Malum Konfederasyon ve Hükümet işbirliği, kamu görevlilerini hüsrana uğratmaya devam ediyor
Malum Konfederasyon ve Hükümet işbirliği, kamu görevlilerini hüsrana uğratmaya devam ediyor. Kamuoyuna tarihi başarı safsatasıyla yutturulmaya çalışılan kirli oyunun şifreleri bir bir çözülüyor.
İki gündür milyonlarca memur ve memur emeklisi 1 ay sürmesi beklenen pazarlıkların daha ilk haftasında son bulmasının nedenlerini merak ederken, yaratılan kafa karışıklığı nedeniyle kimin ne kadar maaş zammı alacağı da bir muamma haline gelmiş durumda.
Kısaca özetlemek gerekirse birileri tarafından Malum Konfederasyona dayatılan toplu sözleşme hükümlerine göre 2,4 milyon kamu görevlisi ve 1,8 milyon memur emeklisinin tamamı için;
1- 2014 yılının tamamında bütün kamu görevlilerine 175 TL brüt, 123 TL net artış,
2- 2015 yılı için ise %3+%3 maaş zammı,
3- Öğretmenler için ayrıca 2014 yılında 75 TL + 75 TL brüt,
Yıllardır insan haklarına aykırı bir şekilde çalıştırılırken, yürürlüğe giren kadro hükümleri dışında bırakılan ancak umutlarını bu toplu sözleşme görüşmelerine bağlamış olan 23 bin 4/C’li çalışan için ise 2014 Ocak ayında 175 TL brüt, 123 TL net maaş zammı.
İşte tarihi başarı olarak sunulan bu kumpasın detaylarını, memurlarımız elbette sorgulayacaktır.
En düşüğü 459 TL, en yükseği 1457 TL olan ek ödemeden tam iki yıldır 473 TL ile en alt sınırdan yararlandırılan öğretmenler, mağduriyetlerinin üçüncü yılında ödenmek üzere toplamda brüt 150 TL ek tazminatı yeterli gören zihniyeti vicdanlarında çoktan mahkûm etmişlerdir.
Öğretmenler gibi mağduriyete uğrayan akademisyenler, toplu sözleşme görüşmelerinde yok sayılmalarının hesabını sorumlulardan mutlak soracaklardır.
Pazarlamacı Konfederasyonun kendi açıklamasına göre Ağustos 2013 itibarı ile en düşük dereceli memur maaşı 1876 TL, ortalama memur maaşı ise 2400 TL dolayında bulunuyor.
Tarihi başarı safsatası ile ortalama memur maaşına 2014 yılının tamamı için verilecek 123 TL zammın oransal yansıması yıllık yalnızca %6,6’dır.
123 TL zammın ortalama memur maaşına oransal yansıması ise %5,2’dir.
Bugün itibarı ile ek ders de dahil yaklaşık 2500 TL maaş alan bir öğretmen maaşına Ocak 2014 itibarı ile 123 TL taban aylık ve 75 TL eğitim öğretim tazminatı artışı yapılacaktır. Bu durumda öğretmen maaşlarına yapılacak toplam 198 TL zammın oransal yansıması ise yaklaşık %7,9’a denk gelmektedir. Bunun üzerine yalnızca öğretmenlere 2014 yılının Temmuz ayında brüt 75 TL’lik bir artış daha yapılacak ve bu artışın da oransal yansıması yalnızca %2,7 olacaktır.
Yaklaşık 3700 TL maaş alan bir doktor, 2014 yılının tamamı için alacağı 123 TL zam sonrası, maaşının %3,37 zamlandığını gördüğünde, bu toplu sözleşmeyi tarihi başarı olarak yutturmaya çalışanları hayırla anacaktır.
Siz kimi aldatıyorsunuz; 3300 TL maaş alan bir mühendis, 123 TL’nin maaşına yıllık %3,78 zam anlamına geldiğini hesaplayacak kabiliyettedir.
