Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde 4/C’lilerin gasp edilen haklarının iadesi ve 4/C’lilere kadro verilmesi için eylem gerçekleştirdi
Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde 4/C’lilerin gasp edilen haklarının iadesi ve 4/C’lilere kadro verilmesi için eylem gerçekleştirdi.
Türkiye Kamu-Sen Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Türk Büro-Sen Genel Başkan Fahrettin Yokuş Toplu Sözleşme Masasında yaşanan kirli oyunlara değinerek, “memur ve memur emeklilerinin 2014-2015 yılı ekonomik, sosyal ve demokratik haklarının müzakere edileceği Toplu Sözleşme süreci malum Konfederasyon ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından bir oldu bittiye getirilerek, kamu çalışanlarının emekleri gasp edilmiştir. Bu güne kadar yapılan Toplu Sözleşmelerin en verimsiz ve en çirkini bu yıl malum konfederasyonla yapılan Toplu Sözleşme olmuştur. Sadece üç toplantı ile geçiştirilen görüşmeler sonucu elde edilen sözde kazanımlar, kamu çalışanlarını hayal kırıklığına uğratmıştır. Böylece iktidarın besleyip, büyüttüğü işbirlikçi sendikaları ve konfederasyonu, işbirlikçilikten pazarlamacılığa terfi ederek, “emek pazarlığı yaparak” sendikal mücadele tarihine bir kara leke sürmüştür. Bu tavrı ile kendi mensuplarının emeğini pazarlamakla kalmamış, 2 milyon 400 bin memur ile 1 milyon 800 bin memur emeklisinin haklarına tecavüz etmiştir” dedi.
HÜKÜMET BU SORULARI CEVAPLASIN
Yokuş konuşmasının devamında hükümete yönelttiği soruların cevaplarını isteyerek, “Memurun haklı talepleri neden yerine getirilmedi? Memurlar ile işçiler arasındaki farklılıklar neden giderilmedi, 2005’ten sonra göreve başlayanlara 1 derece neden verilmedi, 12-12, 24-24 çalıştırılan, iş yükü nedeniyle Maliye Bakanlığı ve Adliyeler gibi bazı kamu kurumlarında fazla çalıştırılan personele, fazla mesai ücreti neden verilmedi? Yardımcı Hizmetler kadrosunda çalışanlar, neden Genel İdari Hizmetler kadrosuna geçirilmedi, memurlara ve ek göstergesiz çalışan hizmetlilere neden ek gösterge hakkı verilmedi? Uzmanlarla şefler arasındaki ücret farklılıkları neden giderilmedi, Şef ve Şube Müdürlerinin ek göstergesi neden yükseltilmedi? Yüksek vergi dilimleri nedeniyle verilen zamların artış olarak yansımadığı yüzbinlerce sözleşmeli çalışanın durumları neden düzeltilmedi, engelli kamu çalışanları neden unutuldu, çalışan kadınlarımızın doğum öncesi ve doğum sonrası izin süreleri neden batı standartlarına ulaştırılmadı? ” dedi.
2010 YILINDA 4/C’LİYE VERİLEN SÖZ BU GÜN KAZANIM GİBİ ÖNLERİNE SUNULUYOR
2010 yılında yapılan toplu sözleşmeye değinen Yokuş, 2010 yılında Konfederasyonumuzun da katıldığı toplu sözleşmede hükümet 4/C’lilere aile ve çocuk yardımı sözü vermiş. Attığı imzanın gereğini yapmamıştır. 2014 yılı için 4/c’lilere verilen bazı yardımlar ve kısmi iyileştirmeler, 4/C’lilerin ağzına bir parmak bal çalmaktan başka bir şey değildir” dedi.
