Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, son dönemde yeniden gündeme getirilen Memurun iş güvencesi konusunda değerlendirmelerde bulundu
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, son dönemde yeniden gündeme getirilen Memurun iş güvencesi konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Malum sendikanın taşra uzantılarının memuru iş güvencesi üzerinden tehdit etme cüretini gösterdiğini belirten Genel Başkan İsmail Koncuk, böyle bir tehdide hiçbir memurun boyun eğmeyeceğini belirtti.
Genel Başkan İsmail Koncuk, Türkiye Kamu-Sen’in izanlı ve şerefli bir sendikal anlayışı temsil etiğini kaydetti.
Koncuk değerlendirmesinde;
Bugünlerde, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda da yapılacak değişiklikler konuşuluyor. Bazı yandaş internet siteleri, bu çalışmaları, “Memura Müjde" başlıklarıyla verse de, aklı başında her memur, bu yapılacak olan değişikliğin müjde olmayacağını biliyor. Burada esas hedef, memurlar için iş güvencesiz bir çalışma hayatını oluşturmaktır. Tabi ki, bunu yapmak çok da kolay değil, Anayasa'nın 128. Maddesini de değiştirmek gerekir, bunu yapabilecek güç, şuan, tek başına hiç bir siyasi partide bulunmamaktadır, bunu yapamayanlar, geçmişte, 2014 yılında, 6552 Sayılı Torba Yasayla, işi arkadan dolanarak çözmeye çalışsa da, yanlış hesap Bağdat’tan döner hesabı, Anayasa mahkemesi, bu maddeyi iptal etmişti. Şimdi de, benzeri yollar takip edilebilir, iş güvencemizi hukuken korumamızı sağlayan yargı hakkımız, bir şekilde sulandırılmak istenilebilir, ancak, hukuken özürlü çıkacak bir yasa, hukuki himaye göremez. Türkiye Kamu Sen olarak, yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyoruz, yapılması gereken her şeyi elbette, bugüne kadar ortaya koyduk, yine yaparız.
Buraya kadar her şey normal, ama kulağıma gelen şeyler, “Bunu da mı yaptılar?” dedirtecek cinsten. Şöyle ki, malum sendikanın Genel Merkezi de, “Memurun iş güvencesinin ortadan kaldırılmasına müsaade etmeyeceğiz”, diye açıklamalar yapıyor, ne kadar samimi olduklarını önümüzdeki günlerde göreceğiz, ancak taşra da farklı şeyler yaşanıyor, bu malum sendikanın taşra uzantıları bu durumdan da nemalanmaya çalışıyorlarmış. Bazı memurların yanına giderek, "Bakın iş güvencesi kaldırılıyor, bize üye olmazsanız, işten atılırsınız" gibi baskılar oluşturuluyormuş. Normalde, aklı başında bir memuru bu şekilde tehdit etmek mümkün değildir, birazcık düşünebilen herkes, bu tür bir tehdit karşısında, "Hadi oradan, böyle bir tehdit varsa, bir sendika olarak bununla mücadele etmeniz gerekirken, yüzünüz kızarmadan bir de, beni tehdit mi ediyorsunuz?" diyerek, bunların yüzüne de tükürür ve yanından kovar. Bu şeref yoksunu anlayış, geçmişte de bir çok konuda bu malum sendikacılar tarafından sergilenmişti, stajyerler tehdit edilmiş, yöneticilere şantaj yapılmış, rotasyon bile daha uygulanmadan, bunlar tarafından kullanılmıştı. Bunların müşterisi de, maalesef akıl almayacak kadar çokmuş.
Bu yaşananlar ne yoğunluktadır, bilmiyorum, ama az da olsa, çok da olsa, bunlar yaşanıyor. İş güvencesi ile ilgili şuan yaşadıklarımız henüz düşünce aşamasında, hayata geçmesi de o kadar kolay değil. Bunlar sadece bugüne ait düşünceler de değil, 2003 yılından bu yana benzeri açıklamalar yapılmaktadır. Belki de, yapılacak düzenleme, kanunun çıktığı tarihten sonra işe girenleri kapsayacak, bunlar henüz muallak, ancak, ne olursa olsun, şerefli, izan sahibi bir insan, sadece, kendisini tehdit eden uygulamalarla mücadele etmez, bu ülkede çocuklarının, torunlarının da yaşayacağı gerçeğinden hareket eder ve üzerine düşen sorumluluğu bırakınız memur olmayı, bir insan olarak, bu ülkenin bir şerefli bir vatandaşı olarak ortaya koyar.
Bu yaşadıklarımızdan hareketle, şunu gururla söyleyebilirim, İŞTE, TÜRKİYE KAMU-SEN, SENDİKACILIKTA, BÖYLE BİR İZANI, BÖYLE BİR ŞEREF ANLAYIŞINI TEMSİL ETMEKTEDİR. KARAR SİZİN!