Dolayısı ile şu mübarek günlerde milyonlarca insanı aldatmanın bir anlamı yoktur. Bu, kul hakkı yemekten başka bir şey değildir.
Kaldı ki, memurlarımız Kamu Görevlileri Hakem Kurulu süreci ile birlikte pazarlık yapacak 23 günlük bir zaman varken neden yangından mal kaçırır gibi anlaşmaya varıldığını bir türlü anlayamamışlardır.
Tarihi başarı diye süslenen garabetin anlamı kısaca şudur:
1- 2014 yılında en düşük dereceli memur maaşına %6,6 zam yapılmış olacaktır.
2- 2014 yılında memur maaşına ortalama olarak %5,2 zam yapılacaktır.
3- 2014 yılında enflasyonun memur maaşlarına yapılan zam oranlarını aşması durumunda enflasyon farkı verilmeyecektir.
4- 2015 yılı ise tamamen kayıp bir yıl olarak kalacak memurlarımız %3+%3’e mahkûm edilecektir.
Pazarlamacılar, ne kadar reklam yaparlarsa yapsınlar, toplu sözleşmeleri özürlüdür ve kamu görevlileri 2014 yılında;
Enflasyon farkının YÜZDE SIFIR olmasının;
Ek ders ücretlerine YÜZDE SIFIR,
Ek Ödemelere YÜZDE SIFIR,
Aile yardımına YÜZDE SIFIR,
Çocuk parasına YÜZDE SIFIR,
Özel Hizmet Tazminatlarına YÜZDE SIFIR,
Fazla mesai ücretlerine YÜZDE SIFIR zammın ve
2015 yılının ise tamamen kayıp bir yıla dönüştürülerek %3 + %3 zamla geçiştirilmesinin hesabını mutlaka soracaklardır.
Memurlarımız önümüzde pazarlık yapabilecek 23 gün süre varken neden 4/C’lilerin kadroya geçirilmesi için Türkiye Kamu-Sen’in pazarlık yapmasının engellendiğini,
Yardımcı Hizmetler Sınıfına dahil personele ek ödeme verilmesi için Türkiye Kamu-Sen’in vereceği mücadelenin önünün neden kesilmek istendiğini,
Ek ödeme, fazla mesai, döner sermaye, ek ders gibi tüm ek ödemelerin emekliliğe sayılması, emekli ikramiyesindeki 30 yıllık sınırın kaldırılması yolunda yapacağımız pazarlıkların neden engellendiğini,
Memurlarımızın tayin, yükselme, atama gibi birikmiş yüzlerce sorunu varken hangi gücün toplu sözleşme görüşmelerinin daha 2. oturumunda (birinci oturumda gündem belirlenmişti) Malum Pazarlamacıları anlaşmaya imza atmaya zorladığını sorgulayacaklardır.
“8 yıllık yetki döneminizde bunun yarısını alabildiniz mi?” yolundaki basit, seviyesiz ve sığ bir yaklaşımla kendilerini aklamaya çalışanlar, memur sendikacılığı konusunda o denli bilgisizler ki, Türkiye Kamu-Sen’in, dolayısıyla memur sendikacılığının memurlara getirdiği kazanımlardan dahi bihaberdirler.
Oysa biz, 2002 yılında en düşük dereceli memur maaşı 350 TL dolayında iken oransal olarak %28,5’e denk gelen bir artışla 100 TL zam almış, bunun üstüne de %5 + %9’luk bir zam daha ekleyerek memur maaşlarını açlık sınırından kurtarmıştık. Şimdi 2003 yılına yansıyan ve %45’i aşan bu zammı görmezden gelip, taban aylığa ilk kez zam yapılıyor diyerek yalan haber yapanların, 2006 yılında 1 milyon 400 bin memur için aldığımız 80 TL ek ödemenin ortalama %10’luk bir artışa denk geldiğini hatırlattığımızda yüzlerinin kızaracağını hiç sanmıyoruz. Bu kazanımlar ise Türkiye Kamu-Sen’in sayısız başarılarından yalnızca birkaç tanesidir ama onlar gerçekleri görmez, hakkı sahibine teslim edemezler. Çünkü onların mesleği, kapı kapı dolaşıp defolu ürünlerini, cilalayarak pazarlamaktır. Çünkü onların mesleği, sahip oldukları her değeri bir menfaate tahvil etmektir.
