SOSYAL GÜVENLİKTE YENİ DÜZENLEMELERLE İLGİLİ EN ÇOK KARŞILAŞILAN MEMUR SORULARI VE CEVAPLARI
- 1- KANUN YÜRÜRLÜĞE GİRDİKTEN SONRA MEMURLAR ARASINDA MAAŞ FARKI OLACAK MI?
Şu anda yürürlükte olan 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 15
SOSYAL GÜVENLİKTE YENİ DÜZENLEMELERLE İLGİLİ EN ÇOK KARŞILAŞILAN MEMUR SORULARI VE CEVAPLARI
Şu anda yürürlükte olan 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 15. maddesi, kamu görevlilerine uygulanacak Emekli Sandığı kesintilerini düzenliyor. Mevcut uygulamada, kamu görevlilerinin emekli keseneğine tabi matrahları üzerinden %16 oranında kesinti yapılıyor. Şu anda ek ödeme, görev tazminatı, makam tazminatı, özel hizmet tazminatı, denge tazminatı, prim, ikramiye gibi bir çok ödeme, memur maaşları üzerinden yapılan Emekli Sandığı kesintilerine tabi değil.
Yeni kanunun yürürlük tarihinden sonra kamuda göreve başlayacak olanlar, şu anki uygulamadan yararlanamayacaklar. 5510 sayılı kanun yürürlüğe girdikten sonra memur olanlardan, kanunun 80. maddesi gereğince,
Bu durumda 5510 sayılı kanun yürürlüğe girdikten sonra kamuda çalışmaya başlayanların emekli kesintileri, daha önce göreve başlayan memurlara oranla daha yüksek olacak. Ortaya çıkacak fark, memurların ele geçen net ücretlerine de yansıyacak.
Aynı kurumda çalışan, aynı ünvana sahip ve aynı işi yapan memurlar arasında işe başlama tarihine göre maaş farklılıkları oluşacak. Eski memurların maaşı, yeni memurlara oranla daha yüksek olacak.
Eski memurlarla yeni memurlar arasındaki maaş farkı, almakta oldukları ek ödeme, denge tazminatı, görev tazminatı, makam tazminatı, özel hizmet tazminatı gibi ödemelere bağlı olarak 5 YTL ile 300 YTL arasında değişecek.
Türkiye Kamu-Sen'in Yorumu: Türkiye Kamu-Sen olarak bu kanunda en çok itiraz ettiğimiz noktalardan bir tanesi bu madde. Böyle bir uygulama kamuda eşit işe eşit ücret ilkesini temelden sarsacak ve ikili bir yapı oluşturacak. Öyle ki; 30 Eylül 2008'de ilk defa işe giren bir memur ile 1 ekim 2008 tarihinde ilk defa işe başlayacak bir memur arasında hem mevzuat açısından hem de maaşlar açısından farklılıklar olacak. Kanun, emeklilik yaşını da 65'e çıkarıyor. Buna göre 25 yaşında göreve başlayan bir memur emekli olabilmek için en az 40 yıl boyunca çalışmak zorunda kalacak. Bir gün önce işe başlayan memurun maaşı, bu memur emekli oluncaya kadar yani yaklaşık 40-45 yıl boyunca kendisinden bir gün sonra işe başlayan memura oranla daha fazla olacak.
Ayrıca bu farklılık yalnızca maaşlara yansımayacak, emeklilik hakları da tabi oldukları kanunlar gereğince birbirinden farklı olacak. Dolayısı ile kamuda büyük bir kargaşa yaşanacak.
Bundan böyle en az 45 yıl boyunca kamuda aynı kurumda, aynı işi yapan, aynı unvanlarda bulunanların maaşı eşit olmayacak ve devlet memurları iki ayrı emeklilik kanununa tabi olarak çalışacaklar.
Şu anda yürürlükte olan 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun 31 ve 32. maddeleri ile fiili hizmet süresinden faydalanacak kamu görevlilerinin unvanları ve fiili hizmet süreleri belirleniyor.
