Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Nazmi Güzel, 22 Temmuz 2004 günü Sakarya Pamukova ilçesi Mekece mevkiinde Yakup Kadri Karaosmanoğlu isimli hızlandırılmış trenin yapmış olduğu kaza ile ilgili bir basın açıklaması yaptı
Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Nazmi Güzel, 22 Temmuz 2004 günü Sakarya Pamukova ilçesi Mekece mevkiinde Yakup Kadri Karaosmanoğlu isimli hızlandırılmış trenin yapmış olduğu kaza ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Kazanın pek çok riskin biraraya gelmesi ile olduğunu kaydeden Güzel, hızlandırılmış tren projesinin bir yanlış olduğunu söyledi. TCDD'nin gerçekleri kabul edilmeden hızlandırılmış tren işletmeciliği yapılmasını da "Kazma yanlış yere vuruldu" şeklinde anlattı.
Güzel'in konu ile ilgili basın mensuplarına yaptığı açıklamalar şöyle:
TCDD'nin işletmekte olduğu Ankara-İstanbul arasında sefere koyulmuş olan Yakup Kadri Karaosmanoğlu adlı hızlandırılmış tren 22 Temmuz 2004'de günü saat 18.00'da İstanbul'dan Ankara'ya yola çıkmış ve akabinde Pamukova mevkiinde 183. kilometrede herkesin bildiği elim kaza meydana gelmiştir. Bizleri derin üzüntüye sevk eden ve üç değerli arkadaşımızın da şehit olduğu kazada, kayıpları 37 ölü, 70 yaralı olarak açıklamak durumundayız. Bunun üzerinde olmasını da arzu etmiyoruz. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum, tekrar hayata dönmelerini bekliyoruz. Ölenlere Allah'tan rahmet dilerim.
MEVCUT ALTYAPI İLE OLMAZ
Sonuçta, ciddi manada bir tren kazası olmuştur. Bunun evveliyatı var, geçmişte yaşananlar var, bugün yaşananlar var. Geçmişi ile ilgili, biz Türk Ulaşım-Sen olarak, şu andaki mevcut altyapı üzerinden daha fazla hızlandırılmış bir trenin çalıştırılamayacağı noktasında görüşlerimizi ilgililerimize ilettik. Zaman zaman basınımızla da bu konuyu paylaştık. Üzülerek söyleyelim ki, bizi böyle haklı çıkmak gibi bir sorumuz yoktur. Zaman, bizim gibi düşünen ve özellikle bu konuda bilimsel açıklamalar yapan bilim adamlarımızın da, demiryollarında geçmişi olan uzmanlarımızın da ortak görüşü ve ortak kanaati de bu yönde idi.
KURP YARIÇAPI STANDARTLARIN ÇOK ALTINDA
Bu kaza meydana gelmiştir. Buna sadece kaza olarak bakarsak değerlendirmelerimiz farklı olacaktır. Bir kere şunu açıklıkla söylemek istiyorum, bu sadece bir tek riskin yarattığı bir kaza değildir. Birden fazla riskin yaratmış olduğu bir kazadır. Fakat, vahameti de burada görünmektedir. Birincisi, yol şartları böyle bir tren işletmeciliğine müsaade etmez. Olayın meydana geldiği 183. km'deki mahalle baktığımızda burası, kurp diye nitelendirdiğimiz yani karayolları tabiriyle, viraj dediğimiz yerdir. 350 metre yarıçaplı bir virajdır. Dünya standartları ile kıyaslayacak olursanız, o 3 bin 500 metredir ve dünya standartları bin 500 metreye kadar olanları normal kabul etmektedir ama onun altında olanları kurplar risk taşımaktadır. Ama maalesef bizim Elmadağ yakınlarında 250 yarıçaplı kurplarımız vardır. Çok şükür buradaki hız limitlerine dikkat edildiği için üzücü bir hadise yaşanmadı ama, yük taşımacılığında çok ciddi sıkıntılarımız olmuştur.
