Krizin Reçetesi: Topyekün seferberlik
Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı 3 Kasım 2008 Pazartesi günü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirildi
Krizin Reçetesi: Topyekün seferberlik
Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı 3 Kasım 2008 Pazartesi günü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantı, Başbakan Erdoğan'ın ayrılmasının ardından Nazım Ekren'in başkanlığında devam etti. Toplantıya Erdoğan'ın yanı sıra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ve Hayati Yazıcı, Devlet bakanları Mehmet Şimşek, Murat Başesgioğlu, Nimet Çubukçu, Kürşad Tüzmen, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ile ekonomi bürokratları katıldı.
Toplantıda, sivil toplum kuruluşlarını ise Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, KESK Genel Başkanı Sami Evren, TİSK Genel Başkanı Tuğrul Kutadgobilik, TZOB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nuri Sorman ve KAGİDER Başkanı Gülseren Onan temsil etti.
Başbakan, toplantının açılış konuşmasına sosyal diyaloğun önemine vurgu yaparak başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2002-2008 yılları arasında yaşanan olumlu gelişmelere rağmen, işsizliğin arzulanan oranda gerilemediğini bildirdi. Küresel kriz sürecinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de iş ortamını, iş gücü piyasasını ve sosyal yapıyı olumsuz etkileme riski bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Küresel krizin ekonomiyi etkilediği bu ortamda sosyal dayanışmanın ve yardımlaşmanın önemi daha da artıyor" dedi.
Başbakan Erdoğan: "Geçmiş krizlerin aksine toplumun bütün kesimlerinin yaşam kalitesinin, bu krizden en az etkilenmesini hedefliyoruz. Güçlü bir tedbirleri yürürlüğe koyma iradesi var. Krizin olası etkilerini geçmişte olduğu gibi ağırlıkla çalışan kesimlere, dar gelirlilere, ücretlilere yansıtılmaması konusuna büyük önem veriyoruz." dedi.
Ardından sivil toplum kuruluşlarına tek tek söz verildi ve son ekonomik gelişmelerle ilgili olarak görüş ve önerileri soruldu. İlk olarak konuşan Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, krizin bahane edilerek işçi çıkarılmamasını istedi. Kriz fırsatçılığı yapılmaması konusunda yetkilileri uyardı. Kriz bahane edilerek kıdem tazminatı veya İşsizlik Fonu'nun amaç dışı kullanılmamasını istedi. Kumlu, "İşsizlik Sigortası Fonu'ndan işçilerin yararlanma koşulları geliştirilmeli. Bunun için Fon'a erişim imkanları kolaylaştırılmalı. Fon'dan yararlanma süresi uzatılmalı ve işsizlik ödeneği artmalıdır." dedi. Kriz fırsatçılığına izin verilmemesi, işsizlik tehdidiyle ücret düşürme ya da çalışanları mağdur edecek uygulamaların önüne geçilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını önerdi.
Hak-İş Başkanı Salim Uslu ise toplumsal gerginliklerin azaltılması, 2-B arazilerinin satışı konusunun revize edilerek hayata geçirilmesi, TOKİ'nin yurt dışında yaşayan yurttaşlara yönelik proje geliştirmesi gerektiğini belirti.
Daha sonra söz alan DİSK Başkanı Süleyman Çelebi daha çok siyasi açılımları gündeme taşıdı. Çelebi, sözde Kürt sorununun çözülmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca IMF ile tüm görüşmelerin derhal durdurulmasını, vergi sisteminin değiştirilerek, yüksek gelirliler için servet vergisi getirilmesini ve askeri harcamaların azaltılmasını istedi.
TÜRKİYE KAMU-SEN'İN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Türkiye Kamu-Sen genel Başkanı Bircan Akyıldız, ağır bir şekilde dar ve sabit gelirlileri etkileyen, ilerleyen dönemlerde de reel sektörde şiddetle hissedilecek, üretime sekte vuracak ve işsizliği artıracak krizin Türkiye'yi daha fazla etkilememesi için alınması gereken önlemlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Bircan Akyıldız toplantıda yaptığı sunumda, okyanus ötesinde ortaya çıkan ve etkilediği tüm ülke ekonomilerini alt üst eden krizin 1929 yılında yaşanan büyük ekonomik krizden daha vahim olduğunu belirterek, krizin etkilediği ülkelerde telafisi uzun yıllar sürecek bir tahribat yarattığını bundan Türkiye'nin de nasibini aldığını belirtti. Özellikle geçtiğimiz günlerde doğalgaz, elektrik ve benzine yapılan zamları eleştiren Akyıldız'ın petrolün varilinin 150 dolardan 65 dolar seviyelerine düşmesine rağmen, ülkemizde hala doğalgaz, benzin, mazot ve elektriğe zam yapıldığını, bunun da maliyetleri artırdığını, piyasaları durgunluğa sevk ettiğini vurguladı.
