Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla sendikamızın yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla sendikamızın yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı.
Türk Eğitim-Sen, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle bir anket çalışması yaptı. 04-16 Kasım 2013 tarihleri arasında Türk Eğitim-Sen web sayfası ve 8 ayrı internet sitesi üzerinden yayınladığımız anket çalışmasına 16 bin 723 kişi katıldı. Ankete katılanların yüzde 84.3’ü erkek, yüzde 15.7’si kadındır. Yüzde 86’sı evli, yüzde 14’ü bekardır. Yüzde 76.3’ü çocuk sahibidir. Yüzde 29.4’ünün 1, yüzde 48.6’sının 2, yüzde 17.1’inin 3, yüzde 4.9’unun da 4 ve daha fazla çocuğu bulunmaktadır. Yüzde 2.1’i okul öncesinde, yüzde 35.8’i ilkokulda, yüzde 29.7’si ortaokulda, yüzde 29.2’si lisede, yüzde 3.2’si de Bakanlık Merkez ve Taşra Teşkilatlarında görev yapmaktadır. Yüzde 66.2’si öğretmen, yüzde 16.2’si okul müdür yardımcısı, yüzde 13’ü okul müdürü, yüzde 2’si okul müdür baş yardımcısı, yüzde 0.5’i memur, yüzde 0.6’sı şef, yüzde 0.2’si hizmetli iken; yüzde 1.3’si de diğer seçeneğini işaretlemiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 89.2’SİNİN BORCU VAR.
Ankete katılanların yüzde 11.9’u 1.600-2.000 TL, yüzde 32.2’si 2.001-2.250 TL, yüzde 27.5’i 2.251-2.500 TL, yüzde 14.5’i 2.501-2.750 TL, yüzde 13.9’u da 2.751 TL’den fazla kazanmaktadır.
“Herhangi bir borcunuz bulunmakta mıdır?” sorusuna ankete katılanların yüzde 89.2’si evet cevabı vermiştir. Borcu bulunanlara “Kime borcunuz bulunmaktadır?” sorusunu yönelttik. Buna göre yüzde 84.7’sinin bankaya, yüzde 6.8’inin eşe/dosta, yüzde 2.7’si esnafa, yüzde 0.2’si tefeciye borcu bulunurken; yüzde 5.6’sı diğer seçeneğini işaretlemiştir.
Borcu bulunanlara borçlarının miktarlarını da sorduk. Buna göre; yüzde 6.1’inin 1.000-3.000 TL, yüzde 5.9’unun 3.001-5.000 TL, yüzde 13’ünün 5001-10.000 TL, yüzde 28’inin 10.001-30.000 TL, yüzde 16.9’unun 30.001-50.000 TL, yüzde 12.4’ünün 50.001-80.000 TL, yüzde 7.5’inin 80.001-100.000 TL, yüzde 7.2’sinin 100.001-150.000 TL, yüzde 3’ünün de 150.001 TL’den fazla borcu bulunmaktadır.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 93.8’İNİN KREDİ KARTI VAR. KREDİ KARTI OLANLARIN DA YÜZDE 42.2’Sİ AYLIK DÖNEM BORCUNUN TAMAMINI DÜZENLİ OLARAK ÖDEYEMİYOR.
“Kredi kartınız var mı?” sorusuna ankete katılanların yüzde 93.8’i evet cevabı vermiştir. Kredi kartı olanlara “Kaç tane kredi kartına sahipsiniz?” sorusunu yönelttik. Buna göre yüzde 34.9’u 1, yüzde 37.6’sı 2, yüzde 17.2’si 3, yüzde 6.7’si 4, yüzde 3.6’sı da 5 ve üzerinde kredi kartı olduğunu belirtmiştir. Kredi kartı olanların yüzde 57.8’i kredi kartı aylık dönem borcunun tamamını düzenli olarak ödeyebildiğini, yüzde 42.2’si ise düzenli olarak ödeyemediğini belirtmektedir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 82.9’U SON 11 YIL İÇİNDE BANKA KREDİSİ ÇEKTİ.
