Konfederasyonumuza bağlı Türk Sağlık-Sen’in iş bırakma eylemi büyük bir coşku ile gerçekleştirildi
Konfederasyonumuza bağlı Türk Sağlık-Sen’in iş bırakma eylemi büyük bir coşku ile gerçekleştirildi. Eylemde ilk olarak Türk Sağlık-Sen Ankara şubeleri saat 10:30’da İbn-i Sina hastanesi önünde toplandı. Buradan hazırlanan tabutlarla birlikte yürüyüşe geçilerek Sağlık Bakanlığı önüne gelindi.
Sağlık çalışanları yürüyüş sırasında “ Yıpranma Payı Hakkımız Söke Söke Alırız, Çalışanlar Alanda Bakan Nerede, Hak Hukuk dediniz, hakkımızı yediniz, Emeklilikte Sefalet İstemiyoruz, Sağlıkta şiddete hayır' sloganları atıldı.
Eylemde bir basın açıklaması yapan Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci “Bugün 13 Mart, Tıp Bayramının Arife günü. Sağlık çalışanları olarak bizde bugünü coşkuyla kutlanacak bir bayramı karşılama günü olarak geçirmek isterdik. Fakat ne yazık ki sorunların giderek arttığı, çalışanların taleplerinin görmezden gelindiği bir dönemde ne bayram ne arife bizim için hiçbir anlam ifade etmiyor.' dedi.
Ağır İş Yükü ve Yetersiz İstihdam Var
Sağlık çalışanlarının çalışma hayatında karşılaştıkları sıkıntılara değinen Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci şiddet, yetersiz istihdam, ağır iş yükü, bitmek bilmeyen nöbetler, yapılan haksız uygulamalar nedeniyle sağlık çalışanları ağır bir tükenmişlik sendromu ile karşı karşıyadır. Çalışanların yüzde 76’sı amirlerinin adaletli davranmadığını belirtmektedir. Çalışanın ekonomisi felakete sürüklenmiştir. Performans ücretleri yok olmuş, sabit eködemeler bile gecikmeli yatar hale gelmiştir. Yaptığımız ankete göre sağlık çalışanlarının yüzde 90’ı her ay sabit borç ödemektedir. Gelirinin yüzde 76’sı kiraya ve gıdaya gitmektedir. Yüzde 49’unun ay sonunda bir kuruş parası kalmamaktadır.' dedi.
Siyasetçi ve Bürokrat Şakşakcılığı Yapanlar Yetkilendirilmiş Sendika
Yetkilendirilmiş sendikanın çalışanları mağdur ettiğini belirten Kahveci “Toplantılarında siyasetçi ve bürokrat şakşakçılığı yapan, iş çalışanın hakkına gelince idarecinin yanına hemen dümen kıran yetkilendirilmiş sendika ile iktidar maaşlarımıza da göz dikmiştir. Toplu sözleşmede yandaş ve yağcı sendikanın hükümetin teklifinden bile düşük bir zamma evet demesiyle çalışanların cebinde büyük bir delik açılmıştır. Enflasyon farkını da istemeyen bu Memnun Sen yüzünden maaşlar enflasyon canavarına yenilmiş, maaş dışı ödemeler 1.5 yıl zam görmemiştir.' şeklinde konuştu.
4 Nisan’da İş Güvenceme Dokunma, Ek Zam Hakkımız Diyeceğiz
4 Nisan’da Türkiye Kamu-Sen olarak gerçekleştireceğimiz eylemle ilgili de açıklamalar yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci “Çalışanların yaşadığı bu kayıplara rağmen malum yetkilendirilmiş sendika ne bir tek ne açıklama yapmış ne de ek zam talebinde bulunmuştur. Siyasetçi ne derse onun kulu kölesi olmuştur. Ek zam talebini dile getiren ise sadece Türkiye Kamu-Sen olmuştur. Mitingler gerçekleştirerek, bordrolar yakarak ve görüşmeler yaparak bu haklı talebimizin mücadelesi verdik. Mücadelesini de vermeye devam edeceğiz. 4 Nisan’da Ankara’da büyük bir miting gerçekleştirerek ek zam hakkımızı verin, iş güvencemize dokunmayın diyeceğiz.