NORM VE STANDART BİRLİĞİNİ SAĞLAYAMADILAR
3 Sosyal güvenlik birimini SGK adı altında birleştiridiğini, amacının norm ve standart birliği sağlanması olduğunu belirten Yokuş, “Amaç, emekliliklerinden, çalışma şartlarına kadar eşit ve adil bir uygulama başlatmaktı. Ancak, çıkartılan yasalarda ve yapılan uygulamalarda ne norm birliği ne de standart birliği sağlanmıştır. Kamuda çalışan işçi ile memurlar arasında ki ücret farklılıkları bu uygulamalarla daha da artmıştır. İşçiler tüm gelirleri üzerinden emekli olurken, neden memurlar olamıyorlar? İşçiler her çalıştıkları yılın ikramiyesini ve kıdem tazminatını alırken memurlar neden almıyorlar?” dedi.
SÖZDE YETKİLİ KONFEDERASYONUN KIRMIZI ÇİZGİLERİ VARDI 4/C’LİLER İÇİN, AMA TOZ PEMBE OLDU
“4/C’lilerin kadro meselesi bizim kırmızı çizgimizdir” diyen yandaş Konfederasyonu işaret eden Yokuş, “Hükümetinde kırmızı çizgileri vardı. Terör, bölücü Kürt Devletinin kurulması kırmızı çizgimizdir diyorlardı. Şimdi ne oldu, hepsi toz pembe oldu. Hükümet böyle yapıyorsa, candaşları Konfederasyon mu yapmayacak? Onlar mı memuru masada satmayacak? Bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak talebimiz 4/C’lilere biran önce haklarının iade edilmesidir” dedi.
Türkiye Kamu-Sen Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Türk Büro-Sen Genel Başkan Fahrettin Yokuş’un konuşmasının ardından 4/C’liler adına konuşma yapan Özlem Gündoğdu, 4/C’liler olarak kadro istediklerini, bu mağduriyete artık bir son verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Hükümet ile sözde yetkili konfederasyon tarafından imzalan 2014-2015 Yılı Toplu Sözleşme metni çalışma bakanlığı önünde yakılarak, Türkiye Kamu-Sen’in bu anlaşmayı kabul etmedikleri, memurun masada satıldığınıun vurgusu bir kez yapıldı.
Daha sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önüne siyah çelenk bırakılmasıyla eylem sona erdi.
Eyleme, Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk İmar-Sen Genel Başkanı Necati Alsancak, Türk Kültür Sanat-Sen Genel Başkanı Hasan Hüseyin Yılmaz, Türk haber-Sen Genel Başkanı İsmail Karadavut, Türk Yerel Hizmet-Sen Genel Başkanı İlhan Koyuncu, Türk Emekli-Sen Genel Başkanı Osman Özdemir, Türk Tarım Orman-Sen Genel Başkanı Ahmet Demirci, Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş, Türk Büro-Sen genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve çok sayıda 4/C’li çalışan üyelerimiz katıldı.
TÜRKİYE KAMU-SEN GENEL TEŞKİLATLANDIRMA SEKRETERİ VE TÜRK BÜRO-SEN GENEL BAŞKANI FAHRETTİN YOKUŞ’UN BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ
Değerli Basın Mensupları,
Malumunuz olduğu üzere, memur ve memur emeklilerinin 2014-2015 yılı ekonomik, sosyal ve demokratik haklarının müzakere edileceği Toplu Sözleşme süreci malum Konfederasyon ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından bir oldu bittiye getirilerek, kamu çalışanlarının emekleri gasp edilmiştir.
Bu güne kadar yapılan Toplu Sözleşmelerin en verimsiz ve en çirkini bu yıl malum konfederasyonla yapılan Toplu Sözleşme olmuştur. Sadece üç toplantı ile geçiştirilen görüşmeler sonucu elde edilen sözde kazanımlar, kamu çalışanlarını hayal kırıklığına uğratmıştır. Böylece iktidarın besleyip, büyüttüğü işbirlikçi sendikaları ve konfederasyonu, işbirlikçilikten pazarlamacılığa terfi ederek, “emek pazarlığı yaparak” sendikal mücadele tarihine bir kara leke sürmüştür. Bu tavrı ile kendi mensuplarının emeğini pazarlamakla kalmamış, 2 milyon 400 bin memur ile 1 milyon 800 bin memur emeklisinin haklarına tecavüz etmiştir.