PERSONEL YORGUN
İkinci faktör, yorgun yolların yanısıra bir de personelimizin yorgunluğundan bahsetmek durumundayız. Burada görev yapan arkadaşlarımız ortalama 14 saat çalışmaktadırlar. Çok önemli, yorucu, yıpratıcı bir görevdir. Bir insan, hiçbir görev yapmadan günde 8 saat seyahat etmiş olsa kendisini iki gün toparlayamaz. Ama, bizim arkadaşlarımız günde 14 saat fiilen çalıştırılmaktadır. Bundan önce Adana'da meydana gelen olayın asıl sebeplerinden birisi de oradaki görevli arkadaşlarımızın aşırı yorgun olmasıdır. Dolayısıyla bu faktörü de asla göz ardı edemeyiz. 10 yıldır bütün genel müdürler demiryolları için yeni personel alımı için girişimde bulunur, ilgili bakanlığa gönderirler. Ama, maalesef, her seferinde "eleman sayınız fazladır" gerekçesiyle geri gönderirler. Ben burada olayın en az demiryolları yetkilileri kadar Hazine'nin de bu konuda sorumlu olduğunu düşünüyorum. Çünkü, en son demiryollarına gönderdikleri yazıda 5 bin tane işçinin 5 bin tane de memurun fazla olduğunu ifade etmişlerdir. Oysa, bu trenlerin bakımının yapıldığı yerler, işçiler tarafından yapılmaktadır, revizörlüklerde yapılmaktadır, trenlerimize yeterli bakımın yapılmadığı noktasında bizim de zaman zaman uyarılarımız olmuştur.
İKLİM DE ETKİLİ OLDU
Bir başka faktör, iklim şartlarıdır. Treni sefere koymadan önce, yetkililerimiz kendileri de trene binmek suretiyle test yapmışlardır. Ama, test şartları ile bugünkü iklim şartları asla birbirini tutmaz. Bugün 30 derecenin üstünde bir sıcaklık var ve biz kışın dondurucu soğuklar karşısında rayların kırılması ile karşı karşıya kalırız doğu bölgelerimizde. Batı da ise rayların genleşmesinden meydana gelen esler veya dirsek tabir ettiğimiz hadiseler meydana gelmektedir. Bundan önce yolcu ve yük vagonlarında bu tür hadiseler çok sık yaşanmıştır. Burada da görünen benzeri bir olaydır. Çünkü, makinenin arkasından vagonun geçtikten sonra diğer vagonların raydan çıkmasının bir başka ifadesi olamaz.
NORMAL TRENLER 70 KM SÜRATLE GEÇİYOR
Hızla birlikte, bir yanlış değerlendirme de var. Bu kurplardan trenlerimizin 80 km. ile geçtiği noktasında. Hayır öyle değil. Diğer trenler buradan 70 km. hızla geçerler. Bu 80 km. toleransı sadece hızlandırılmış trene aittir. Yanımda tren görevlisi arkadaşım, o trende de görev yapmış bir insan, aynı zamanda benim de şube başkanım var. Biz tren personeli arkadaşımıza baktığımız zaman iki makinist arkadaşımızın da tecrübeli insanlar olduklarını gördük. O yolları gayet iyi bilen insanlar. Ama, şöyle bir sıkıntı ile karşılaşılıyor. Burada çizelgede de görülüyor. Makinistin hangi mevkide ne kadar hızla gideceği belirtilmiştir. Bir kere herhangi bir zaman kaybı söz konusu değildir. Yani, trenin rötarı ya da tehiri söz konusu değildir. Makinist orada tehiri kapatmak için bir çaba içerisine girilmemiştir. Ama, siz o bölgede 130-135 kilometre hız yaptırdığınız zaman trene, arkadaşlarımızın önüne birden bire 250 metre sonra kurp çıkmakta ve trenin süratini birden 80 km'ye düşürme şansınız son derece zayıftır. İşte, kazaya sebebiyet veren hadiselerden birisi bu olmuştur. Trenin fren mesafesi bellidir. Kısa mesafede fren yaptığınız zaman, bu sefer başka tür hadiseler meydana gelecektir. O nedenle makinist arkadaşlarım tecrübeli olmaları sebebiyle bu kurpa girmişlerdir. Anlaşılan odur ki, trenin hızı ile birlikte, dingil basıncının da etkisiyle, kullanılan iki dingil kopmuştur, rayların genleşmesi ve es yapması ile hadise ortaya çıkmış. Çünkü, ben raylara baktığım zaman da özellikle yolun sağ tarafını savurmuştur. Traverslerin sağ kenarlarını koparmak suretiyle de yolu ortadan kaldırmıştır.