Çünkü iş güvencemizi de elimizden almak istiyorlar. Yetkilendirdikleri malum sendikanın toplantısında memurun iş güvencesini kaldıralım diyorlar. Kendilerini sendika sanan ama Sivil Hükümet Kuruluş olanlarda utanmadan, sıkılmadan ayakta alkışlıyorlar.
İşten atmak istiyorlar, maaşlarımızı yok ediyorlar. Bunların yanı sıra döner sermayeleri emekliliğe yansıtmamakla emeklilikte de çalışanları sefalete sürüklüyorlar.' dedi.
Ümitleri Yok Ediyorlar
Genç sağlık çalışanlarının ümitlerinde yok edildiğini kaydeden Önder Kahveci “Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına angarya Cumartesi nöbeti dayatılmakta ve pazarda çalışacaksınız denilerek hızla köle sistemine dümen kırılmaktadır. Kamu hizmeti yürüten ama kadro talepleri yerine getirilmeyen kamu dışı aile sağlığı çalışanları, vekil ebe hemşireler ve 4/C’liler umutsuzluğa sevk edilmektedir.
Okullarından mezun olan fakat atanamayan 250 bine yakın genç sağlık çalışanımızın umutları tükenmektedir.
Memurlarımız yok sayılmış, Hizmetliler görevini yaptıkları memur kadrosuna atanmamıştır. Sınavlarla ilan edilen kadrolar yetersiz kalmıştır.
Kısacası dertler boyu aşmış, sabır taşı çatlamıştır. Ama hala çözümden uzak açıklamaları ile iktidar sorunlara ne kadar uzak olduğunu ortaya koymaktadır.' şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanlığı Hiç Vefa Göstermemiştir.
Sağlık Bakanlığı’nın düzenlediği şifa veren ele vefa adlı programla ilgilide açıklama yapan Kahveci, “Sağlık Bakanlığı dün ‘’Şifa Veren Ele Vefa’’ adlı bir program düzenlemiştir. Öncelikle belirtmek isteriz ki Bakanlık hiçbir zaman sağlık çalışanlarına vefa göstermemiştir. Sayın Bakan çalışanın sorunlarını çözmek yerine elleri patlayana kadar kendisini alkışlayan yandaş sendikanın toplantılarında boy göstermeyi tercih etmektedir.
Şifa veren elleri, sorunları ve dertleri ile baş başa bırakmıştır. Süslü toplantılarla bu işi geçiştirmeyi adet edinmiştir. “ dedi.
Başbakan Müjde Vermedi, Sadece Günü Geçiştirdi
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Başbakan’ın yaptığı açıklamaları değerlendirerek,
“ Dünkü toplantıda Sayın Başbakan sağlık çalışanlarının hakları ile ilgili bazı açıklamalar yaptı.
Bu açıklamalara göre;
Nöbet ücretlerine yüzde 50 zam yapılacakmış.
Bir saatlik nöbet ücreti bir doktor için şu anda 7 TL, ebe hemşire arkadaşlarımız için 4.7 tl dir. Bu komik ücretlerin yüzde 50 artması çok mu büyük bir müjde midir ?
70 yaşına kadar istenirse çalışılabilecekmiş.
Marifet 70 yaşına kadar çalıştırmak değil, emeklilikte rahat ettirecek insani bir ücrettir
Şiddet Uygulayanların Gözaltı Süresi Uzatılacakmış.
Bugün şiddet uygulayanların tutuklu yargılanmasına yönelik düzenleme var olmasına rağmen tam uygulanmıyor. Gözaltı süresini uzatınca ne olacak? Şiddete çözüm mü bulunacak ?
Yıpranma payı ile ilgili çalışma yapılıyormuş.
Yıpranma payı için 1 senedir aynı sözler söyleniyor. Somut bir adım, ortaya çıkmış bir icraat yok. Kısacası sadece siyasetçinin iki dudağı arasında bir senedir yıpranıyoruz. Ne somut adım var. Ne de yasa tasarısı var.
Yani tüm bunlara bakılınca söylenecek tek cümle dağ fare doğurmuştur. Bunlar çalışanların derdine derman değildir. Günü kurtarma hamlesidir.” dedi.
