Türk Sağlık-Sen Sağlık Bakanlığı önünde
Türk Sağlık-Sen Genel Merkezi 2007 yılında sağlığa ayrılan yetersiz bütçeyi Sağlık Bakanlığı önünde protesto etti
Türk Sağlık-Sen Sağlık Bakanlığı önünde
Türk Sağlık-Sen Genel Merkezi 2007 yılında sağlığa ayrılan yetersiz bütçeyi Sağlık Bakanlığı önünde protesto etti. Çok sayıda sağlık çalışanının katıldığı protesto eyleminde basın açıklamasını, rahatsızlığı dolayısıyla eyleme katılamayan Genel Başkan Önder Kahveci'nin yerine Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız yaptı.
TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL BAŞKANIBİRCAN AKYILDIZ'IN YAPTIĞI AÇIKLAMANIN TAM METNİ:
Değerli Basın Mensupları;
Türkiye Kamu- Sen olarak Türkiye'nin sağlığına ayrılan komik ve yetersiz bütçeyi, Türkiye'nin sağlığına bu bütçeyi layık görenleri, insanımızın sağlığını bu bütçe rakamlarına mahkum edenleri protesto için toplanmış bulunuyoruz.
2006 yılında 7.477 milyar YTL olan Sağlık Bakanlığı bütçesi, 2007 yılında 6.581 milyar YTL'ye düşürülmüştür. Dünya Sağlık Örgütünün bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için sağlığa genel bütçeden %10'lar civarında pay ayrılmasına gerektiğini belirtirken 2006 yılında 4.3 olan bütçeden sağlığa ayrılan pay, 2007 yılında küçültülerek yüzde 3.2'ye indirilmiştir. 1960'lı yıllarda sağlığa ayrılan bütçenin 5.27 olduğu düşünülürse aradan gecen 46 yıl sonra bu oranın çok gerisinde olmak Türkiye'de sağlığın nasıl gözden çıkarıldığının kanıtıdır.
Sağlıkta IMF'nin emirleriyle tebliğler yayınlayarak , parasal hesaplar içine giren vatandaşın ilacına göz diken bu iktidar, şimdi de sağlığı bütçede de unutarak Türkiye'nin sağlık sistemini çöküşe sürüklemektedir.
AKP uyguladığı politikalarla devlet hastanelerini işletmelere dönüştürmek vatandaşı da müşteri yapmak istemektedir. 2007 yılında uygulamaya girecek olan Genel Sağlık Sigortasıyla da vatandaşa parası kadar sağlık hizmeti sunulacak olması, hazırlanan bütçede sağlığa ayrılan yüzde 3'lük pay hükümetin sağlığa bakış açısını ortaya koymuştur.
Kıymetli Basın Mensupları;
Sağlık Bakanlığı devlet hastanelerinin sosyal güvenlik kuruluşlarından alacaklarını tahsil etmeyerek hastaneleri borç batağında, hacizlere mahkum bırakmıştır. Hastanelerin alacaklarının peşine düşmeyen bakanlık trajikomik bir uygulamaya daha imza atarak hastanelerin olmayan paralarını birbirlerine borç vermesini istemiştir. Kendi kurumların sorunlarına böylesi bir duyarsızlıkla yaklaşan Sağlık Bakanlığı sağlığın yönetimini her geçen gün sağlıkla ilgili tebliğler yayınlayan Maliyecilere bırakmış, İlaç sektörü yabancı sermayenin emrine vermiş, Hastaneleri ali dibo düzenlerine teslim ederek, taşeronlaşmanın önünü açmıştır. Sağlığa ayrılan bu düşük bütçe bile ne yazık ki vatandaşın sağlığının korunması, sağlık çalışanlarının mali ve sosyal haklarının iyileştirilmesi için kullanılmak yerine yine bu düzenlere teslim edilecektir.
Çünkü Sağlık Bakanlığının uyguladığı politikaların vatandaşa ve kamu çalışanlarına olumlu bir katkısı yoktur. Sağlıkta dönüşüm programı adı verilen uygulamalarla birlikte sağlıkta geriye gidiş yaşanmış, temel sağlık hizmetleri ihmal edilmiştir. Bu süreçte Türkiye'de bulaşıcı hastalıklar artmış, denetimsizlikler yüzünden gıda da toplu zehirlenmeler yaşanmış, firmalara sağlık hizmetleri personeli ile birlikte ihale edilerek sağlık alınıp satılan bir meta hale getirilmiştir. Hastanelerde kuyruklar azalmamış, vatandaşın ilaca ulaşma ve tedavi olma imkanı kısıtlanmıştır.
