TBMM Genel Kurulu’nda görüşülüp oy çokluğuyla kabul edilen Torba yasa kamu çalışanlarını hüsrana uğrattı
TBMM Genel Kurulu’nda görüşülüp oy çokluğuyla kabul edilen Torba yasa kamu çalışanlarını hüsrana uğrattı. Soma Faciasının ardından taşeron sisteme karşı düzenlemeler yapılacağı iddiasıyla hazırlanan ancak gün geçtikçe içine toplumun her kesimini yakından ilgilendiren maddeler eklenerek Torba Yasaya dönüştürülen kanun, Türkiye Kamu-Sen’in bütün çabalarına rağmen yine hükümetin kamu çalışanlarının haklarını hiçe sayan düzenlemeleri içeren şekliyle hayata geçti.
Konuyla ilgili açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, yasayı eleştirerek hükümeti uyardı. Yasa gündeme geldiğinden bu yana gerek milletvekillerine mektup yazarak, gerekse TBMM kapısı önünde kitlesel basın açıklamaları yaparak yapılan yanlıştan dönülmesi için çağrıda bulunduklarını kaydeden Koncuk, yasanın kaybedenleri arasında bulunan kamu çalışanlarının hak kayıplarının iş güvencesini tehdit eder boyutta olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Üzerinde fırtınalar koparılan Torba yasa, bu şekliyle 4-C’lilere kadro, disiplin affı, 2005 yılından sonra göreve başlayanlara bir derece verilmesi, emeklilikte 30 yıl sınırının kaldırılması, akademik zam, ek gösterge ve ek ödemelerdeki aksaklıkların giderilmesi gibi kamu görevlilerinin beklentilerinden çok uzak bir hale getirilmiş ve memurların iş güvencesini tehdit eder bir boyuta ulaştı. İçeriğine bakıldığında ise Torba yasa sadece yandaşları ve sermaye patronlarını korumaya yönelik bir hale sokuldu. Anlaşılan odur ki, AKP iktidarı Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde ceza afları söylemleriyle topluma yine bir parmak bal çalmış, seçimler neticesinde alınan sonuçların ardından yine bildiklerini okumaya devam ederek insanlarımızı yarı yolda bırakmıştır. Belediyelerin sınırlarının değiştirilmesine kadar varan çeşitlilikte düzenlemeler içeren kanunda, memurlar adına olumlu sayılabilecek hiçbir şey yoktur. Türkiye Kamu-Sen olarak başından beri eleştirdiğimiz Torba Yasanın bu ülkenin insanlarına ve kamu çalışanlarına bir kazanım sağlamadığı ortadadır.”
Özellikle KPDK kararlarının yürürlüğe girmesi için mutlaka kanunda değişiklik yapılması gerektiğini milletvekillerine gönderdiğimiz mektupta vurgulandığını belirten Koncuk, toplam 161 konuda kamu işveren tarafı ile mutabakat sağlanmasına rağmen, kanunda yer bulamayan maddeleri şu şekilde sıraladı:
· 4/C’li sözleşmeli personele kadro verilmesi,
· 2005 yılından sonra göreve başlayan personele bir derece verilmesi,
· Disiplin cezalarının affı ve yeniden düzenlenmesi,
· Yardımcı hizmetler sınıfına ek gösterge verilmesi,
· Yıllık izinlerin iş günü esasına göre düzenlenmesi,
· 4046 sayılı Kanuna göre atanan araştırmacıların sorunlarının çözülmesi,
· KİT’ler ve kamuda çalışan üniversite mezunu işçilerin KİT’lerde 2 sayılı cetvele diğer kamu kurumlarında çalışanların memuriyet kadrolarına geçirilmesi,
· Emekli ikramiyesinin hesaplanmasında 30 yıllık hizmet süresi sınırının kaldırılması,
Yasanın hukukun üstünlüğü ilkesini hiçe sayan mahkeme kararlarını geciktiren maddelerle memurların bir bölümünün iş güvencesini elinden aldığını ifade eden Koncuk, “Bu yasa, kadro bir tarafa hiç olmazsa yeni haklar beklentisi içindeki taşeron işçilerinin umutları suya düşürülmüş, taşeron çalışmayı da genişletecek bir düzenleme niteliği taşımaktadır. Her zamanki yöntemle, taşeron işçilere yeni haklar getirileceğine dair kamuoyunda ortaya atılan bazı haberlere rağmen yasanın gerçekleri açıklananlarla örtüşmemektedir. Bu yasa ile taşeronlaşmaya sınır getirilmemekte aksine genişletilmektedir. Taşeron işçilerin memurların yerine çalıştırılabilmesinin önü açılmaktadır.
Daire Başkanı ve üstü unvanlardaki memurlarla asker ve polislerin iktidarın her türlü tasarrufu karşısında savunmasız bırakıldığı bu yasa ile kamu hallaç pamuğuna döndürülmüştür.
Yasaya imza atan milletvekillerinin vicdanlarının sesini değil, patronların seslerini dinlediği gün gibi aşikardır. Daha geçtiğimiz günlerde iş güvencesiz ve kontrolsüz çalışma nedeniyle yiten canların acıları tazeyken bile hiç düşünmeden yasaya imza atanlar acaba geceleri rahat uyuyabilmektedirler mi? Çoğunluk benim istediğimi yaparım anlayışı ile devlet yönetmeye kalkanlar, elbet bir gün yaptıklarının hesabını vereceklerdir. Mazlumun ahını almak, öyle kolay çıkan ahestelerden olmayacaktır.