irdeliyor.
VE "MANŞET"
Bu gibi programların öteki tarafında ise -mesela- Mehmet Ali Birand'ın "Manşet" programı var. Önceki gün Birand, yerel dillerde yayınlar konusundaki programı, ağzı kulaklarına vararak "Bir korkunun daha sonu geldi... Bir tabu daha yıkıldı" diye başlattı. Konuğu eski Kürtçülerden Şerafettin Elçi idi. Elçi hemen dişlerini gösterdi, "Bu yayınlar yetmez. Devlet propagandası yapılmamalı. Kürtler kendi yayınlarını kendileri yapmalı, kendi TV kanallarını kurmalılar" dedi. O, Kürtlerin devlete ortak çıkmaları peşinde! Boşnaklar'ı temsil eden konuk ise ölçülü ve sıkıntılı idi. Ne Boşnaklar'dan ne Çerkezler'den böyle bir talep gelmişti. Herhalde Boşnak kökenli Türkler, paravan olarak kullanıldıklarının farkındalar. Bu konunun sonu gelmeyecek.
Benim bugün asıl maksadım, devletimizin temeli olan Türkçe'mize yapılan saldırılara karşı duran "ses bayrağımız yerlerde sürükleniyor" diye feryat eden Hulki Cevizoğlu (*) ile, Kürtçe'yi, Kürtleri TC pahasına Kürt Devletini kurmak çabalarını, "bir korku daha gitti bir tabu yıkıldı" diye alkışlayan Mehmet Ali Birand'ı kıyaslamak.
Birand'ın ordu karşıtlığından başlayan "gafletinin" ve aşırı "Kürt" dostluğunun sebeplerini bilmek lazım. Birand'ın ana tarafından kökeni Osmanlı'ya ilk başkaldıranlardan Bedirhan aşireti.
Bedirhanlılar 1919'da Sivas'ta, İngiliz casusu Noel'le birlikte Mustafa Kemal'i kaçırmaya teşebbüs etmişlerdi. Mehmet Ali Birand, TRT'de başlattığı "32. Gün" programında yolsuzluk yaptığı için mahkum olmuştu. Sonra "barışçı çözüme" taraftar olduğu için APO'nun huzuruna gitti, onu adeta sempatik göstermeye çalıştı. Devlet arşivlerine de geçen bir rivayete göre, Şemdin Sakık'a "bana bir fotoğraf fırsatı hazırlayın" demiş ve onun hatırı için bir korucunun "cezalandırılması" sahnelenmiş. Bu olay ilgililerce kendisine hatırlatıldığında, "Seni kullanıyorlar Mehmet Ali" diyenlere, "Beni siz de kullanın paşam" cevabını vermiş. Ama O'nu çoğunlukla Karen Fogg kullandı, AB kullanıyor, bugünlerde de Kürtçüler kullanıyor. Son olarak APO'ya "Müzakere tarihi alınınca sana af çıkar ilk röportajını bana ver" diye haber göndermişti.
Ancak bütün bunlar unutuluyor, unutturuluyor. Hulki Cevizoğlu'nun yiğit sesi susturulurken; bu Mehmet Ali, bazı belli kesimlerin baş tacı ve bir holding tekelinin "Manşetlerinde"!...
Dil konusunda ben, gücümün yettiği kadar mücadeleye devam edeceğim. Çünkü, Birand'ın "korku sona erdi" demesine ve bazı aymazların "çok kültürlülük bayramını" kutlamalarına rağmen, Türklüğün yok edileceği ve TC Devletinin yıkılacağı korkusu, asıl şimdi canlanıyor.
Bekleyin bu alanda daha neler olacak, daha ne dayatmalar gelecek!
Yaşar Kemal de memnun. "Kürtler neden ayrılsınlar" diyor. Doğru neden ayrılsınlar ki -onlar ayrılmayacak- gafletimiz devam ederse, bizi ayıracaklar ve vatanımıza sahip çıkacaklar. Kürt ideologu Musa Anter ne demişti? "Biz neden Hakkari'de Şırnak'ta sıkışıp kalalım? Mersin de Antalya da bizimdir..."
(*) Bu konudaki Ceviz Kabuğu programını izlemedinizse Hulki Cevizoğlu'nun "Türkiye ve Türkçe Üzerinde Oynanan Oyunlar" kitabını mutlaka okuyun ve okutun...
ALTEMUR KILIÇ