5510 sayılı Kanunda değişiklik öngören 5754 sayılı Kanunla birlikte, fiili hizmetten faydalanacak olan bir çok personelin fiili hizmet süreleri azaltılmak suretiyle bir hak kısıtlamasına gidilecek. Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen 5510 sayılı Kanunla PTT dağıtıcıları, infaz koruma memurları, baş memurları ve diğer personellere de fiili hizmet zammı verilmesi öngörülmekteydi. Ancak yapılan son değişikliklerle bu unvanlarda çalışanlar tekrar kapsam dışına çıkarıldı. Buna ek olarak mevcut 5434 sayılı kanunda bulunan Tarım Bakanlığı Zirai Mücadele ve Karantina teşkilatı ile Veteriner Teşkilatında görev yapanlar, Devlet Tiyatrosu sanatçıları, ulaştırma hizmet kolunda atölye, fabrika, havuz ve depolarda çalışanlar, gemi çalışanları, makinistler, gazeteciler ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şef ve üyelerinin görevleri de kanun kapsamında fiili hizmet zammından faydalanacak görev tanımları içerisinde sayılmıyor. Ayrıca fiili hizmet süresi zammından faydalanabilmek için yer altı işlerinde, maden ocakları, kanalizasyon ve tünel yapımı gibi yer altında yapılan işlerde çalışanların 1800 gün; diğer sigortalıların bu işlerde en az 3600 gün fiilen çalışmış olmaları şartı getiriliyor.
Türkiye Kamu-Sen'in Yorumu: Yeni düzenlemenin çalışanları hak kaybına uğrattığı bir başka maddesi de fiili hizmetle ilgili bölümler. Yeni kanunda bir çok memur ve çalışan artık fiili hizmet zammından faydalanamayacak. Özellikle gazetecilerin, zirai mücadele ve karantina teşkilatında çalışanların, gemi çalışanları, makinistler gibi bir çok çalışanın fiili hizmet kapsamından neden çıkarıldığını anlamak mümkün değil.
Emzirme ödeneğinden kimlerin faydalanacağı ve faydalanma şartları kanunun 15. ve 16. maddeleri ile düzenleniyor. Kanuna göre;
Dolayısı ile yeni kanuna göre anonim şirket sahipleri veya eşleri bile emzirme ödeneğinden faydalanırken kamu görevlileri, emzirme ödeneğinin kapsamı dışında tutuluyor.
Emzirme ödeneğinin miktarı, Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu tarafından belirlenecek ve Bakan tarafından onaylanacak.
Türkiye Kamu-Sen'in Yorumu: Bilindiği gibi yeni düzenlemeler, kamuoyuna tanıtılırken hak ve yükümlülüklerin eşitlenmesi ilkesine dayandırıldığı belirtilmekteydi. Bu maddede asıl niyetin, çalışanların haklarını mümkün olduğu kadar kısıtlamak olduğu ortaya çıkıyor. Tüm yükümlülükleri aynı olan, aynı ödemeleri yapan bir işçi kardeşimiz çocuk sahibi olduğunda emzirme ödeneğinden faydalanabilecekken, aynı kanuna göre çalışan ve eşit miktarda prim ödeyen memurlarımız çocuk sahibi olduğunda emzirme ödeneğinden faydalanamayacak. Böyle bir uygulamanın adil olduğunu ve bu kanun eşit bir yapı oluşturduğunu söylemek mümkün değil.
4- MEMURLARIN MALÜLLÜK AYLIĞINDAN FAYDALANMA ŞARTLARI DEĞİŞTİRİLİYOR MU?
Mevcut 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'na göre, memurların malüllük aylığına hak kazanabilmesi için en az 10 yıl fiilen çalışmış olması ve 3600 gün prim ödemiş olması gerekiyor.
Yeni uygulamada, malüllük aylığına hak kazanabilmek için en az 10 yıldır sigortalı olma ve en az 1800 gün prim ödeme şartı aranacak.
Buna göre memurların malüllük aylığından yararlanma şartı, SSK ve Bağ-Kur'lularla aynı seviyeye getirilecek.
Türkiye Kamu-Sen'in Yorumu: Belki de yeni düzenlemenin memurlarımız lehine olan tek düzenlemesi budur. Bugüne kadar memurlarımızın malüllük aylığından faydalanabilmesi için en az 10 yıl boyunca prim ödemesi şartı vardı. Oysa işçiler 5 yıl süreyle sigortalı olup 900 gün de prim ödemeleri kaydıyla bu haktan faydalanabilmekteydi. Bugüne kadar pek çok kamu görevlisi arkadaşımız ve yakınları 9 yıl 11 ay yani 3570 gün prim ödedikleri halde bu haktan faydalanamıyordu. Bu uygulama memurlarımız için bir nebze olsun kolaylık sağlarken, bu kez de işçilerin bu haktan faydalanmasını zorlaştırıyor.
5- YASA YÜRÜRLÜĞE GİRDİKTEN SONRA İŞE BAŞLAYACAK MEMURLARIN EMEKLİ MAAŞI BAĞLAMA ORANI AZALACAK MI?
Şu anda çalışan memurlar, yeni yasanın emeklilik hükümlerine tabi olmayacak. Ancak kanunun yürürlük tarihinden sonra göreve başlayacak memurlar bütünüyle yeni kanuna tabi olacak.