Ankete katılanların yüzde 82.9’u son 11 yıl içinde banka kredisi çektiğini belirtmiştir. Son 11 yıl içinde banka kredisi çekenlere, kaç kez kredi çektiklerini sorduk. Buna göre; yüzde 18.1’i 1, yüzde 22.7’si 2, yüzde 20’si 3, yüzde 13.7’si 4, yüzde 10.6’sı 5, yüzde 4.5’i 6, yüzde 10.4’ü ise 7 ve üzeri cevabını vermiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 27.4’Ü BANKA KREDİSİ İLE EV YA DA ARABA SATIN ALIP, ÖDEME KONUSUNDA SIKINTI YAŞADIĞI İÇİN SATMAK ZORUNDA KALDIĞINI BELİRTİYOR.
Ankete katılanların yüzde 27.4’ü banka kredisi ile ev ya da araba satın alıp, ödeme konusunda sıkıntı yaşadığı için satmak zorunda kaldığını ifade etmiştir; yüzde 72.6’sı da banka kredisi ile ev ya da araba satın alıp, ödeme konusunda sıkıntı yaşadığı için satmak zorunda kalmadığını söylemiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 56.1’İNİN AYLIK ISINMA HARCAMASI 201-400 TL.
Ankete katılanlara aylık ısınma harcamalarını sorduk. Buna göre; yüzde 33.1’i 100-200 TL, yüzde 56.1’i 201-400 TL, yüzde 7.5’i 401-600 TL, yüzde 1’i 601-800 TL, yüzde 2.3’ü de 801 TL’den fazla cevabını vermiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 86’SI ELEKTRİK VE SU FATURALARINI, YAKIT GİDERLERİNİ AZALTMAK İÇİN KISITLAMA YAPIYOR.
Ankete katılanların yüzde 86’sı elektrik, su faturalarını ve yakıt giderlerini azaltmak için kısıtlama yaptığını ifade etmiştir.
Ankete katılanların yüzde 71.8’i meyve-sebze alışverişlerini semt pazarlarından, yüzde 9.9’u manavdan, yüzde 16.3’ü süpermarketlerden/hipermarketlerden yaptığını belirtirken, yüzde 2’si diğer seçeneğini işaretlemiştir.
Ankete katılanların yüzde 84.5’i gıda alışverişlerini yaparken kampanyaları takip ettiğini ve indirimli ürünleri tercih ettiğini belirtmiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 32.7’Sİ AYLIK 1-2 KİLOGRAM ET TÜKETİYOR
Ankete katılanlara aylık ortalama ne kadar et tükettiklerini sorduk. Buna göre; yüzde 18.6’sı 100-500 gram, yüzde 26.4’ü 501-1000 gram, yüzde 32.7’si 1-2 kg., yüzde 14.4’ü 2-4 kg., yüzde 3.6’sı 4-6 kg., yüzde 1’i 6-8 kg., yüzde 0.5’i de 8 kg’dan fazla et tükettiğini belirtmiştir. Bu soruya et tüketmiyorum cevabı verenlerin oranı ise yüzde 2.8’dir.
Ankete katılanların yüzde 71’i otomobil sahibi olduğunu ifade etmiştir. Ankete katılanlara işyerlerine ulaşımı nasıl sağladıkları sorusunu yönelttik. Buna göre yüzde 43.5’i kendime ait arabamla, yüzde 32.8’i toplu taşıma araçları, yüzde 0.4’ü taksi cevabını verirken, yüzde 23.3’ü diğer seçeneğini işaretlemiştir.
Ankete katılanlara “Ayda kaç kez sinema, tiyatro, konser, sergi v.b. sosyal-kültürel faaliyetlere katılıyorsunuz?” sorusunu sorduk. Buna göre; yüzde 18’i ayda bir, yüzde 2.8’i ayda iki, yüzde 1’i ayda 3, yüzde 1.3’ü ayda dört ve daha fazla cevabını verirken; sosyal-kültürel etkinliklere katılamıyorum cevabı verenlerin oranı yüzde 76.9’dur.
“Sosyal-kültürel etkinliklere katılamıyorum” cevabı verenlere bunun nedenlerini sorduk. Buna göre; yüzde 61.1’i ayırabileceğim bir bütçem yok, yüzde 15.8’i işlerim nedeniyle zaman bulamıyorum, yüzde 5.6’sı ihtiyaç hissetmiyorum derken; yüzde 17.5’i diğer seçeneğini işaretlemiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 66.9’U TÜKENMİŞLİK SENDROMUNA YAKALANDIĞINI SÖYLÜYOR.
Ankete katılanlara “Tükenmişlik sendromu, çalışanlarda yorgunluk, hayal kırıklığı, motivasyon ve enerji kaybı, isteksizlik, işinden soğuma ya da işi bırakma şeklinde kendini gösteren bir sendromdur. Siz de tükenmişlik sendromuna yakalandığınızı düşünüyor musunuz?” sorusunu yönelttik. Bu soruya ankete katılanların yüzde 66.9’u evet, yüzde 33.1’i hayır cevabı vermiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 37’SİNDE İŞE BAĞLI OLARAK STRES VE SİNİRLİLİK HALİ VAR.
Ankete katılanlara “İşe bağlı olarak aşağıdakilerden en çok hangisi sizi etkilemektedir?” sorusunu yönelttik. Buna göre; yüzde 37’si stres, sinirlilik hali, 18.6’sı kendini değersiz hissetme, yüzde 13.7’si motivasyon ve performans azalması, yüzde 8.9’u uykusuzluk ve yorgunluk, yüzde 7.1’i kaygı, yüzde 3.3’ü mide ağrısı, baş ağrısı/baş dönmesi, yüzde 2.7’si unutkanlık, yüzde 1.3’ü dikkat dağınıklığı derken; yüzde 7.3’ü hiçbiri cevabını vermiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 77.7’Sİ TOPLU SÖZLEŞMELERDE ÖĞRETMENLERE YÖNELİK KAYDA DEĞER BİR KAZANIM OLMADIĞINI SÖYLÜYOR.
“Yapılan toplu sözleşmelerde öğretmenlere yönelik kayda değer bir kazanım olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 77.7’si hayır, yüzde 15.9’u kısmen, yüzde 6.4’ü de evet cevabını vermiştir.
ANKETE KATILANLAR, ZAM ORANININ EKONOMİK KAYIPLARINI TELAFİ ETMEYECEĞİNİ SÖYLÜYOR; ÖĞRETMELERE YAPILAN TAZMİNAT ARTIŞINI YETERSİZ BULUYOR.
Ankete katılanların yüzde 91.6’sı toplu sözleşmede memurlara 2014 ve 2015 yılları için verilen zam oranı hakkında bilgi sahibi olduğunu ifade etmiştir. Zam hakkında bilgi sahibi olduğunu söyleyenlerin yüzde 93.6’sı zam oranının ekonomik kayıplarını karşılayacak düzeyde olmadığını belirtmiştir.
“666 Sayılı KHK ile ek ödeme oranları artırılmadığı için öğretmenler iki yıldır en alt sınırdan ek ödeme almaktadır.1500 TL ek ödeme alan devlet memurlarının varlığı düşünüldüğünde öğretmenlere yapılan brüt 75+75 TL tazminat artışı yeterli midir?” sorusuna ankete katılanların yüzde 95.4’ü hayır cevabı vermiştir.
“2014 yılında ek ders ücretleri ile aile ve çocuk yardımına zam yapılmayacak ve enflasyon farkı verilmeyecek olması ekonomik durumunuzu olumsuz yönde etkileyecek mi?” sorusuna ankete katılanların yüzde 85.1’i evet, yüzde 9.9’u hayır, yüzde 5’i de fikrim yok cevabı vermiştir.
TÜRKİYE’DE EN PRESTİJLİ MESLEĞİN ÖĞRETMENLİK OLDUĞUNU DÜŞÜNENLERİN ORANI SADECE YÜZDE 4.7.
Ankete katılanlara “Türkiye’de en prestijli mesleği hangisidir?” diye sorduk. Bu soruya öğretmenlik cevabı verenlerin oranı sadece yüzde 4.7 oldu. Öğretmenlere göre en prestijli meslek doktorluk. Bu soruya ankete katılanların yüzde 20.4’ü doktor, yüzde 19.7’si kaymakam/vali, yüzde 17.7’si iş adamı, yüzde 15.9’u din görevlisi, yüzde 4.7’si öğretmen, yüzde 4.2’si avukat, yine yüzde 4.2’si sanatçı, yüzde 2.2’si polis, yüzde 1.8’i serbest meslek, yüzde 1.4’ü mühendis/mimar, yüzde 1.1’i asker, yüzde 1’i ekonomist, yüzde 0.9’u eczacı, yüzde 0.8’i bankacı, yüzde 0.5’i diş hekimi, yüzde 0.4’ü gazeteci cevabı vermiştir. Diğer seçeneğini işaretleyenlerin oranı yüzde 3’tür.
Ankete katılanların yüzde 82.1’i çocuğuna ekonomik ve sosyal olarak iyi imkanlar sunduğunu/sunabileceğini düşünmemektedir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 78.9’U YÖNETİCİ ATAMALARINDAKİ SÖZLÜ SINAVLARIN ADALETTEN UZAK YAPILDIĞINI DÜŞÜNÜYOR.
Ankete katılanlara yönetici atamalarında yapılan sözlü sınavları sorduk. Buna göre yüzde 78.9’u adaletten uzak bir şekilde yapılıyor; yandaşlar kayırılarak kul hakkı yeniliyor derken; yüzde 4.5’i hakkaniyete uygun ve adaletli bir şekilde yapıldığını söylemiştir. Fikrim yok diyenlerin oranı ise yüzde 16.6’dır.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 78.7’Sİ “BAKAN AVCI HAK VE HUKUK GÖZETEN, UYGULAMALARI İLE ADALETİ SAĞLAYAN BİR BAKANDIR” İFADESİNE KATILMIYOR.
Ankete katılanların yüzde 78.7’si “Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı hak ve hukuk gözeten, liyakati ön plana alan, uygulamaları ile adaleti sağlayan bir Bakandır” ifadesine katılmamaktadır.
Ankete katılanların yüzde 94.2’si ücretli öğretmen istihdamını doğru bulmamaktadır.
Ankete katılanların yüzde 76.9’u Şubat ayında öğretmen ataması yapılması gerektiğini düşünmektedir.
Ankete katılanların yüzde 71.3’ü öğrenim özrünün kaldırılmasını doğru bulmamaktadır.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 76.5’İ SBS’NİN YERİNE GETİRİLEN YENİ SINAV MODELİNİN ÖĞRENCİ BAŞARISINI ARTIRACAĞINI DÜŞÜNMÜYOR.
Ankete katılanlara yeni sınav modelini de sorduk. “SBS’nin yerine getirilen yeni sınav modelinin öğrenci başarısını artıracağını düşünüyor musunuz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 76.5’i hayır cevabı verirken, yüzde 23.5’i evet cevabı vermiştir.
Ankete katılanların yüzde 86.5’i yeni sınav modelinin dershanelere/kurslara olan ihtiyacı azaltacağına inanmamaktadır.
Ankete katılanların yüzde 76.5’i yeni sınav modelinin öğrencilerde stres ve heyecanı azaltacağını düşünmemektedir.
“Yeni sınav modelinin öğrencinin okula devamını sağlayacağını düşünüyor musunuz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 66.5’i hayır derken, yüzde 33.5’i evet cevabı vermiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 90.9’U DEVLET OKULLARININ İTİBAR KAYBETTİĞİ GÖRÜŞÜNDE.
“Milli Eğitimde uygulanan yanlış politikalar sonucunda devlet okullarının itibar kaybettiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 90.9’u evet cevabını vermiştir.
Bu soruya evet cevabı verenlere “Devlet okulları kaybettikleri itibarlarını nasıl kazanabilir?” sorusunu yönelttik. Buna göre; yüzde 34.7’si öğretmenlerin özel okullara ya da dershanelere gitmesini önlemek için maddi ve özlük hakları düzeltilmeli, yüzde 27’si okulların alt yapısı geliştirilmeli; okullarda kütüphane, laboratuvarlar, bilgisayar odaları, spor salonları olmalı, yüzde 16.5’i bölgelerarası ve okullar arasındaki eşitsizlik giderilmeli, yüzde 7’si ücretli öğretmen istihdamına son verilmesi ve öğretmen sayısı artırılmalı, yüzde 6.5’i sınıflardaki öğrenci sayısı azaltılmalı derken; yüzde 8.3’ü de diğer seçeneğini işaretlemiştir.
Ankete katılanlara çalıştığı okulda/kurumda en çok kimlerle sorun yaşadıklarını sorduk. Buna göre; yüzde 29.5’i velilerle, yüzde 22.4’ü öğrencilerle, yüzde 20.1’i idarecilerle, yüzde 5.6’sı hizmetli personel/memur ile, yüzde 5.4’ü öğretmenler ile derken; yüzde 17’si diğer seçeneğini işaretlemiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 31.9’U ÖĞRENCİ/VELİ ŞİDDETİNE MARUZ KALMIŞ.
Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 31.9’u öğrenci ya da veli şiddetine maruz kaldığını, yüzde 68.1’i de öğrenci ya da veli şiddetine maruz kalmadığını belirtmektedir.
Öğrenci/veli şiddetine uğradıklarını söyleyenlere en çok hangi şiddet türüne maruz kaldıklarını sorduk. Buna göre; yüzde 67.3’ü sözlü şiddet, yüzde 20.6’sı psikolojik şiddet, yüzde 11.8’i fiziksel şiddet, yüzde 0.2’si de cinsel şiddete maruz kaldığını belirtmiştir.
ŞİDDETE MARUZ KALDIĞINI İFADE EDENLERİN SADECE 11.8’İ ŞİKAYETTE BULUNMUŞ.
Şiddete maruz kalanlara, şikayette bulunup bulunmadıklarını sorduk. Buna göre; şiddete maruz kalanların yüzde 11.8’i şikayette bulunduğunu, yüzde 88.2’si de şikayette bulunmadığını söylemiştir.
ŞİDDETE UĞRAMASINA RAĞMEN ŞİKAYETTE BULUNMAYANLARIN YÜZDE 54.7’Sİ ADALETİN SAĞLANACAĞINI DÜŞÜNMEDİĞİ İÇİN ŞİKAYETÇİ OLMAMIŞ.
Şiddete maruz kalmasına rağmen şikayette bulunmayanlara bunun nedenini sorduk. Buna göre; yüzde 54.7’si adaletin sağlanacağını düşünmediğim için şikayetçi olmadım derken; yüzde 13.9’u özür diledikleri için şikayetçi olmadım, yüzde 7’si itibarımın zedeleneceği için şikayetçi olmadım, yüzde 3.8’i korktuğum için şikayetçi olmadım cevabını vermiştir. Bu soruya diğer cevabını verenlerin oranı ise yüzde 20.6’dır.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 48.3’Ü SİYASETTE YANDAŞ ATAMALARIN KENDİSİNİ RAHATSIZ ETTİĞİNİ SÖYLÜYOR.
Ankete katılanlara “Siyasette aşağıdakilerden hangisi sizi en çok rahatsız ediyor?” sorusunu yönelttik. Buna göre; yüzde 48.3’ü yandaş atamalar ve yandaş olmayanın ötekileştirilmesi derken; yüzde 23’ü samimiyetsizlik, yüzde 9.3’ü siyasetçilerin kullandığı üslup, yüzde 8.5’i seçim zamanında hatırlanma, yüzde 6.9’u sözünde durmama cevabını vermiştir. Bu soruya diğer cevabını verenlerin oranı yüzde 4’tür.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 96.5’İ ÖĞRETMENLERİN TOPLUMSAL İTİBAR KAYBETTİĞİNİ SÖYLÜYOR.
Ankete katılanların yüzde 96.5’i öğretmenlerin toplumsal itibar kaybına uğradığı görüşünde. Öğretmenlerin itibar kaybettiğini düşünenlere, “Öğretmenlik mesleğinin itibarının azalmasının en büyük nedeni nedir?” diye sorduk. Buna göre yüzde 67.6’sı ülkeyi yönetenlerin öğretmenlere bakış açısı ve öğretmenlerin itibarını rencide edici ifadeleri, yüzde 16’sı öğretmenlerin maddi ve özlük haklarının yetersizliği, yüzde 8’i öğrencilerin başarısının ölçülmesinde ve disiplinin sağlanmasında öğretmenlere tanınan inisiyatifin yetersiz olması, yüzde 3’ü siyasi baskılar ve adam kayırmacılık, yüzde 2.4’ü öğretmen yetiştiren okulların kalitesinin düşüklüğü, yüzde 1.4’ü ücretli öğretmen istihdamı derken; yüzde 1.6’sı da diğer cevabı vermiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 89.3’Ü ÖĞRETMENLERİN KAYBETTİĞİ İTİBARLARINI BAKAN AVCI İLE GERİ KAZANABİLECEĞİNE İNANMIYOR.
Ankete katılanlara “Öğretmenlerin kaybettikleri itibarlarını Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile geri kazanabileceğini düşünüyor musunuz?” sorusunu yönelttik. Buna göre; yüzde 89.3’ü hayır, yüzde 10.7’si evet cevabı vermiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 72’Sİ ÖĞRENCİ ANDI’NIN KALDIRILMASINI DOĞRU BULMUYOR.
Ankete katılanların yüzde 72’si Öğrenci Andı’nın kaldırılmasını doğru bulmamaktadır.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 73.5’İ ÖZEL OKULLARDA ETNİK DİL VE LEHÇELERDE EĞİTİMİN ÖNÜNÜN AÇILMASININ, DEVLET OKULLARINA SİRAYET EDEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR.
Ankete katılanların yüzde 73.6’sı özel okullarda etnik dil ve lehçelerde eğitimin önünün açılmasına karşı çıkıyor.
“Özel okullarda etnik dil ve lehçelerde eğitimin önünün açılması ile birlikte MEB'in Kürtçe bilen öğretmen kadrosunun olmadığı düşünüldüğünde, bölücü faaliyetlerin okul çatısı altında hayat bulabileceğine dair endişeniz var mı?” sorusuna ankete katılanların yüzde 72.7’si evet cevabı vermiştir.
Ankete katılanların yüzde 73.5’i özel okullarda etnik dil ve lehçelerde eğitiminin önünün açılmasının, önümüzdeki yıllarda devlet okullarına da sirayet edebileceğini düşünüyor.
“Q, w, x harflerinin kullanımının önündeki engellerin kaldırılması ikinci eğitim dili hazırlığıdır ve yeni bir alfabe düzenlemesini beraberinde getirecektir.” ifadesine katılıyor musunuz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 74’ü “Evet, katılıyorum” cevabı vermiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 59’U İŞ GÜVENCELERİNİN ELLERİNDEN ALINACAĞINA DAİR ENDİŞE TAŞIYOR.
Ankete katılanların yüzde 59’u iş güvencelerinin ellerinden alınacağına dair endişe taşıdığını belirtmektedir.
“İş güvenceniz elinizden alınırsa, öğretmenlik mesleğini yapmaya devam eder misiniz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 52.5’i evet, yüzde 47.5’i hayır cevabı vermiştir.
ANKETE KATILANLARIN YÜZDE 20.8’İ BAKAN AVCI’YA 1 PUAN VERDİ.
Ankete katılanlar Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya 10 üzerinden puan verdiler. Buna göre Bakan Avcı’ya ankete katılanların yüzde 20.8’i 1, yüzde 7.4’ü 2, yüzde 13.6’sı 3, yüzde 11.9’u 4, yüzde 17.1’i 5, yüzde 10.9’u 6, yüzde 8.8’i 7, yüzde 5.4’ü 8, yüzde 1.9’u 9, yüzde 2.2’si de 10 puan vermiştir.
Ankete katılanlara Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın 24 Kasım’da en çok hangi sorunu çözmesini istediklerini de sorduk. Buna göre yüzde 59.9’u öğretmenlerin maddi ve özlük haklarını düzeltmesini, yüzde 10.6’sı yönetici atamalarındaki sözlü sınav uygulamasını kaldırmasını ve baskılara, adam kayırmacılığa son vermesini, yüzde 8.4’ü eğitimde sistem değişikliklerine son vermesini, yüzde 5.2’si ücretli öğretmenlik istihdamına son vermesini, yüzde 4.6’sı öğretmenlere yönelik şiddetin önlenmesi için caydırıcı tedbirler almasını, yüzde 2.7’si il ve ilçe emrini geri getirmesini ve özür grubu tayinlerini yılda iki defa yapmasını, yüzde 2.5’i kalabalık sınıflara son vermesini, yüzde 2’si alan değiştirenlerden isteyenlere çalıştığı yerde eski alanına dönüş hakkı tanımasını, yüzde 0.6’sı da öğrenim özrünü yeniden özür grubu tayinleri içine almasını istemiştir. Bu soruya diğer cevabı verenlerin oranı yüzde 3.5’tir.
Anket sonuçlarını değerlendiren Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk şunları söyledi: “Anket sonuçları göstermiştir ki; öğretmenlerimiz 24 Kasım’da mutlu ve huzurlu değildir, gelecek kaygısı yaşamaktadır. Öğretmenlerimiz için bu yıl da kayıp bir yıl olmuştur. Öğretmenler gerek ekonomik ve sosyal haklar gerekse özlük haklar yönünden 2013 yılı Türkiye’sine yakışmayacak koşullar altında mesleklerini yapmaktadır. Öğretmenlerimizin üzerindeki yük o kadar fazladır ki, psikolojileri de alt üst olmuştur. Hatta öğretmenlerimizin büyük bir kısmının tükenmişlik sendromuna yakalandığını düşündüğünü ifade etmesi anketin en çarpıcı noktalarından birisidir. Öğretmenler, gündeme olan konulara da kayıtsız kalamamıştır. Öğretmenlerin Öğrenci Andı, özel okullarda etnik dil ve lehçelerde eğitimin önünün açılması ve yeni sınav sistemi ilgili görüşleri Milli Eğitim Bakanlığı ve Hükümete yönelik ciddi mesajlar içermektedir. Yıpratılan, horlanan, baskıya maruz kalan, korkutulan, itibarları ayaklar altına alınan öğretmenler ile ülkemizde sağlıklı bir zeminde eğitim-öğretim yapılması mümkün değildir. Bu ankete katılanların neredeyse tamamına yakını yani yüzde 96.5’i mesleklerinin itibar kaybına uğradığını düşünüyorsa, “Türkiye’de en prestijli meslek hangisidir?” sorusuna ankete katılanların sadece yüzde 4.7’si öğretmenlik cevabı veriyorsa bu sonuçları ülkeyi yönetenler titizlikle değerlendirmeli ve nerede hata yaptıklarını iyice düşünmelidir. Bu şartlar altında kutlamaya çalıştığımız Öğretmenler Gününde öğretmenlerimizin yüzlerinin biraz da olsa gülmesi için Bakan Avcı’dan müjdeli haberler bekliyoruz. Bu vesileyle Başöğretmenimiz Büyük Önder Atatürk’ü rahmet ve minnetle anarken, tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutluyor; anket sonuçlarının yetkililer tarafından dikkatlice incelenmesini istiyoruz.”
Saygılarımızla.