SOSYAL GÜVENLİK REFORMUNUN GETİRDİKLERİ
Sosyal Güvenlik Reformu adı altında vatandaşlarımızın sağlık ve sosyal güvenlik haklarını geriye götüren düzenlemelere Türkiye Kamu-Sen olarak aşağıdaki nedenlerden ötürü karşı çıkıyoruz
SOSYAL GÜVENLİK REFORMUNUN GETİRDİKLERİ
Sosyal Güvenlik Reformu adı altında vatandaşlarımızın sağlık ve sosyal güvenlik haklarını geriye götüren düzenlemelere Türkiye Kamu-Sen olarak aşağıdaki nedenlerden ötürü karşı çıkıyoruz.
- 1- Dünyanın hiçbir ülkesinde memurlarla diğer çalışanların özlük, sağlık ve sosyal güvenlik hakları aynı değildir. Bunun bir zorunluluk olduğu söyleniyor. Dünyanın hiçbir yerinde zorunluluk olmayan bir şey nasıl oluyor da bizde zorunluluk oluyor? Asıl zorunluluk memurlara toplu sözleşme ve grev hakkının verilmesidir. Çünkü dünyadaki bir çok ülkede bu uygulama vardır.
- 2- Norm ve standart birliği aynı statüde çalışanlar için söz konusudur. Bu yasa aynı statüde olan memurları dahi eski-yeni memur olarak ayırmaktadır. Yasa yürürlüğe girdiğinde aynı işi yapan eski ve yeni memurlar farklı maaş alacak, farklı emekli maaşı bağlanacak, farklı haklara sahip olacaktır. Bu durumda nasıl norm ve standart birliği sağlanacaktır?
- 3- İlk defa bu kanuna göre sigortalı olarak çalışmaya başlayacaklar ancak 9 bin gün prim öderse emekli olabileceklerdir. Bu tam 25 yıl prim ödenmesi anlamı taşımaktadır. Ülkemiz şartlarında özel sektörde çalışanlar, kamuda geçici olarak çalışanlar, mevsimlik işçiler için tam aylıkla emekli olmak hayal olacaktır.
- 4- Şu anda çalışan herkes (memurlar hariç), bu kanundan kanun kapsamında çalıştığı süre oranında etkilenecektir. Yani bu kanunun şu anda çalışanları hiç etkilemeyeceği iddiası doğru değildir.
- 5- (Ne şekilde kazanıldığına bakılmaksızın- ki sosyal yardım da olabilir-) Aylık gelirinin 203 YTL'nin üzerinde olduğu tespit edilenler, sağlık sigortası primi yatırmazsa sağlık hizmeti alamayacak.
- 6- Çalışanların %50'si kayıt dışıyken, resmi olarak 2 milyon 350 bin işsiz, 3 milyon ücretsiz aile işçisi varken ve bunlar için hiçbir önlem alınmamışken nasıl olacak da sistemin aktüeryal dengesi makul seviyelere getirilecektir?
- 7- Sosyal güvenliğe kaynak aktarmayı "kara delik", "sürdürülemez" olarak ifade edenler acaba kapılara bırakılan makarna, yağ, kömüre yıllık ne kadar kaynak aktarmaktadırlar? Bu yardımı alanların tamamı sosyal güvenlik sistemine dahil olan vatandaşlarımız değil midir? Neden bu kaynak nakit olarak dağıtılınca kara delik oluyor da makarna olarak dağıtılınca kara delik olmuyor?
- 8- Yapılan değişikliklerle fiili hizmet zammından faydalananların kapsamı daraltılmaktadır. Buna göre basın çalışanları, gemi adamları, posta dağıtıcıları, zirai mücadele içinde olanlar, ulaştırma hizmetlerinde fabrika, havuz, atölye ve depolarda çalışanlar, tiyatro sanatçıları ve Devlet Senfoni Orkestrası üyeleri gibi pek çok çalışan artık bu zamdan faydalanamayacaktır.
- 9- Emekli aylığı bağlama oranı şu anda Emekli Sandığı'nda her yıl için %3, diğer sosyal güvenlik kurumlarında ortalama %2,6'dır. Bu oran kanunla birlikte %2'ye düşürülüyor. Buna göre SSK ve Bağ-Kur kanuna tabi olarak çalışanlardan, 10 yıla kadar prim yatıranların emekli maaşları yönünden zararı olacaktır. Ancak 10 yıllık bir çalışan yeni kanun hayata geçtiğinde emekli maaşı açısından zarar görmeyecektir.
Şöyle ki; mevcut uygulamaya göre, prim yatırılan ilk 10 yıl için emekli aylığı bağlama oranı %3,5, sonraki yıllar için %2 olarak belirlenmiştir. Şu anda 25 yıl prim yatıran bir çalışan; ilk 10 yıl için 10 x %3,5 ve sonraki 15 yıl için ise 15 x %2 oranı ile emekli olacaktır. Şu anda SSK ve Bağ-Kur'dan emekli olacak 25 yıllık bir çalışanın emekli aylığı bağlama oranı %65'tir. Oysa yeni kanuna göre aylık bağlama oranı %2 olarak belirlendiğinden, şu anda 5 yıl ödenmiş primi bulunan bir çalışan yeni kanuna göre ancak 5 yıl x %3,5 (kazanılmış hak) ve 20 yıl x %2 olmak üzere %57,5 aylık bağlama oranı ile emekli olacaktır. Dolayısı ile şu anda 10 yıldan daha kısa süre prim ödemiş çalışanların emekli aylığı bağlama oranı 10 yıldan eksik olan her yıl için %1,5 düşecektir.
- 10-Alt sınır aylığı şu anda memurlar için yaklaşık 750 YTL, işçi emeklisi için 540 YTL dolayındadır. Bu tutar azaltılarak asgari ücretin 1/3'üne kadar indiriliyor. Zaman içinde kısmi aylık bağlanacak olan asgari ücretlilerin emekli maaşları asgari ücretin 3'te birine kadar düşecektir.
- 11- Yetim kız çocuklarına ödenen evlenme yardımı (çeyiz parası) yetim aylığının 24 katından 12 katına düşürülüyor.
- 12- Çalışanlar ile emekli, dul ve yetimlerin yararlanacakları sağlık hizmetlerine ilişkin tedavi yöntemleri, ilaç ve tıbbi malzemelerin miktar ve sürelerinin belirlenme yetkisi kurum yönetimine bırakılarak belirsizlik yaratılmaktadır.
- 13- Sosyal Güvenlik Kurumunun oluşturacağı bir komisyonun belirleyeceği tedavi yöntemleri dışındaki yöntemlere dayalı tedaviler için, üç katına kadar fark ücret ödemesi öngörülmektedir.
- 14- Muayene ve tedaviler için şimdilik 2 YTL; protez, ortez ve ilaç bedelleri için yüzde 10 ve 20 oranında değişen oranlarda katılım payı ödenecektir.
- 15- Çalışması sona eren sigortalılardan, önceki yıl içinde 90 gün prim ödeyenlerin kendileri, 120 gün prim ödeyenlerin ise kendileri ile birlikte bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, 6 ay süreyle sağlık yardımlarından yararlanma hakkı kaldırılmaktadır.
- 16- Nitekim, kamu çalışanları açısından yanlış hesapAnayasa Mahkemesi'nden dönecektir. Kamu çalışanları 5510 sayılı yasa kapsamından çıkartılmadıkça Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçeleri yerine gelmemiş olacaktır.