Türkiye Kamu-Sen’in yıllardan beri sürdürdüğü eylem ve çalışmaların ardından geçtiğimiz yıl Haziran ayında bazı sözleşmeli kamu görevlileri kadroya geçirilmiş ancak; belediye ve il özel idarelerinde çalışan sözleşmeliler, TRT çalışanları, Üniversitelerde Proje Kapsamında Çalışan 4/B’liler, Denizcilik Müsteşarlığı Çalışanları, Ulaştırma Bakanlığı Çalışanları, DHMİ Çalışanları, Gençlik ve Spor Uzmanları, TUREM Çalışanları, Usta Öğreticiler, Vekil Öğretmen, Ebe ve Hemşireler, Vekil İmam- Hatipler, Fahri Kuran Kursu Öğreticileri, TOKİ Çalışanları ve 4/C’liler kapsam dışında kaldı.
O günden sonra da Türkiye Kamu-Sen gerek alanlarda gerekse yapılan toplantı ve istişarelerde kapsam dışında kalan sözleşmeli personelin de kadroya geçirilmesi için ısrarlı talepleri oldu. Şubat ayı içinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşen Genel Başkan İsmail Koncuk önderliğindeki Türkiye Kamu-Sen heyeti, konu hakkında Sayın Başbakan’ı da bilgilendirdi. Bunun üzerine katıldığı bir TV programında açıklamalarda bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sözleşmeli personeli kadrolu yapacak yasada sona gelindiğini, son sözü Başbakan Erdoğan'ın söyleyeceğini belirterek, “Sözleşmeliler ile ilgili ifademiz net. Çalışmayı tamamladık; Başbakan’a takdim edeceğiz” dedi. Bu açıklamasıyla umutla kadro bekleyen 151 bin sözleşmeli personeli sevince boğdu. Ancak bu açıklamaların üzerinden aylar geçmesine rağmen herhangi bir yasal çalışma Meclis gündemine taşınmadı. Yüzbinlerce sözleşmeli ve geçici personelin mağduriyeti adeta unutturulmak ve gündemden düşürülmek istendi.
Genel Başkan İsmail Koncuk konuyla ilgili aşağıdaki açıklamayı yaptı:
“Hükümet, bir gün ak dediğine bir başka gün kara demekten vazgeçip, kadro bekleyen sözleşmelilerimizin mağduriyetlerine son vermek zorundadır. Yanlışın düzeltilmesi yolunda bir beklenti yaratılmış, defalarca söz verilmiş, çalışmalar başlatılmıştır. Bu beklentinin karşılanmaması çalışanlarımız arasında büyük huzursuzluklara neden olacaktır. Aynı problemleri yaşayan insanların bir kısmını memnun edip, diğerlerini hüsrana uğratmaya, çalışanlarımızın hayalleriyle oynamaya kimsenin hakkı yoktur. 151 bin personel mağdur edilerek daha önce büyük bir yanlış yapılmıştır. Bu yanlışı telafi etmek idarecilerin görevi ve zorunluluğu haline gelmiştir.
Hükümet her uygulamasında ayrıcalıklı ve mağdur kesim yaratma huyundan vazgeçmelidir. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak, siyasetçilerimizin verdikleri sözün arkasında duracaklarına ve 151 bin sözleşmeli personelimizin umutları ile oynamayacaklarına inanmak istiyoruz. Belediyelerde çalışan sözleşmeli personeller başta olmak üzere istisnasız tüm sözleşmelilerin kadroya alınıp, sözleşmeli personel çalıştırılması uygulamasına son verilmek suretiyle, yüz binlerce çalışanın sorunlarının kalıcı olarak çözülmesini istiyoruz.
Türkiye Kamu-Sen olarak mücadelemiz, kamu kesimi başta olmak üzere, tüm ülkede istihdam mantığının güvenceli ve sürekli hale getirilmesidir. Günübirlik uygulamalarla yapılan iyileştirmeler, sorunun geneline yönelik bir çözüm getirmemektedir.
Türkiye Kamu-Sen olarak, kadroya geçirilmeyerek büyük bir haksızlığa uğramış olan sözleşmeli personelin istisnasız tamamının bir an önce kadroya geçirilmesi için başlatıldığını bildiğimiz çalışmaların tamamlanmasını ve TBMM’nin açılmasıyla birlikte öncelikle ele alınmasını istiyoruz. Verilen söz, kamuoyuna yapılan açıklamalar yerine getirilmelidir. Söz verip de tutmamak, siyasi ahlâkla bağdaşacak bir durum değildir. Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi için yeni bir seçim süreci beklenmemeli, mağduriyetler üzerinden siyasi rant sağlanmaya çalışılmamalıdır. 632 sayılı KHK ile 4/B’li personelin kadroya geçirilmesi mümkün olmuştur; benzer bir uygulama ile tüm sözleşmeli personelin sorunları çözülmelidir.
Bu alandaki mücadelemiz, kamuda güvencesiz, sözleşmeli, geçici, vekil ve kısmi zamanlı personel çalıştırılması uygulaması son buluncaya kadar sürecektir. Kararlıyız, haklıyız, kazanacağız.”