Önümüzde 23 günlük süre varken, daha 2. oturumun sonunda sözleşme imzalayanlar, kendilerini aklamak için bizlere çamur atmaya çalışacaklarına, önce kimlere hangi ahlaksız kumpasla, hangi menfaatin karşılığında diyet borcu ödediklerinin hesabını vermelidirler.
Tarihi başarı diyerek defolu anlaşmalarını satmaya çalışan, 18 yıllık tarihleri boyunca masada milyonlarca kamu görevlisinin ve emeklinin hakkını pazarlayarak üye potansiyelini siyasi ranta çevirme gayretinde olanlar, eğer namustan ve şereften bahsedeceklerse sayıları 4,2 milyonu bulan memur ve memur emeklisinin iki gündür içini kemirip duran şu sorulara cevap vermelidirler:
1- Önünüzde memurlarımızın birikmiş sorunlarının tartışılması için, Hakem Kurulu da dahil olmak üzere 23 günlük süre varken neden bu rezalete imza attınız?
2- Bu rezalete imza atmak için herhangi bir siyasi baskı ile karşılaştınız mı, karşılaştıysanız siyasi baskıya neden direnç göster(e)mediniz?
3- AKP Hükümetine herhangi bir diyet borcunuz var mıdır?
4- Sizce genel ve hizmet kollarına ait yüzlerce sorunun tamamı, 2 oturumda yeterince tartışılıp, pazarlık konusu yapılabilmiş midir?
5- Yıllardır mağdur edilen akademisyenlerin sorunlarını çözmek için önünüzdeki 23 günlük süreyi kullanmamanızın sebebi nedir?
6- Bugün itibarı ile 1457 TL ek ödeme alan kamu görevlilerinin varlığına rağmen yıllardır 473 TL ek ödemeye mahkûm edilen öğretmenlerimizin sorunları 2014 yılının Temmuz ayında eğitim, öğretim tazminatlarına eklenecek brüt 150 TL ile çözülebilir mi?
7- Hizmet kollarına ait sorunlar tartışılamadığı için geçen yıl Türkiye Kamu-Sen’in mücadelesi ile kamu görevlilerinin müktesebatına işlenen konular tekrar sözleşme metnine yazıldı ve hizmet kollarının toplu sözleşme metinleri, geçen yılki Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarının tekrarı haline geldi. Dolayısı ile hizmet kollarında kayda değer herhangi bir kazanım elde edilemediği ve elinizde bu konuları müzakere etme imkânı bulunduğu halde, 2 gün içinde toplu sözleşme imzalanması memurların masada satılması değil midir?
8- 2014 yılının tamamı için 175 TL brüt zammın anlamı, yıllık toplam 123 TL net zam değil midir? 2015 yılı için %3+%3 zam hangi memurun ve emeklinin ekonomik sorununu çözebilecek niteliktedir?
9- Sizin hesaplarınıza göre Ağustos 2013 itibarı ile 1876 TL olan (sosyal yardımlar dahil) en düşük dereceli memur maaşına 2014’te yapılacak 123 TL zam, oransal olarak %6,6’ya denk gelmez mi?
10- Ağustos 2013 itibarı ile 2400 TL (sosyal yardımlar dahil) olan ortalama memur maaşı 2014 yılının tamamında 123 TL artışla %5,2 zamlanmış olmayacak mıdır?