Hayatını Kaybeden Sağlık Çalışanları Şehit Sayılmalı
Görevi başında hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının şehit sayılmadığına ve bunun büyük bir ayıp olduğuna dikkat çeken Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci “Biz her şeyden önce güvenli bir çalışma hayatı istiyoruz. Can güvenliğimizden endişe duymadan hizmet üretmeyi arzuluyoruz. Katledilen doktorlarımızı, Bulaşıcı hastalıktan hayatını kaybeden hemşirelerimiz, ambulans kazasında vefat eden 112 çalışanlarımızı temsilen önümde üç tabut var.
Sağlık çalışanları hizmet verirken hayatlarını kaybediyorlar. Canlarından oluyorlar. Bizim için şehittirler. Sayın Başbakan’da dün “Görevi başında hayatını kaybeden sağlık çalışanlarını şehit olarak değerlendiriyorum' dedi.
Fakat ne yazık ki görevi başında hayatını kaybeden sağlık çalışanları şehit statüsünde değerlendirmemektedir. Vatandaşın can ve mal güvenliği için acil sunulması gereken kamu hizmetlerini sunan çalışanlardan sadece sağlıkçılar şehit kamu görevlisi statüsünde sayılmamaktadırlar. Onlardan bize emanet kalan aileleri mağdur olmaktadırlar. Bu büyük bir ayıptır. Bu durum düzeltilmelidir. “ dedi.
Haklarımızı Talep Ediyoruz
Sağlık çalışanlarının sadece haklarını talep ettiğini dile getiren Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci “Sağlık çalışanları olarak ne lütuf bekliyoruz, ne de karşılanamaz talepleri dile getiriyoruz. Sadece hakkımızı talep ediyoruz. Haklı taleplerimizi dile getirmek ve çalışanların talepleri karşısındaki vurdumduymazlığa tepki olarak Tıp Bayramı Arifesinde 13 Mart’ta iş bıraktık.
Çalışanların taleplerinin yerine getirilmesi ve Türkiye kamuoyunda tekrar güçlü bir şekilde gündeme gelmesi adına yaptığımız bu eylemle alanlara çıktık ve yetti gari diyoruz.
İş bırakma eylemimizi; 2014’ün ilk 10 ayında 2 milyar 750 Milyon TL katkı ve reçete parası ödeyen, birçok sağlık hizmeti için cebinden ekstra para çıkan vatandaşlarımız içinde yapıyoruz. Tüm vatandaşların eşit, ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir bir sağlık hizmetine kavuşmasını istiyoruz.
Ayrıca 14 Mart Cumartesi günü de kararlığımızı devam ettirip, aile hekimliklerinde ve TSM’lerde Cumartesi nöbetine hayır diyerek iş bırakacağız.' dedi.
Yetkilendirilmiş Sendikayı Çalışanlar İyi Tanımalı, Bunlara Bir Dakika Bile Üye Olarak Kalmamalı
Türk Sağlık-Sen’in yaptığı Dilekçe kampanyasını karalayanların, çalışan hakkı içinde iş bırakılırken ortadan kaybolduklarını belirten Önder Kahveci sözlerini şöyle sürdürdü: Bugün iş bırakma eylemine neredeyse sağlık alanında faaliyet gösteren tüm STK’lar katılıyor. Biri hariç O da Memur-Sen’e bağlı Sağlık-Sen. Bizim dilekçe kampanyamızı karalayanlar, çalışan hakkı için iş bırakıldığında da ortada yoklar.
Toplantılarında idareci ağırlayıp, bakandan oy toplayın talimatı alanların bugün bu alanda olması zaten çok zordur. Onların yeri idareci yanıdır. Çalışanlarla alanlara çıkmak yerine idarecilerle poz vermek yaptıkları tek iştir. Tüm sağlık çalışanları kendilerini uçurumun kenarına götüren bu yetkilendirilmişleri iyi tanımalı ve görmelidir. Bunlara üye olarak kalınan her saniye çalışanın kendine verdiği en büyük zarardır.
Türk Sağlık-Sen olarak bayram tadında 14 Martlar karşılamak istiyor, sorunların çözümü için acil düzenlemeler yapılmasını istiyoruz.” dedi.
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci’nin açıklamalarının ardından görevi sırasında hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanları için dua edilip, Fatiha okunurken, eylem sloganlar eşliğinde tamamlandı.