Yürürlükte olan Emekli Sandığı Kanunu uyarınca memurlara 25 yıla kadar çalıştıkları her yıl için 3 puan, 25 yıldan sonraki her yıl için +1 puan üzerinden emekli aylığı bağlanıyor.
Yeni kanun yürürlüğe girdikten sonra memuriyete atananlara ise her yıl için 2 puan üzerinden emekli aylığı bağlanacak. Emekli aylığı bağlama oranı memurun çalışırken aldığı maaşın %90'ından fazla olamayacak. Ancak bir memurun emekli aylığı bağlama oranının %90 olması için 45 yıl çalışması gerekecek.
Türkiye Kamu-Sen'in Yorumu: Yeni yasa, özellikle memuriyete yeni başlayacak olanlar açısından oldukça fazla dezavantajlar içermektedir. Yeni düzenlemelere göre emekli aylıkları hesaplanacak olan memurların emekli aylığı bağlama oranı her yıl için %3'ten %2'ye düşürülmektedir. Başka bir ifade ile şu anda kamuda görev yapan bir memurla, kanunun yürürlük tarihinden sonra göreve başlayacak olan memurun emekli maaşı bağlama oranında her yıl için %1'lik bir fark olacaktır. Ancak yeni memurun prime esas kazanç tanımı değişeceği için memuriyette geçen 25 yılda ortaya çıkacak %25'lik fark yeni memurun emekli maaşının eski memura göre %15-20 daha az olması şeklinde yansıyacaktır. Bu durum, vatandaşlarımızın hak kaybı anlamı taşımaktadır ve kanunu hazırlayanların amacının sosyal güvenlikteki finansman sorunlarına emekli maaşlarını kısarak çözüm aradığını göstermektedir.
6- MEMURLARIN CENAZE ÖDENEĞİ NE ŞEKİLDE DEĞİŞİYOR?
Mevcut 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'na göre memurlara verilen cenaze yardımı kişinin bir aylık maaşı kadar ödeniyor.
Yeni uygulamada cenaze ödeneğini, Sosyal Güvenlik Kurumu belirleyecek ve Bakanlar Kurulunun bu ödeneği onaylaması gerekecek.
Türkiye Kamu-Sen'in Yorumu: Mevcut uygulamada memurlar cenaze ödeneğinden kendi maaşları oranında yararlanıyor. Her memura maaşı ne kadarsa o kadar cenaze ödeneği veriliyor. Yeni düzenlemede sabit bir rakam belirlenecek ve her memura bu sabit rakam cenaze ödeneği olarak verilecek. Ancak yeni uygulamada belirlenecek rakam, hiçbir zaman bir maaş miktarına çıkamayacak.
7- MEMURUN YAKINLARINA ÖDENEN ÇEYİZ PARASI NE ŞEKİLDE DEĞİŞECEK?
Mevcut uygulamada dul eş, yetim kız çocuğu ve memurun annesinin evlenmesi durumunda, almakta oldukları aylığın 12 katı çeyiz parası olarak ödeniyor.
Yeni uygulamada dul eş ile anne kapsam dışında tutulacak, yalnızca yetim kız çocuklarına, aldıkları aylığın 24 katı, çeyiz parası olarak verilecek.
Türkiye Kamu-Sen'in Yorumu: Memurlarımızın yakınlarının haklarını geriye götüren bir madde ile daha karşı karşıyayız. Şu anda memurun eşi, kız çocuğu ve bakmakla yükümlü olduğu annesi çeyiz parasından faydalanabiliyor. Yeni düzenlemede ölen memurun eşi ile bakmakla yükümlü olduğu annesi bu haktan mahrum bırakılacak. Sosyal güvenliğin sorunları, birkaç bin dul kadınımızın ve evladını kaybetmiş annenin evlenmesi durumunda aldığı çeyiz parası ile çözülemez. Bu tür uygulamalar finansal anlamda sosyal güvenlik kurumuna hiçbir yarar sağlamaz ama vatandaşlarımızın sosyal güvenlik sistemine olan inancını ve bağlılığını azaltır.
8- MEMUR EMEKLİLERİNİN ALT SINIR AYLIĞI DEĞİŞECEK Mİ?
Mevcut 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununun Ek 19. maddesinde yer alan ve kamu görevlisi emeklilerinin maaşlarının alt sınırını belirleyen madde uyarınca şu anda memurlar için emekli aylığı tabanı, "14'üncü derecenin 2'nci kademesi üzerinden 30 fiili hizmet yılı için hesaplanacak emekli aylığı" tutarı olarak belirleniyor.
Yeni Kanunun 55. maddesine göre emekli aylığı tabanı, prime esas kazanç günlük alt sınırının % 35'ine kadar inecek.