YOLLARIMIZ YAŞLANDI
Şunu açıklıkla ifade etmek isterim ki, yetkililerimizin bütün bunları dikkate alarak, bundan sonraki trenlerimize azami dikkati ve önemi göstermeleri gerekir. Şu anda yaşlı yollarda hizmet vermeye çalışıyoruz. Olayın meydana geldiği yer daha önce yol yenileme çalışmaları yapılmış, bakımlı görünen bir yoldur. Ama şunu ifade edeyim ki, ara ara yerlerimizde 40 yaşında yollarımız var. Demiryollarının son yıllarda yılda 200 km. yol bakımı yapamadığını görüyoruz. Bunun için yeterli kaynak aktarılmadığını görüyoruz. Eğer böyle giderse faal durumdaki 10 bin 500 km. demiryollarının bugün bakım yapılan bir noktasının bir daha bakım görme sırası 50 yıl sonra gelmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir usul yoktur. Biz, zaten yetkililerimizi şöyle uyarmıştık; "Bu yapılanlar demiryolları gerçeklerini gizleyebilir ve demiryollarının elde ettiği intiba, özellikle vatandaşlarımızın demiryollarını tercih etmeleri gibi önemli gelişmeler bu sefer terse çevirebilir, kaş yaparken, göz çıkarabiliriz. Bunları yapmayalım" demiştik. Sayın Başbakan İstanbul'da bu trenin açılışını yaparken, herhalde, çok gururlanmıştır. Çünkü, "hiçbir yatırım yapmadan, hiçbir para yapmadan İstanbul-Ankara arasını 5 saate indirdik" diye basına açıklama yapılmıştır. Fakat, biz bunun böyle olmadığını biliyoruz, olamayacağını da biliyoruz. Keşke sayın başbakana bunlar yaptırılacağına, demiryollarının gerçekleri anlatılmış olsaydı da, onunla ilgili tedbirler alınmış olsaydı ve kazmayı doğru yere vurmuş olsaydık, bugün başımıza bunlar gelmeyecektir diye düşünüyorum.
HAVAYOLLARINDA DA TEHLİKE VAR
Trenin kaç km. hızla kurpa girdiğini tespit etmek için çalışmalar yapılıyor. Uçaklardaki kara kutular olduğu gibi, trenlerde de benzer bir cihaz var. Ben Türk Ulaşım Sendikası olarak başka bir şeye daha dikkat çekmek istiyorum. Demiryollarında böyle bir kaza ile karşılaştık. Ama, havayolları ile ilgili bazı kaygılarımız, endişelerimiz var. Son zamanlarda bazı havayolu şirketlerini teşvik ederek yeterli donanıma sahip olmayan uçaklarla yurtiçinde sefer yapmak gibi bir eğilim söz konusudur. Bunun altyapısı oluşturulmamıştır. Bu firmalar, bakım ve onarım için yeterli donanıma sahip değillerdir. Sadece insanları teşvik etmek, demode uçaklarla bunu yaptırırsak korkarım ki bir felakette havada yaşanır. Bu konuda da bir uyarıda bulunmak istiyorum. Bunlar günübirlik yapılacak işler değildir. Eğer, günübirlik yapılacak olsaydı, sizden öncekilerde bunları yapabilirlerdir. Yani, hızı artırmak çok zor olmayan hadisedir. Birileri de talimat vererek bunu yaptırabilirdi. Demiryolları 148 yıllık geçmişi olan bir kuruluş, içinde gerçekten donanımlı insanlar vardır. Bunların donanımlarından, tecrübelerinden, birikimlerinden yararlanmak gerekir. Aksi taktirde dışarıdan telkinde bulunan insanları dinlerseniz, bizim birikimlerimizi bir kenara iterseniz, bugünkü gibi hoş olmayan olaylarla karşı karşıya kalabiliriz. Ben o yüzden sayın bakanı da uyarıyorum. Çok iyi bir örnek olmamıştır. Bizim hiçbir zaman unutamayacağımız bir hadise meydana gelmiştir. Ama, istersek bu hadise vesile kılınarak, bazı gerçeklerin üzerinde durulması gerekir, ileri adımların atılması gerekir ve demiryollarına gerekli yatırımın yapılıp, önemin verilmesi gerekir.
TEKNOLOJİLER FARKLI FARKLI
Burada farklı bir şey daha söylemek istiyorum. Farklı teknolojilerin demiryollarına getirilmesi de bir risk unsurudur. Maalesef, 10'a yakın farklı teknolojiyi kullanıyoruz. Bu teknolojinin bakımını onarımını yapacak teknik elemana da sahip değiliz, işçi ve memura da sahip değiliz. Dolayısıyla, bu trenlerin, bu setlerin ülkemize getirilmesi aynı zamanda yedek parça stokunu beraberinde getiriyor ve demiryollarını asıl darboğaza sürükleyen sebeplerden bir tanesi bu yedek parça stokudur. Şu ana kadar hiç kullanmadığımız ama, hizmetten kaldırdığımız diziler vardır. Yani, onlar için aldığımız yedek parçalara hiç dokunmamışız, paketleri, ambalajları olduğu gibi duruyor. Ama, diziler seferden kaldırılmış, çünkü ekonomik ömrünü tamamlamış.