Vatandaştan bu hizmetler esirgenirken devletin kaynakları küresel sermayeye aktarılmış, Sağlıkta parasal hesaplar insan sağlığının ve hayatının önüne geçmiştir. Sağlıkta özelleştirmeye kucak açan hükümet vatandaşı da bu tüccar zihniyeti içerisinde sağlık hizmetlerinden yoksun bırakmıştır. Tüm bunlarla yetinmeyen iktidar sağlıkta tasarruf gibi insan hayatına kastedecek uygulamayı yürürlüğe koyarak insanlarımızı adeta ölüme götürmektedir.
Değerli Basın Mensupları;
Sağlık Bakanlığı yanlış politikalarını çalışanlar üzerinde de sürdürmekte farklı statüde personel istihdam ederek çalışma huzurunu baltalamakta, çalışanları birbirlerine alternatif gibi sunarak sağlık çalışanlarını adeta tehdit etmektedir. Sözleşmeli çalıştırılan personellerin aile birlikleri bozulmuş, her gün işlerini kaybetme korkusuyla yaşar hale gelmişlerdir.
Bugün döner sermaye alacaklarını tahsil edemeyen hastanelerimiz de sözleşmeli personeller maaşlarını alamamakta, bütçesini döner sermayeden aldığı paya göre ayarlayarak harcama yapan sağlık personeli kredi kartını borcunu, taksitlerini ödeyemez durumdadır. Çalışanların hakkı olan banka promosyon paraları tüm çabalarımıza rağmen hala bazı kurum yöneticileri tarafından çalışanlara ödenmeyerek başka amaçlar için kullanılmaktadır. SSK hastaneleri devredilirken hiçbir çalışan mağdur olmayacak diye nutuk atanlar bugün 55 bin eski SSK çalışanının mali ve özlük haklarında kayba uğrayarak mağdur olması karşısında sessizliğe bürünmüşlerdir.
Devlet memurları haftalık 40 saat mesai yaparken Sağlık çalışanları 45 saat mesai yapmakta fakat bu fazla çalışmaların karşılığı hiçbir şekilde ödenmeyerek bu hakları gasp edilmektedir. Sağlık Bakanlığı yapılan bu hak gaspının önüne geçmek bir yana, röntgen teknisyenlerinin sağlığını hiçe sayarak çalışma saatlerini artırmak istemektedir. Son icraatları olan Personel Dağılım Cetveli ile de İllerden ilçelere, köylere sağlık çalışanlarını sürgüne göndermeye çalışmaktadırlar.
Görüldüğü gibi Sağlık Bakanlığı uyguladığı politikalarıyla sınıfta kalmıştır. Sağlık çalışanlarından sıfır almıştır. Sorun çözme yerine sorun üreten, Milletin sağlığı ile oynayan bu iktidara artık bu kötü alışkanlığınızı terk edin, küresel sermaye yeteri kadar hizmet ettiniz biraz da Türkiye'ye hizmet edin diyoruz.
Kıymetli Basın Mensupları;
TBMM'de görüşülen bu bütçe ne kamu çalışanının ne de vatandaşın bütçesidir. bu bütçe IMF talimatıyla hazırlanan kürsel sermayelere hizmet eden bütçedir. Bu bütçede sosyal devlet yok sayılmış, sağlığa ayrılan bütçe kısıtlanmış, vatandaş görmezden gelinmiştir.
2007 yılı bütçesi sağlık hizmetini engelleyen, insan sağlığına zarar veren bir bütçedir. Bu bütçe sağlıkta ölüm bütçesidir.
Çalışanın sefalete itildiği, işsizliğin tavan yaptığı, milli gelirden vatandaşa düşen payın her geçen gün makaslandığı ülkemizde yatırımlara yer vermeyerek, milletin menfaatlerini es geçen küresel güçlere hizmet eden bütçeyi, böyle bir bütçeyi hazırlayan iktidarı protesto ediyoruz.
Milletine ve Kamu çalışanına bu bütçede de sırtını dönen AKP iktidarından sandık önümüze geldiğinde hesap soracağız. Onlara seçim günü biz de sırtımızı dönerek güle güle diyeceğiz
Hepinize Teşekkür Eder, Saygılar Sunarım.