KRİZİ YÖNETMEK KADAR KÜRESEL BÜYÜMEYİ YÖNETMEK DE ÖNEMLİDİR!
Genel Başkan Bircan Akyıldız Başbakan yetkili bakanların yanı sıra bazı sivil toplum örgütlerinin de katıldığı Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında yaptığı konuşmasında 2001 yılında yaşanan krizden sonra alınan önlemlerle birlikte yakalanan olumlu havanın büyümeyi getirdiğini ancak bu dönemde büyümenin toplumun tüm kesimlerine eşit şekilde yansımamasına ve paylaşım sorunlarının ortaya çıkmasına neden olduğunu söyledi.
Akyıldız, Türkiye Kamu-Sen olarak dünyadaki ekonomik büyümenin bir gün sonuna gelineceğini, ülkemizin böyle bir durumdan olumsuz etkilenmemesi için yapısal tedbirlerin alınması gerektiğini, ekonomik tercihlerin toplumun belli kesimi için değil, reel kesimi için kullanılmasının ülkemizin büyümesini kalıcı hale getireceğini ısrarla vurguladığını belirtti.
Geçmişte yapılan ekonomi politikalarındaki yanlışları hatırlatan Akyıldız, Ülkemizin ekonomisi büyürken bile yüksek borçlanma içine girildiğini, faiz seviyeleri enflasyonun yaklaşık iki kat üzerinde seyrettiğini, ithalatın kontrolsüz yükselişi sonucunda cari açığın tehlikeli boyutlara ulaştığını, yeni yatırım yapmak yerine, verimli kuruluşların ve limanların özelleştirildiğini ve ücretlerin yeterli derecede artırılmadığını söyledi
Ülke ekonomisinin sıcak para ve özelleştirmelerle dışa bağımlı hale getirildiğinin altını çizen Akyıldız, 2006 yılında, dünyada ekonomik bir krizin patlak vermesi ihtimalinin çok büyük olduğunu, böyle bir krizin etkisinin bir tsunami gibi Türkiye'yi de etkileyeceğini ve önlem alınması için yetkilileri uyardığını belirtti.
BÜYÜK KRİZ, REEL SEKTÖRÜN ETKİLENMESİYLE ORTAYA ÇIKACAKTIR.
Bircan Akyıldız, dünyayı etkisi altına alan krizden kurtulmak için çıkış yollarının arandığı bir dönemde özellikle Rusya'da iç talebin canlı tutulması için maaşlara zam yapılması, İngiltere'nin 250 milyar sterlin tutarındaki kriz paketiyle, krizden etkilenen finans kuruluşlarına, hisse alımı yoluyla ortak olacağını açıklaması, ABD'de tüm kesimleri içine alacak paketlerin hayata geçirilmesi krizden kurtulmanın tüm kesimlerin elini taşın altına koymasıyla mümkün olacağını söyledi.
Türkiye'de iç talebin daralmaması için ise özellikle dar ve sabitli gelirlilerin desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Akyıldız, bugüne kadar bu yönde hiç bir tedbir alınmadığını buna karşın gerek sanayiciler, gerekse KOBİ'ler için bazı önlem paketleri üzerinde çalışıldığını söyledi.
İLK GÜNDEM MADDESİ EKONOMİ OLMALI
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız,öncelikli olarak "ekonomide olağan üstü hal" ilan edilmesi gerektiğini söylerken vakit geçirmeden, çok geniş kapsamlı, toplumun tüm kesimlerini içine alan bir platform oluşturularak gerçekçi ve radikal kararlarla krizden çıkışın mümkün olacağını belirtti.
