Konfederasyonumuza bağlı Türk Büro-Sen Hakim ve Savcılara yapılacak 1155 TL’lik zammın diğer Adalet Çalışanlarına ve tüm kamu çalışanlarına yansıtılması için, TBMM önünde bugün eylem gerçekleştirdi
Konfederasyonumuza bağlı Türk Büro-Sen Hakim ve Savcılara yapılacak 1155 TL’lik zammın diğer Adalet Çalışanlarına ve tüm kamu çalışanlarına yansıtılması için, TBMM önünde bugün eylem gerçekleştirdi.Eyleme Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ile birlikte, Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Yerel Hizmet-Sen Genel Başkanı İlhan Koyuncu, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Hazım Zeki Sergi, Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mehmet Özer, Türk Emekli-Sen Genel Başkanı Osman Özdemir, Genel Merkez Yöneticileri, Şube Başkanları ve çok sayıda Adalet çalışanı katıldı.
Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş yaptığı açıklamada, “Bilindiği üzere bugün TBMM Adalet Komisyonu’nda Hakim ve Savcılara yapılacak 1155 TL zammı da içeren “Yargı Paketi” görüşülmeye başlanacaktır. Adaletsizliğin, hukuksuzluğun ve insanlar arasındaki ayrımcılığın her geçen gün artarak devam ettiği ülkemizde, HSYK seçimleri öncesi yargıçlara rüşvet olarak dillendirilen, Hakim ve Savcılara yapılacak olan zam, adalete olan güveni daha da azaltacaktır.
Yargıçlara yönelik ayrımcı bir uygulama, adalete yapılacak en büyük kötülüktür. Bu ayrımcılık anlayışı nedeniyle, Hakim ve Savcılarımız itibar kaybına uğrayacaklardır. Hükümet daha önce değişik tarihlerde yaptığı iki ayrı düzenleme ile, hakim ve savcıların ekonomik ve sosyal haklarında ciddi anlamda iyileştirmeler yapmıştır. Söz konusu düzenlemeler yapılırken de bugün olduğu gibi, 50 bini aşkın adalet çalışanı göz ardı edilmiştir” dedi.
ADALET ÇALIŞANLARI ARASINDA YAPILAN AYRIM ÇALIŞMA BARIŞINI BOZACAKTIR
Yokuş, “Bilindiği gibi, adalet hizmeti verenler sadece yargıçlar değildir. Yazı işleri müdüründen, mübaşirine, zabıt katibinden, teknik elemanına kadar 50 bini aşkın adalet çalışanı mesai mefhumu olmaksızın hizmet sunmaktadır. Adalet hizmeti sunanlar arasında yapılan ayrımcılık, adalet hizmetlerinin verimini düşürdüğü gibi, çalışma barışını da sekteye uğratacaktır.
Adalet hizmetlerinin olmazsa olmazları Adliye çalışanlarını yok farz ederek, sadece yargıçlara yapılacak bir zam, adı “Adalet Bakanlığı” olan bir kuruma yakışmamaktadır. Ülke insanlarına Adalet hizmeti sunmak için oluşturulan bir kurumun, kendi çalışanları arasında ayrımcılık yapması adalet anlayışına yapılmış olan en büyük darbedir. Bu sebeple, adında “Adalet” olan bir partinin, yine adı “Adalet” olan bir Bakanlığın, bu ayrımcı anlayışıyla gerçek manada adalet dağıtması imkansızdır.
Adalet çalışanları arasında 3. defa yapılacak ayrım, çalışma barışını bozacak ve adalet hizmetlerinin sekteye uğramasına sebep olacaktır. Adalet Bakanlığı bu yanlıştan vazgeçmeli, TBMM Adalet Komisyonu ise bu fütursuzluğa alet olmamalıdır. Hakim ve Savcılara yapılacak zam diğer adalet çalışanlarına ve tüm kamu çalışanlarına da yansıtılmalıdır.
Biz, kamu görevlilerine yapılacak her iyileştirmeye destek veririz. Ancak, ayrımcılığı ve adaletsizliği kabul etmemiz mümkün değildir. Kamu hizmeti veren hizmet sınıfları içerisinde, üst düzey yöneticilerle birlikte yargıçlarımızda Türkiye şartlarında yeterli ücret almaktadır.