Bu da düşük ücret alan memurların emekli olduklarında alacakları emekli maaşlarının son derece düşük kalmasına neden olacak.
Örneğin bugün itibarı ile en düşük memur maaşı 800 YTL dolayında ve en düşük ücret alan memur emeklisi bu tutarda emekli aylığı alıyor. Ancak yeni düzenlemeye göre, en düşük maaş alan bir memur emekli olmaya karar verdiğinde, emekli aylığı 375 YTL'ye kadar düşebilecek.
Bu uygulama göreve yeni başlayacak memurlar için geçerli olup, şu anda görev yapan kamu çalışanlarını kapsamayacak.
Türkiye Kamu-Sen'in Yorumu: Sosyal Güvenlik Reformu adı altında milletimize sunulan acı reçetenin bizleri hasta edecek bir ilacı da, alt sınır aylıklarının düşürülmesi. Eski düzenlemeye göre, memurlara şu anda kamuda çalışan en düşük dereceli memur maaşından daha düşük emekli aylığı bağlanamıyordu. Bundan böyle, prim ödeme gününe ve çalışırken aldığı maaşına göre, en düşük emekli maaşı, brüt asgari ücretin üçte birine kadar düşebilecek. Bu rakam bugün itibarı ile 213 YTL dolayında. Özellikle asgari ücretle çalışmakta olan vatandaşlarımız ve düşük dereceli memurlarımız açısından son derece sıkıntılı bir uygulama. Bu uygulamadan sonra emekli vatandaşlarımızın aileleri ile rahat bir yaşam sürme hayali de sona ermiş oluyor. Ülkemizde 73 binin üzerinde memur 800 YTL'nin altında, yaklaşık 600 bin memur da 800 ile 1000 YTL arasında maaş almaktadır. Özellikle bu seviyelerde göreve başlayacak yeni memurlarımızın emekli maaşları açlık sınırının altında olacaktır. Ayrıca SSK'ya kayıtlı yaklaşık 6 milyon çalışanımızın SSK primleri, asgari ücret üzerinden yatırılmaktadır. Bu durumda yeni yasaya tabi olarak çalışıp emekli olacak işçi ve memurlarımızın gelecekte açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını söyleyebiliriz.
9- ŞU ANDA MEMUR OLARAK ÇALIŞIYORUM, BU YASA BENİ NE KONUDA ETKİLEYECEK?
Hali hazırda kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan ve sosyal güvenlik ve emeklilik hakları 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu çerçevesinde belirlenen sigortalıların hak ve yükümlülükleri aynen korunuyor. Şu anda görev yapan memurlar yalnızca Genel Sağlık Sigortası hükümlerine tabi olacaklar. Yeni kanunun yürürlük tarihinden önce göreve başlayan memurların emeklilik hakları aynen korunuyor.
Ancak bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa sigortalı olacak kamu görevlilerinin emeklilik, sosyal güvenlik ve sağlık hakları yeni kanuna göre belirlenecek.
Türkiye Kamu-Sen'in Yorumu: Şu anda çalışan memurlarımızın emeklilik hakları eski hükümlere göre belirlenecek. Sağlık hakları ise bu kanun kapsamında değerlendirilecek. Şu anda görevde bulunan memurlarımızın yeni düzenlemenin dışında tutulmuş olması, Türkiye Kamu-Sen'in girişimleri sonucunda Anayasa Mahkemesi'nin 5510 sayılı Kanun hakkında verdiği iptal kararı neticesinde başarılmıştır.
10- MEMURLUK SINAVINI KAZANDIM ANCAK ATAMAM YAPILMADI, EĞER 1 EKİM 2008 TARİHİNDEN SONRA ATAMAM YAPILIRSA HANGİ KANUNA TABİ OLARAK ÇALIŞACAĞIM?
Yeni kanunun yürürlük tarihi olarak 1 Ekim 2008 tarihi belirlendi. Bu tarihten sonra göreve başlayacak olan tüm memurlar, emeklilik, sağlık ve sosyal güvenlik hakları bakımından 5510 sayılı kanuna tabi olacaklar. Bu tarihten önce memuriyete başlayacak olanlar ise emeklilik hakları bakımından 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'na, sağlık hakları bakımından ise yeni çıkan 5510 sayılı Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na tabi olacaklar.
Türkiye Kamu-Sen'in Yorumu: Ne yazık ki, yeni kanun yürürlüğe girdikten sonra kamuda göreve başlayacak olan tüm memurlar hem emeklilik hem de sağlık hakları bakımından yeni kanuna göre çalışacaklar. Yeni düzenlemeden en çok olumsuz etkilenecek kesim de göreve yeni başlayacak memurlar olacak.