Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Sosyal Güvenlik Reformu Tasarısının bugünün değil geleceğin tasarısı olduğunu belirterek, tek amaçlarının gelecek nesilleri ağır yük altında bırakmamak olduğunu söyledi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, Sosyal Güvenlik Reformu Tasarısının bugünün değil geleceğin tasarısı olduğunu belirterek, tek amaçlarının gelecek nesilleri ağır yük altında bırakmamak olduğunu söyledi.
Başesgioğlu, Türkiye Kamu-Sen tarafından düzenlenen 'Sosyal Güvenlik Reformu Hayatımızı Nasıl Etkileyecek' konulu panele katıldı. Kocatepe Diyanet Vakfı Konferans Salonu'nda düzenlenen panelin açış konuşmasını yapan Bakan Başesgioğlu, küreselleşme ile birlikte dünyada önemli gelişmelerin olduğunu ancak gelişmekte olan ülkelerin küreselleşmenin olumsuz sonuçlarından etkilendiklerini belirterek, Türkiye'nin de bu kapsamda sosyal politikalarını çizmeye çalıştığını ifade etti. Sosyal Güvenlik Reformu tasarısının 58. Hükümetin Acil Eylem Planı içerisinde olduğunu ve aradan geçen süre içerisinde tartışmaya açıldığını belirten Başesgioğlu, "Herkesin görüşünü aldık. Tasarı kapsamlı olduğunu için tartışmaya daha çok muhtaçtır. Ancak unutulmamalıdır ki tasarı bugünün değil geleceğin tasarısıdır" dedi. Başesgioğlu, tasarıyı nesiller arasındaki yük dağılımı düşünerek objektif olarak hazırlamaya çalıştıklarını belirterek, Emeklilik Sigorta Kanunu ve Genel Sağlık Sigortası'nın Başbakanlık'tan sonra Meclis Komisyonu'na gönderildiğini hatırlatıldı. Tasarının komisyonda görüşülmeye başladıktan sonra kamuoyunda daha fazla tartışılacağına ve eksikliklerinin giderileceğine inandığını vurgulayan Başesgioğlu, "Biz Çalışma Bakanlığı olarak bu tasarıyı hazırladık. Ancak tasarının sürdürülebilir olması ve ülke gerçeklerine uygun olması için hatta bundan da önemlisi 3-5 yıl sonra 'gerçekten güzel yasa yapılmış' denebilmesi için elimizden geleni yaptık" diye konuştu.
"SOSYAL GÜVENLİK REFORMUNU HAZIRLARKEN SADECE SİSTEMİN AÇIKLARINI DÜŞÜNMEDİK"
Başesgioğlu, Sosyal Güvenlik Reformu Taslağının Genel Sağlık Sigortası, Emeklilik Sigortası, Sosyal Yardımları ve bunları organize edecek bir kurumdan olmak üzere dört ana ayağının olduğunu dikkat çekerek, şuanda 2003 verilerine göre sosyal yardımlar dahil sosyal güvenlik sistemine 50 katrilyon liralık kaynak aktarıldığını söyledi. Bunun 32 katrilyonluk kısmının çalışanların katkı paylarından kalanının ise Hazineden karşılandığını dile getiren Başesgioğlu, bu kaynak üzerinden yüzde 10'luk tasarruf sağlayacak düzenlemenin önemine değindi. "Biz Sosyal Güvenlik Reformunu hazırlarken sadece sistemini açıklarını düşünmedik" diyen Başesgioğlu, sosyal güvenlik sisteminin açığının 25 katrilyon lira olduğunu ve bu kaynağın Hazine'den aktarıldığını hatırlatarak şöyle konuştu:
"Bu para Hazine'den sosyal güvenliğe aktarılırken 'kara delik' olarak adlandırılıyor. İşte benim itirazım bu anlayışa. Tabi ki devlet sosyal güvenlik sistemine katkı verecek. Ancak adını koyacak, sadaka verir gibi vermeyecek. Devlet, 'Ey çalışanım ben gönüllü olarak senin sosyal sigortana yüzde 5 katkı vereceğim' diyecek." Başesgioğlu, Türkiye'de şuanda sosyal güvenlik sisteminin tüm nüfusu kapsayacak şekilde olmadığının altını çizerek, vatandaşların önemli bir bölümünün sosyal güvenlik çatısı altında olmadığını dile getirdi. 70 milyon nüfusa sahip Türkiye'de 81 milyon kişiye sağlık sigortasından yararlandığını vurgulayan Başesgioğlu, sistemin yeterli olmamasından dolayı vatandaşların gayri ahlaki yollara başvurduğunu kaydetti.
