Türk Eğitim-Sen'in “Türkiye’de Din Eğitimi’ konulu çalıştayı bugün (11 Nisan 2015) Ankara’da İç Kale Otel’de başladı" />
Türk Eğitim-Sen'in “Türkiye’de Din Eğitimi’ konulu çalıştayı bugün (11 Nisan 2015) Ankara’da İç Kale Otel’de başladı
Türk Eğitim-Sen'in “Türkiye’de Din Eğitimi’ konulu çalıştayı bugün (11 Nisan 2015) Ankara’da İç Kale Otel’de başladı. Çalıştayda; ülkemizdeki din eğitimi, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerinin sorunları, yüksek öğretimde din eğitimi, din eğitimi problemleri ve ihtiyaçları, imam hatip okullarının sorunları ve çözüm önerileri masaya yatırılıyor.
Çalıştayın, açılış konuşmasını Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk yaptı.
Çalıştayda MYK üyeleri, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, MHP Ankara milletvekili Prof. Dr. Mustafa Erdem, DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Cemal Tosun da birer konuşma yaptı. Ayrıca İlksan Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz, Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendika başkanları ve Genel Merkez Yöneticileri de çalıştaya iştirak ettiler.
Büyük Orta Doğu projesi adı altında İslam dünyasını yeniden dizayn etmeye çalışıyorlar.
Çalıştayda bir konuşma yapan Genel Başkan İsmail Koncuk, “Din bir milletin hayatındaki en önemli unsurlardandır.” dedi. Koncuk; “Milli ve dini değerler bir milleti millet yapan etkenlerin başında gelir. İnsanlık tarihi boyunca din anlayışı hep tartışılmıştır. Din uğruna savaşlar yaşanmıştır. Din üzerinden dünyadaki mücadelenin bittiğini söyleyebilmek mümkün değildir. Haçlı seferlerinden bu yana zaman zaman şekil değiştirse de günümüzde Haçlı anlayışı devam etmektedir. Maalesef İslam dünyasını yönetenlerin önemli bir bölümü Batının emriyle hareket etmektedir. Büyük Orta Doğu Projesi adı altında İslam dünyasını yeniden şe-endirmeye çalışıyorlar. Bu proje ABD’nin en önemli projesidir. Şuan da İslam dünyası birbirini boğazlamakla meşgul. Birlik ve beraberlikten, din kardeşliğinden bahseden yüce dinimiz bize ‘Müslüman Müslümanın kardeşidir’ demektedir. Yüce dinimizin böylesi bütün emirlerine rağmen İslam dünyasının birbirini boğazlaması kabul edilebilecek bir durum değildir.” dedi.
Bizim dinimiz ‘İmanı olmayan cennete girmez. Sevmeyenin imanı olamaz’ der. İslam dininin temeli insan sevgisine dayanmaktadır.
Dini doğru anlamak meselesinin belki de İslam dünyasının tartışması gereken en önemli bir konusu olduğunu söyleyen Koncuk, “Bizim dinimiz ‘İmanı olmayan cennete girmez. Sevmeyenin imanı olamaz’ der. İslam dininin temeli, insan sevgisine dayanmaktadır. İnsan sevgisine bu derece önem veren bir dinin içerisinden, birbirini boğazlayanların çıkması, doğru İslam anlayışının hâkim kılınamadığını göstermektedir. Bu duruma nasıl gelindiğini çok iyi etüt etmemiz lazım.
İslam’ın da, imanın da şartları bellidir. Ama maalesef İslam coğrafyasında öyle gruplar türedi ki, sadece kendi grubu adına Müslümanlık yapan anlayışlar ortaya çıktı. Belki de bizim en büyük belamız budur. Bu tespiti aklı başında bütün insanların yapması gerekir.” diye konuştu.
Din, bir siyaset malzemesi asla değildir. Bana göre siyasetin, elini dinin yakasından çekmesini sağlamak, Müslüman olmanın sorumluluklarından birisidir.
Dini, siyaset malzemesi yapanları sert bir dille eleştiren Koncuk; “Din, bir siyaset malzemesi asla değildir. Bana göre Müslüman olmanın ve sorumluluklarından birisi de, siyasetin elini dinin yakasından çekmesini sağlamaktır. Aklı başında her Müslüman’ın, yüce dinimizi bir siyasi meta gibi kullanan herkesi ‘kendine gel’ diyerek uyarması gerekir. Benim dini inançlarım üzerinden sana siyaset yapma hakkını kim verdi? diye sorması lazım Bu sorgulamayı bütün Müslümanların yapması lazım. Bunu yapmayarak din değerleri üzerinden, siyaset yapma anlayışını engelleyemediğimiz sürece bu kavgalardan kurtulmamız mümkün değildir.
Bağımsız olmadığında Cuma Namaz’ını kılma hakkını dahi vermeyen, bir dinin hakim olduğu coğrafya da, beyni bağımlı olan yöneticilere İslam dünyasının nasıl tahammül ettiğini anlamak mümkün değildir.
Din üzerinden siyaset yapanlar olduğu gibi, din üzerinden sendikacılık yapanlar da var. Hep birlikte şahit olduk; 11 yıl iktidar olup başörtüsü problemini çözemeyen bir iktidar ile karşı karşıya idik. Problemi çözmedikleri gibi bir de yandaşı oldukları bir sendika üzerinden imza kampanyası düzenlediler. Başörtüsünü neden propaganda malzemesi olarak kullanıyorsunuz. Siyasi alanda da sendikal alanda da manevi, değerlerimizi sömürmeye devam ediyorlar. Bu anlayışı kınıyorum. Biz yüce dinimizi istismar etmekten Allah’a sığınıyoruz. Biz öyle bir anlayışın mensuplarıyız ki, dinimizi siyaset malzemesi olarak hiç kullanmadık. Ama gerektiğinde Allah için, millet için, dinimiz için canımızı seve seve veririz.” şeklinde konuştu.
Çalıştay Üç Ana Başlık Adı Altında Toplandı