Adalet Bakanlığı’nda stajer bir yargıç, 4.000 TL aylık ücretle işe başlamaktadır. Birinci sınıf hakimlerin aylık ücretleri ise 8.000 TL’nin üzerindedir. Ortalama yargıç ücretleri ise, 6.000 TL’yi aşmaktadır. Bugün işe başlayan en alt düzeydeki bir devlet memuru ise; 1.650 TL ortalaması ise, 1.800 TL civarındadır.”dedi.
TÜM KAMU ÇALIŞANLARINA EK ZAM YAPILMALIDIR
Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, “AKP 13 yıllık iktidarı boyunca çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnamelerle bir kısım kamu çalışanının fazla mesai ücretlerine, havuz paralarına, ek ödemelerine ve ikramiyelerine el koyarak, memurlarımızı mağdur etmiştir. Aynı süreçte ise, üst düzey yöneticilerle ilgili bazı özel düzenlemeler yaparak, ücret ve tazminat göstergelerini yükseltmiş, ücretlerinde önemli derecede artış sağlamıştır.
Yandaş konfederasyonla yapılan mutabakat sonucu 2014 yılı için 123 TL seyyanen artış ve 2015 yılı için %3+3 zam verilmiş, 2014 yılı için enflasyon farkı dahi talep edilmemişti. 123 TL’lik seyyanen zammın memur maaşlarına yansıması %5,2 olmuş, haziran ayı 2014 yılı enflasyonu ise %5,7 olarak gerçekleşmiştir. Eylül ayı itibariyle ise bu rakam 6,43’e ulaşmıştır. Böylece Haziran ayından itibaren memurlarımız enflasyon altında ücrete mahkum edilmişlerdir. Bilindiği gibi hükümet 2014 yılı sonu enflasyon beklentisini %9,4 olarak revize etmiştir. Buda gösteriyor ki, memurlarımızın kaybı yıl sonuna kadar %4,2’ye yükselecektir.” ifadelerini kullandı.
HÜKÜMETİ MEMURU ENFLASYON ALTINDA EZİLMEKTEN KURTARMAYA DAVET EDİYORUZ
Fahrettin Yokuş sözlerine, “Sendikamız ve Konfederasyonumuz, bu kaybın ortadan kalkması için Haziran ayından bu yana ek zam talep etmektedir. Ancak Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “2014 yılı zamlarının toplu sözleşmede belirlendiğini ve memura enflasyon farkı verilmesinin mümkün olmayacağını” ifade etmiştir. Buradan sayın Bakan’a soruyoruz; Toplu Sözleşme mutabakatı dışında başta üst düzey bürokratlar olmak üzere, Hakim ve Savcılara zam yaparken neden Toplu Sözleşme mutabakatından bahsetmiyorsunuz? Yoksa üst düzey yöneticiler ile Hakim ve Savcıları kamu görevlisi olarak görmüyor musunuz? İşinize geldiği zaman toplu sözleşme metnini bahane etmeniz hiçte yakışık almıyor. Hükümet iktidara geldiği günden bu yana söylediği, “Memuru enflasyon altında ezdirmeyeceğiz” sözünün altında kalmıştır. Verdiğiniz sözleri ne çabuk unutuyorsunuz? Memurlar enflasyon altında inlerken ve hayatlarını borçla idame ettirmeye çalışırken, ek zam talebimize neden kulak tıkıyorsunuz? Türk Büro-Sen olarak, hükümeti bugüne kadar yaptığı açıklamaların arkasında durmaya ve memuru enflasyon altında ezilmekten kurtarmaya davet ediyoruz.” diyerek devam etti.
ÜRETİMDEN GELEN GÜCÜMÜZÜ KULLANACAĞIZ
Yokuş, “Türk Büro-Sen olarak, memurlarımızın haklı taleplerini her platformda kararlılıkla savunmayı sürdüreceğiz ve yargıçlara yapılması düşünülen zammın tüm kamu çalışanlarına verilmesi için eylemlik sürecimizi devam ettireceğiz ayrıca üretimden gelen gücümüzü kullanmaktan da geri durmayacağımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz” dedi.