Türkiye'nin genç bir nüfusa sahip olmasının çok büyük bir avantaj olduğunu ancak bunun sonsuz bir avantaj olmadığını belirten Başesgioğlu, 2040'lı yıllarda Türkiye'deki 65 yaş ve üstü nüfusun yaklaşık yüzde 15 oranında olacağını ve bunun dezavantaja dönüşeceğini dile getirdi. Başesgioğlu, bu nedenle Sosyal Güvenlik Reformu'nu hazırlamak için fazla bir zamanın olmadığını belirterek, 20-25 yıl içinde Türkiye'nin sosyal güvenliğini ve ekonomik gelişmelerini sağlamak zorunda olduğunu vurguladı.
"SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ YOKSULLUĞU GİDERMİYOR"
Türkiye'deki şuandaki sosyal güvenlik sisteminin yoksulluğu gidermediğini söyleyen Başesgioğlu, DİE rakamlarına göre yoksulluk sıralamasında mevsimlik işlerin, ücretsiz aile işçilerinin ve sürekli işçilerin ilk sıralarda geldiğini ancak Hazine'den gelen para'nın sistem dışında olan bu insanlara değil, sistemin içindeki açıkları kapatmaya aktarıldığını söyledi. Bu durumun vatandaşlardan alınan vergilerin adaletli olarak dağıtılmadığı anlamına geldiğini vurgulayan Başesgioğlu, getirilecek Genel Sağlık Sigortası ile tüm nüfusun sağlık sigortası kapsamına almayı hedeflediklerini söyledi. Başesgioğlu, ayrıca 18 yaşına kadar tüm çocukların genel sağlık sigortası içine dahil edildikleri ve yoksul vatandaşların primlerini de devletin ödeyeceğini söyledi. Genel Sağlık sigortasının içine sadece estetik operasyonlar ile son günlerde çok tartışılan 'tüp bebek' uygulamasının girmedeğini vurguladı.
Başesgioğlu, hazırladıkları Sosyal Güvenlik Reformu Tasarısı'ndan dolayı uluslararası kuruluşların tasarıyı geniş ve cömert bularak kendilerini tenkit ettiklerini anlatarak, emeklilik sigortası ile tüm çalışanların aynı düzeyde emekli olacaklarını söyledi. Ancak Reformu uygulamaya başlamadan önce sistem içine girenlerin emeklilik yaşından etkilenmeyeceklerini sadece 2035 yılından sonra sisteme girenlerin kademeli olarak emeklilik yaşlarının arttırılacağını söyledi. Başesgioğlu, "Bakanlık olarak tüm amacımız ülkenin geleceğini ağır yük altında bırakmayacak bir düzenleme yapmaktır. Başarılırsa ülkenin geleceği için önemli bir hizmet olacaktır. Çünkü sosyal güvenlik sistemi oldukça zor bir iştir, bu nedenle 20-25 yıllık geniş bir sürece bıraktık" şeklinde konuştu.
"SİYASİ İRADE BİRAN ÖNCE BU YANLIŞTAN GERİ DÖNSÜN"
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ise, mevcut sosyal güvenlik sisteminin iyileştirilmesi ve verimli hale getirilmesinin bir zorunluluk haline getirildiğini belirterek, hükümetin yapmayı planladığı Sosyal Güvenlik reformu ile sosyal güvenlik kurumlarında bu gün yaşanmakta olan sıkının faturasının tamamen mevcut sisteme ve iştirakçilere kesildiğini söyledi. Sistemdeki tıkanmanın en büyük sebebinin son 156 yılda hükümetlerin popülist kararları ve yanlış uygulamaları olduğunu dile getiren Akyıldız, yeni düzenleme ile sistemin sosyal diyaloga kapatıldığını kaydetti. Akyıldız, tasarı ile getirilen sosyal yardımların dünya standartlarının oldukça gerisinde kaldığını vurgulayarak, Sosyal Güvenlik Reformu Tasarısında tüm hakların geriletildiğini, yükümlülüklerin ise artırıldığını ifade etti. Hükümete seslenen Akyıldız, tüm ülkeyi kapsayacak özellikle de kamu çalışanlarını etkileyecek Sosyal Güvenlik Reformu çalışmalarında sosyal tarafların görüşlerinin alınmasının önemine değinerek, siyasi iradenin biran önce bu yanlıştan dönmesini istedi.