Geçtiğimiz yıl Erzurum'da yapılan Türkiye Kamu-Sen istişare toplantısında yaptığı konuşmada, Erzurum'da Türk Bayrağı taşıyanlara polisin biber gazı ile müdahale etmesini değerlendiren ve bu kararı verenleri eleştiren Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’a Erzurum'da açılan davada mahkeme 354 gün hapis cezası vermiş, ceza 7080 (Yedi bin seksen) TL para cezasına çevrilmişti
Geçtiğimiz yıl Erzurum'da yapılan Türkiye Kamu-Sen istişare toplantısında yaptığı konuşmada, Erzurum'da Türk Bayrağı taşıyanlara polisin biber gazı ile müdahale etmesini değerlendiren ve bu kararı verenleri eleştiren Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’a Erzurum'da açılan davada mahkeme 354 gün hapis cezası vermiş, ceza 7080 (Yedi bin seksen) TL para cezasına çevrilmişti.
Genel Başkanımız İsmail Koncuk’a verilen cezaya ise tepkiler dinmeksizin devam ediyor. Yüzlerce internet sitesinde cezaya ilişkin eleştirilerini sıralayan vatandaşlar mahkeme kararına tepki gösterirken Türk Eğitim-Sen Esenler İlçe Temsilcisi Yücel Önder’in bu karara ilişkin yazdığı yazı ise her şeyi anlatır nitelikteydi. İŞTE O YAZI;
“Türk Eğitim-Sen ve Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’ a geçen sene Erzurum’ da yaptığı bir konuşma sebebiyle 354 gün hapis cezası verildi. Hapis cezası paraya çevrildi: İsmail Koncuk, 7000 TL ödeyecek. Davanın ayrıntıları 21 Şubat günü kamuoyuyla paylaşıldı. Sosyal medyada geniş yankı buldu. Mesele basit gibi görünüyordu ancak dava İsmail Koncuk’ un aleyhinde sonuçlandı. Genel başkan, Türk bayrağı açan gençlere biber gazıyla müdahale edilmesini emreden polis yetkilisi hakkında birkaç söz sarf etmişti. Türk diye bir milletin yaşamadığı mükemmel demokratik ülkemizde yargı erkinin de tam bağımsız olduğundan asla şüphe duymuyorum, şaka değil gerçek... Eskiler ne demişse doğru söylemişler: Ateş olmayan yerden duman çıkmaz! Hiç kimse durduk yere ne dava açar ne de böyle bir karara imza atar. Şimdi ayrıntılara bakalım:
Eee İsmail Koncuk, sen akil insanlığı elinin tersiyle itersen,
Genel merkez kongresinde ’’Türk’ üm, müslümanım!’’ diye haykırırsan,
Nabi Avcı’ ya ’’O koltukta bir dakika bile oturma!’’ dersen,
Eş durumu mağdurlarının uslanmaz sesi olursan,
Memuru masada satanların peşini bırakmazsan,
Millî ve manevî değerlere sahip çıkarsan,
Makarna dağıtarak sosyal devlet olunmuyor; dersen,
MEB’ in her uygulamasını yargıya taşırsan,
Ücretli öğretmenlerin gerçek sayısını açıklarsan,
Alan değişikliği skandalına müdahale eder durursan,
Memura verilen zamcığı az bulursan,
İktidarın kendi devletini kurduğunu söylersen,
TBMM önünde Andımız’ ı okursan,
Memurların % 97’ sinin borçlu olduğunu açıklarsan,
Alo 147’ nin kapatılmasını talep edersen,
Herkesin hükûmetten 10.500 dolarını istemesini söylersen,
28 Aralık’ ta Ankara’ yı ’’Hırsıza değil memura bütçe!’’ diye inletirsen,
Öğretmenler Günü anketi yapıp kirli çamaşırları ortaya dökersen,
Bakanlığın şömine başında yönetilmeyeceğini iddia edersen,
Şerefli adam yalan söylemez, söyleyene ne denir; sorusunu sorarsan,
Öğrenim özrünü sürekli gündemde tutarsan,
MEB’ deki fişlemelerle ilgili suç duyurusunda bulunursan,
Dönem başında zillerin sorunlarla çalacağını iddia edersen,
Memur-Sen’ in kamuoyunu aldatmaya çalıştığını söylersen,
Akademik personelin özlük/ekonomik sorunlarını dillendirirsen,
MEB’ in uygulamalarına karşı sürekli refleks gösterirsen,
Demokratikleşme paketini protesto edersen,
İş güvencesi kırmızı çizgi olarak belirlersen,
’’Şivan Perver Değil Vatanperveriz!’’ eylemi yaparsan,
Yayınlanan her yönetmeliğe dava açarsan,
MEB’ e ’’Problem üreten bakanlık…’’ dersen,
Birtakım çevrelerin ahlak maskelerinin düştüğünü iddia edersen,
Ekonomimizi freni patlamış kamyona benzetirsen,
MEB’ i, hükûmeti ve ’’birileri’’ni sürekli yerden yere vurursan,
Kısacası ’’birileri’’nin tekerine sürekli çomak sokarsan kusura bakma da İsmail Koncuk sana az bile ceza vermişler.
Bir sendikanın genel başkanı bir gün Erzurum’ da bir gün Edirne’ de olursa, iki dakika yerinde oturmazsa illâki başına bir iş gelir. Bizim Teke havalisinde yerel bir atasözü vardır: Tek duran, teknesiyle; derler. Yani: Düzgün durursan sana bir şey olmaz! Biz Ankara’ da yaşamıyoruz ancak duyduğuma göre Ankara’ daki bağzı sendika başkanları da oturdukları koltuklardan kalmazlarmış. Onları anlatmaya atasözünün teknesi yetmez, gemicik lazım. Ancak gemiciği çoktan aldılar. Gemi en makûlü… Ankara’ da geminin ne işi var, derseniz. Melih Gökçek boğaz yapacak ya bol bol binersiniz. Milleti de bindirirsiniz. Siz zaten alışkınsınız bindirmeye”