Bilindiği gibi 2002 yılından beri kamu görevlilerinin maaş artışları hükümet ile kamu görevlileri sendikaları arasında gerçekleştirilen toplu görüşme sonucuna göre belirlenmektedir" />
Bilindiği gibi 2002 yılından beri kamu görevlilerinin maaş artışları hükümet ile kamu görevlileri sendikaları arasında gerçekleştirilen toplu görüşme sonucuna göre belirlenmektedir
Bilindiği gibi 2002 yılından beri kamu görevlilerinin maaş artışları hükümet ile kamu görevlileri sendikaları arasında gerçekleştirilen toplu görüşme sonucuna göre belirlenmektedir. Ancak son günlerde basın yayın organlarında kamu görevlilerinin 2012 maaş artışlarının belirlenerek, 2012 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi taslağına eklendiği yolunda haberler yer almaktadır. Belirtmek isteriz ki, kamu görevlileri ile ilgili toplu sözleşme süreci dışında alınacak bir karar, yasalara aykırı olacaktır. 2010 yılında gerçekleşen Anayasa değişikliği ile birlikte memurlarımız, hükümetle toplu sözleşme yapma hakkı elde etmiştir. Dolayısı ile kamu görevlilerinin 2012 yılına ilişkin maaş artışları yapılacak toplu sözleşme pazarlıklarının ardından belirlenmek zorundadır. Bu, memurlarımızın Anayasal bir hakkıdır. Bunun dışında yapılacak her türlü girişim, Anayasa hükmünün ihlali anlamına gelecektir.
Anayasada yapılan değişikliğe uygun bir toplu sözleşme sisteminin oluşturulması için gerekli yasal mevzuat henüz hazır olmadığından, bu yılki toplu pazarlıklar bugüne kadar yapılamamış ve 2012 yılı için memur maaşlarına yapılacak artışlar belirlenmemiştir. Kanun çalışmaları sırasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik, bu yılki toplu pazarlıkların geciktiğinden hareketle, bu durumun bütçe çalışmaları sırasında göz önünde bulundurulacağını belirtmiş ve bir anlamda kamu görevlilerine söz vermiştir. Hükümetin bir yetkilisinin verdiği söz ortada dururken, bir başka yetkilinin bu söze aykırı hareket etmesi son derece etik dışı bir davranıştır. Toplu pazarlık süreci gerçekleştirilmeden, yetkililerin memur maaş artışlarını belirleyerek, kaynağının bütçeye konulması, açıkça toplu pazarlık sürecinin yok sayılması anlamına gelmektedir. Türkiye Kamu-Sen olarak böyle bir oldubittiyi kabul etmemiz mümkün değildir.
Yıllardır yetkilileri, yasal mevzuatın dışına çıkmamaya ve kamu görevlileri ile ilgili kararları kapalı kapılar ardına kaçmadan, toplu pazarlık masasında tartışarak almaya davet ediyoruz. Ancak bütün gayretlerimize rağmen kamu işveren tarafını yasal sınırlara çekmekte zorlanıyoruz. İleri demokratik haklar sloganıyla, yeni anayasal haklar teraneleriyle memurlarımızın gözlerinin boyanmasını, ancak konu hak alma noktasına geldiğinde verilen sözlerin unutulmasını ve etik dışına çıkılmasını şiddetle kınıyoruz. Hukuk kurallarının çizdiği çerçevenin dışına çıkılarak, kanunların yok sayılması, hukuk devletinin katledilmesi anlamı taşımaktadır. Hukukun üstünlüğü, her türlü uygulamanın, mevcut hukuk kuralları çerçevesinde yapılmasını gerekli kılar. Ancak pazarlık yapılmasını emreden hukuk hükümleri varken, pazarlıktan kaçınmak hangi hukukun kuralları içindedir, merak etmekteyiz?
Henüz pazarlık masasına dahi oturmadan, bizlere danışılmadan memurların maaş artışlarının belirlenmesi açıkça “ben toplu sözleşme sistemini de; anayasayı da; yasaları da tanımıyorum” anlamı taşımaktadır. Böyle bir davranış, memurlarımızın toplu sözleşme hakkına vurulmuş en büyük darbedir. Her şeyin önceden belli olduğu bir durumda toplu sözleşme masasına oturmanın ne anlamı kalacaktır? Hükümet memurları zorla meydanlara mı indirmek istemektedir?Türkiye Kamu-Sen, kamu görevlilerimizin 2012 yılı maaş artışları, sosyal ve özlük haklarıyla ilgili olarak toplu sözleşme taleplerini hazırlamış ve toplu pazarlık masasının oluşturulmasını beklemektedir. Bu bakımdan, yıllardır mücadelesini verdiğimiz değerlerin yıpratılmasına, toplu sözleşme sisteminin önemsizleştirilmesine, kamu görevlileri ile ilgili kararların sendikalardan kaçırılarak, toplu pazarlık masası dışında, kapalı kapılar ardında alınmasına asla müsaade etmeyeceğiz.
Bilinmelidir ki; bundan böyle kamu görevlileri ile ilgili olarak, sendikalarla pazarlık yapılmadan alınacak her türlü karar, Anayasaya açıkça aykırıdır. Bu çerçevede kamu görevlilerinin haklarının toplu pazarlık masası dışında belirlenmesi ve kamu görevlilerinin Anayasal haklarının ihlal edilmesi noktasındaki her türlü girişim, Türkiye Kamu-Sen tarafından yargıya taşınacaktır. Bu noktada Türkiye Kamu-Sen olarak yetkilileri yasal sınırlar içinde kalmaya ve etik davranmaya davet ediyor; sosyal diyalogtan, demokrasiden ve hukukun üstünlüğü ilkesinden nasibini almamış anlayışı şiddetle kınıyoruz.