11- 2014 yılında aile yardımı, çocuk parası, ek ödeme, özel hizmet tazminatı, ek ders ücretleri ve fazla mesai ücretlerine yapılacak zam oranı koskoca bir SIFIR mıdır, değil midir?
12- Toplu sözleşme görüşmelerinde ek ödeme, döner sermaye, ek ders, fon, fazla mesai gibi tüm ödemelerin emekli maaşına esas sayılması ve emekli ikramiyesindeki 30 yıllık sınırın kaldırılması konusu yeterince müzakere edilmiş midir?
13- Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan personelin taleplerini, ek gösterge sorunlarını, memurlara bayram ikramiyesi verilmesi talebini, fazla mesai sorunlarını, uzmanların sorunlarını, fiili hizmet, sağlık çalışanlarının ve döner sermayeli kurumlarda çalışanların sorunlarını, izinler, sosyal güvenlik, emeklilik, disiplin, 399 sayılı KHK’lı çalışanların sorunları gibi tüm kamu görevlilerini ilgilendiren sorunları neden görmezden geldiniz?
14- Vergi dilimlerinin yeniden düzenlenerek maaş zamlarının vergi dilimi nedeniyle uçup gitmesine engel olmak aklınıza hiç gelmemiş midir?
15- 4/C’li çalışanlarımızın sorunu maaş mıdır yoksa güvencesizlik midir? Maaşlara yapılan bu artışla 4/C’li çalışanlarımıza sus payı vererek “güvencesiz istihdama devam” mı, demek istediniz?
16- Eğer 4/C’li personele kadro verilmiş olsaydı, söz konusu personelin maaşı, en azından size göre en düşük memur maaşı olan, 2010 TL’ye yükselecekti. Yani 4/C’lilerin maaşında yaklaşık olarak 1000 TL’lik bir artış olacaktı. Bu durumda 4/C’li çalışanlarımız, masada satılmış olmuyorlar mı?
17- Milyonlarca çalışanı ve emekliyi %2 ile %7 arasında bir maaş artışına mahkûm edip buna da tarihi başarı demek hangi ahlak anlayışına uygundur?
18- Ağustos itibarı ile yıllık enflasyon %8,8 iken en yüksek %7’lik bir artışa imza atmanın neresi tarihi başarıdır?
19- 2014 yılında enflasyonun %7 veya üzerinde gerçekleşmesi durumunda memur maaşının erimemesi için sözleşmeye neden hüküm koydur(a)madınız? Yoksa 2014 yılı için enflasyon farkı maddesi, altına imza attığınız satış sözleşmesinin foyalarını mı ortaya dökecekti?
20- Şu mübarek günlerde milyonlarca kamu görevlisinin gözlerinin içine baka baka yalan söylemek, gerçekleri çarpıtmak, kul hakkı yemek ne derece doğrudur?
21- Sarı sendikanın tarifini yapar mısınız?
22- Bütün bu gerçekler ışığında, sürecin tamamlanmasına 23 gün kala, yangından mal kaçırır gibi imzaladığınız satış sözleşmesini hala tarihi bir başarı olarak görebiliyor musunuz?
Gerçeği söylemek gerekirse, görünen o’dur ki ortada tarihi bir başarı vardır. Ancak bu başarı memurlar adına kazanım olarak elde edilmiş değildir. Pazarlamacılar, memurların haklarının toplu sözleşme masasında siyasi ranta çevrilmesi ve memurların satılması noktasında tarihi bir başarıya imza atmışlardır. Malum Konfederasyon, sendikacılık tarihinde görülmemiş ve bundan sonra da görülmesi mümkün olmayan bir satış sözleşmesine imza atmıştır. Bu sözleşme sonunda memurlar adına kazanım KOSKOCA BİR SIFIRDIR. Bu rezalet, SARI SENDİKACILIK tarihine altın harflerle yazılacaktır.
Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi