Konfederasyonumuza bağlı Türk Sağlık-Sen’in 5
Konfederasyonumuza bağlı Türk Sağlık-Sen’in 5. Olağan Genel Kurulu başladı.
Genel Kurulun açılışına, Genel Başkanımız İsmail Koncuk ile birlikte, MHP Ankara Milletvekili Prof.Dr. Özcan Yeniçeri, MHP Mersin eski Milletvekili Behiç Çelik, Sendikalarımızın Genel Başkanları, Genel Merkez Yöneticilerimiz, delegeler ve çok sayıda davetli katıldı.
Saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Divan teşekkülünün ardından Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 5. Olağan Genel Kurulun Türk Milletine, Kamu çalışanlarına ve Türkiye Kamu-Sen camiasına hayırlı olmasını diledi.
KONCUK: İKTİDARIN GÜÇLERİYLE DONANMIŞLARA KARŞI MÜCADELE VERİYORUZ
Kahveci’nin ardından kürsüye çıkan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Mehmet Akif’in;
“Bir haksızlık gördüğümde yanar ta ciğerim,
Onu düzeltme için tekme yerim çifte yerim,
Adam aldırma git diyemem aldırırım,
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım” dizelerini okuyarak sözlerine başladı.
Koncuk, “Türk Sağlık-Sen Türkiye’nin son derece önemli bir sendikasıdır. Bu önemi sayısal üstünlükten değil, temsil ettiği değerlerden kaynaklanmaktadır. Ahlaksızlığın, adam kayırmanın, yandaşlığın, insan hakkı gaspının öne çıktığı şu günlerde Türk Sağlık-Sen olarak sendikal mücadelenizi herhangi bir sendikaya karşı vermiyorsunuz. İktidarın güçleriyle donanmış, arkalarında İl Sağlık Müdürleri, Başhekimler olan bir büyük güce karşı mücadele verirken dimdik ayakta duruyorsunuz hepinizi yürekten tebrik ediyorum” dedi.
KONCUK: CARİ AÇIĞIN ARTMASININ FATURASI YİNE BU MİLLETE KESİLECEKTİR
Türkiye’nin sıkıntılı bir dönemden geçtiğinin altını çizen Genel Başkan İsmail Koncuk, Cari açığın 65 milyar dolarla 2011 yılından sonra ikinci kez zirve yaptığını belirtti. Koncuk, “Türkiye gördüğümüz gibi iyi bir noktada değil. Ahlaksızlığın, yolsuzluğun, yüzsüzlüğün zirve yaptığı bir dönem yaşanıyor. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının az önceki şiirdeki gibi hakkı tutup kaldırmak için bir mücadelesi olmalı. Hakkı tutup kaldırmak haksızlıklarla beraber olmamaktır. Haksızlığa sessiz kalmamaktır.
Yüce dinimiz, haksızlık gördüğünüz zaman elinizle müdahale edin, elinizle müdahale edemiyorsanız dilinizle edin, bu da olmuyorsa kalbinizden buğz edin diyor. Biz elimizle müdahale edelim demiyoruz ama en azından dilimizle her bir vatandaşımızın haksızlığın üzerine gitmek gibi bir sorumluluğu var. Bu ülkede hırsızlığı meşru görürsek, milletin malını çalanları alkışlarsak o zaman bu ülkede adam gibi yaşamanın hiçbir anlamı kanlayacaktır.
Türkiye ekonomisi hiç iyi değil. Cari açık 2011 yılında 75 milyar dolara çıkmıştı ve tarihin rekorunu kırmıştı, bugün ise 65 milyar dolara çıkarak tarihin ikinci rekorunu kırdı. Türkiye 65 milyar dolar daha borçlandı demektir. Bunu Türkiye’nin gelişmesiyle açıklamaya çalışan sözde ekonomistler ve yandaşlar var.
Cari açığın artması milletin sırtına yeni yüklerin binmesi demektir. Bu şuna benziyor, sizin aylık bin TL geliriniz var ama bin 500 TL harcama yapıyorsunuz. Yani beş yüz TL’yi borçlanarak yaparsınız. Peki ne yapacaksınız, bin TL’lik kadar yaşayacaksınız. Isınmanızdan, yemenizden, içmenizden kısacaksınız. Bu ülkeyi yönetenler ne yapacak? 65 milyar dolar cari açığı asgari ücretliden, dar ve sabit gelirli vatandaşımızdan, işçiden, memurdan, çiftçiden çıkaracak. Bir ülkenin cari açığı artıyorsa o ülkede güzel şeyler olmuyor demektir.
ABD ve AB ülkeleri 2009 krizini yaşamalarına rağmen bugün bu açıklarını hızla kapatan ülkeler konumundadırlar. Türkiye’de cari açığını hızla kapatmalıdır. Son 11 yılda Türkiye’nin cari açığı 412 milyar dolara ulaşmıştır. Ülkeyi yönetenler miting meydanlarında kişi başına düşen milli gelir 10 bin 500 dolar diyorlar. Bu hiçbir anlam ifade etmez, Türkiye’de dolar milyarderi sayısı 43 olmuş, Fransa’da 23 dolar milyarderi var. Kişi başı 10 bin 500 dolar demek her bir vatandaşımızın cebine bu kadar rakamın girmesi değil, birtakım rant çevrelerine servetlerinin katlanarak arttığı anlamına geliyor” dedi.
KONCUK: 17 ARALIK’TAN SONRA AKP TÜRKİYE’Yİ DEMOKRASİDEN HIZLA UZAKLAŞTIRMAKTADIR
Konuşmasında Rüşvet ve Yolsuzluk operasyonuna da değinen Koncuk, “Bir ülkede insan hakları yoksa, o ülkenin dünya ölçeğinde güven duyulan, saygı duyulan bir ülke olması mümkün değildir” dedi. Koncuk, “17 Aralık’tan sonra Dolar ve Euro’da meydana gelen dalgalanmalar memurların gelirlerinin yüzde 16 eritti. Yine bu yükler memurun, işçinin,çiftçinin , esnafın sırtına bindirilecektir. Bu tablo, Türkiye’de siyasi istikrarsızlığı gösteren bir tablodur.
Bir ülkede siyasi istikrar olması için o ülkenin siyasi iktidarına milletinde uluslar arası camianın da güven duyması gerekir.
Türkiye maalesef 17 Aralık operasyonundan sonra, AKP iktidarının kendini korumak ve kendi siyasi iktidarını korumak uğruna, emniyet teşkilatında binlerce polisi, savcıları değiştirmesi bu ülkeyi demokratik olmaktan uzaklaştıran olaylardır.
Bir ülkede insan hakları yoksa, o ülkenin dünya ölçeğinde güven duyulan, saygı duyulan bir ülke olması mümkün değildir. Basın özgürlüğü konusunda 180 ülke arasında 154. ülke konumundayız. Böyle bir ileri demokrasi olabilir mi? Bu sıralamada 154 sırada olmak bu ülkeyi yönetenler açısından kapkara bir tablo ve bir utanç lekesidir.
Bu ülke bizim evlatlarımızın ve torunlarımızın geleceğidir. Bu kötü gidişe dur demeliyiz. Bu ülkenin geleceğine sahip çıkmalıyız. Kimsenin kara kaşına ve gözüne, siyasi ikballerine bu ülkeyi feda edemeyiz. Türkiye Kamu-Sen işte bu doğruları çekinmeden ortaya koyan Türkiye’nin tek konfederasyonudur.
Mücadelemizi bundan sonra daha yükseklere el birliği ile taşıyacağız. Emeğimizi ve alın terimizi en üst noktada kullanacağız. Türk Sağlık-Sen’i ve Türkiye Kamu-Sen’i nasıl yetkili sendika yaparız diye çabalayacağız ve koşacağız” dedi.
Genel Başkanımız;
“Sevinin Mehmed'im baslar yüksekte,
Ölsek de sevinin, eve dönsek de...
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte,
Yarın elbet bizim elbet bizimdir.
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir”
dizelerinin ardından Türk Sağlık-Sen’in 5. Olağan Genel Kurulu’nu kutlayarak sözlerini noktaladı.
Türk Sağlık-Sen 5. Olağan Genel Kurulu yapılan konuşmaların ardından Genel Kurul gündemine göre devam ederken, yarın yapılacak seçimlerin ardından yeni Yönetim kurulu belirlenecek.