Ülkemizin, dünyada yaşanan ekonomik yıkımdan en az zararla çıkması için herkese görevler düştüğünü belirten Akyıldız, Sürdürülebilir bir büyüme sağlanması için toplumun her kesimini içine alan "bilinçte ve eylemde topyekün ekonomik seferberlik" çağrısı yaparak şu önlemlerin hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Akyıldız, krizle ilgili olarak alınmasını önerdiği tedbirleri ise şöyle sıraladı;
Hükümetin yapması gerekenler
- Özellikle dar ve sabit gelirlilerinin alım güçlerinin yükseltilmesi, gelirlerinin reel olarak artırılması ve bu yolla piyasaların durgunluğa girmesinin önlenmesi,
- Halkbankası ve Ziraat Bankası'nın özelleştirilmesinden derhal vazgeçilmesi,
- Çiftçiler ve KOBİ'ler için Halkbank ve Ziraat Bankası tarafından yıllık enflasyon oranını geçmeyecek oranlarla kolay kredi sağlanması,
- Faiz oranlarının indirilmesi,
- Uluslar arası piyasalarda petrolün varil fiyatı 150 dolardan, 70 dolar seviyelerine inmesine rağmen Türkiye'de fiyatlar sürekli artmaktadır. Benzin, mazot ve doğalgaz fiyatlarında en az %30 oranında indirim yapılarak üretim maliyetlerinin azaltılması,
- İstihdam, yatırım ve sosyal politikaların yeniden gözden geçirilmesi, yatırımların artırılması, sosyal devlet anlayışının güçlendirilerek ekonomik dalgalanmalara daha dirençli bir toplum oluşturulması,
- IMF prangasından kurtularak, milli politikalar geliştirilmesi, IMF tarafından dayatılan kanunların yarattığı tahribatın telafi edilmesi,
- Özelleştirme uygulamalarına son verilerek ABD ve AB'de olduğu gibi ülkemizde de devletin ekonomi üzerindeki denetleyici ve düzenleyici rolünün artırılması,
- Ülkemizin yer altı ve yer üstü kaynaklarına sahip çıkılarak, talan edilmesinin önüne geçilmesi,
- Denetim, eğitim ve ceza mekanizmalarının daha da etkin hale getirilmesi ile kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınması için yoğun çaba sarf edilmesi, bir defaya mahsus olarak ve son kez yapılacak vergi ve prim oranlarındaki indirim ve teşviklerle ekonominin kayıt altına alınması,
- Devletin kaynaklarının verimsiz, etkisiz ve haksız tüketilmesinin önüne geçmek için yolsuzluğa karşı kesin önlemler alınması, kaynak israfının önlenmesi,
- Ülke çapında başlatılacak kampanya ile ülkemizde üretilen malların tüketilmesi için bilinçli bir toplum oluşturulması,
- Ekonomik ve Sosyal Konsey'in acilen toplantıya çağırılarak yapılacak çalışmalarda toplumsal konsensüs inşa edilmesi.
Sanayici, esnaf ve küçük işletme sahiplerinin yapması gerekenler
- Kayıtdışına son verilmesi için her türlü çabanın gösterilmesi, vergilerin ve çalışanların sosyal güvenlik primlerinin tam ve zamanında ödenmesi,
- Maksimum kar, minimum maliyet anlayışından vazgeçilmesi,
- Kaliteli üretim yapılması,
- Yolsuzluğa karşı sıfır tolerans gösterilerek, her türlü yolsuzluğun önlenmesi için vatandaşlık görevinin tam olarak yerine getirilmesi,
- Kasalarda ve banka hesaplarında döviz cinsinden para bulundurmak yerine TL bulundurulması, yurt içinde yapılacak her türlü işlemin TL cinsinden para karşılığında yapılması,
- Türkiye'de üretim yapmaya özen gösterilmesi.
Diğer kesimlerin yapması gerekenler
- Yolsuzluğa ve kayıtdışına karşı tavizsiz tutum sergilenmesi,
- İsrafın önlenmesi için aşırı lüks tüketimden kaçınılması,
- Yerli malı tüketilmesi,
- Tasarrufların yastık altında değil, finans kuruluşlarında değerlendirilerek, atıl paranın piyasalara dönmesinin sağlanması,
- Cüzdanda ve banka hesaplarında döviz cinsinden para bulundurmak yerine TL bulundurulması.
TİSK adına söz alan Tuğrul Kutadgobilik, İşsizlik Fonu'ndan işverenin desteklenmesini talep etti. Zora giren şirketlerin işçi çıkarmalarının önüne geçmek için Fon'dan şirketlerin yararlanmasının sağlanmasını isteyen Kutadgobilik, işçi çıkarmanın kaçınılmaz olduğu şirketler açısından kıdem tazminatının İşsizlik Fonu'ndan karşılanması önerisinde bulundu. Ayrıca, sanayinin kullandığı elektrikteki vergi yükünün azaltılması ve TRT payının kaldırılmasını da dile getirdi.
KESK Başkanı Sami Evren de DİSK Başkanı Süleyman Çelebi'nin önerilerine yakın bir yaklaşımla krize karşı emek ve demokrasi programının acilen hazırlanmasını istedi.
TZOB Başkan Vekili Nuri sorman da çiftçilerin kamu ve özel bankalara borçlarının 10 milyar YTL'yi aştığı, çiftçilerin bu borçlarıyla birlikte elektrik borçlarını da ödemede sıkıntı çektiğini ifade etti.