Değerli Basın Mensupları,
Toplu Sözleşme Masasında milyonlarca memur, adalet adına, insanca yaşamak adına aşağıdaki haklı taleplerinin görüşülerek sonuçlandırılmasını beklemiştir.
Şimdi buradan soruyorum;
Ek göstergesiz çalışan Hizmetlilere, memurlara neden ek gösterge verilmez? Ek göstergeleri oldukça düşük olan Şef ve Şube müdürlerinin ek göstergeleri neden artırılmaz? Bu nasıl adalet?
Değerli Basın mensupları,
Çalışanlar arasında norm ve standart birliği sağlamak amacıyla, 3 Sosyal güvenlik birimi SGK adı altında birleştirilmiştir.
İşçi, memur, serbest meslek mensubu (kendi hesabına) çalışanlar bir çatı altında toplanmıştır.
Amaç, emekliliklerinden, çalışma şartlarına kadar eşit ve adil bir uygulama başlatmaktı. Ancak, çıkartılan yasalarda ve yapılan uygulamalarda ne norm birliği ne de standart birliği sağlanmıştır.
Kamuda çalışan işçi ile memurlar arasında ki ücret farklılıkları bu uygulamalarla daha da artmıştır. Buradan soruyoruz, İşçiler tüm gelirleri üzerinden emekli olurken, neden memurlar olamıyorlar? İşçiler her çalıştıkları yılın ikramiyesini ve kıdem tazminatını alırken memurlar neden almıyorlar?
Bugün kamuda 35 yıl çalışan işçi ile memur arasında hem emekli ikramiyesinde ve hemde emekli maaşında derin uçurumlar oluşmuştur.
İşçi 35 yılın karşılığı 100-110 bin TL ikramiye 2500-2700 TL arasında emekli maaşı alırken aynı süre hizmet veren memur neden 50-55 bin TL ikramiye, 1200-1500 TL arasında emekli maaşı alır. Ve yine buradan soruyorum. İşçi yemek parası ödemez. Yol parası alır memurun bu hakları yoktur. İşçi ikramiye alır. Hatta tatil parası dahi alır. Memurların böyle bir hakkı yoktur. İşçi fazla mesaisini tam ve eksiksiz alır. Memur hiç almaz. Bu mu sizin adaletiniz ?
Değerli Basın Mensupları
Çalışanların demokratik hakları da bu masada konuşulmamıştır. İleri demokrasi daha fazla demokrasi daha çok özgürlük daha fazla insan hakları vaatleri ile iktidara gelenler ne yazık ki bu yaldızlı sözlerinin 11 yıllık uygulamalarıyla tam tersini yapmışlardır. Bu özgürlük vaad eden sözlerini sadece yandaşları için hayata geçirmişlerdir. Kendileri gibi düşünmeyenleri ötekileştirmişler yanlış politikalarını eleştirenleri kodese göndermişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti bir korku Cumhuriyetine dönüşmüştür. Hükümetin Anti demokratik uygulamaları neticesinde ülkede huzur kalmamıştır. Son 11 yılda uluslar arası çalışma örgütü, Türkiye’ yi 7 defa hak ihlali yaptığı, çalışanlar arasında ayrımcılık yaptığı için mahkum etmiştir.
Bu süreçte memurların en temel hakları olan grev ve siyasete katılma hakları verilmemiş, TBMM, Anayasa uzlaşma komisyonunda da iktidar partisi temsilcileri bizim bu haklarımızın verilmesine karşı çıkmışlardır.
1995 yılından bu yana kurulmuş olan 3 ayrı Emekli Sendikaları ne yazık ki ileri demokrasi diye iktidara gelenlerin döneminde kapatılmıştır. Yine emniyet çalışanlarının kurduğu sendika hükümetce tanınmamış, sendikayı kuran polis memurları ise işten atılmıştır.
Değerli Basın Mensupları,
“4/C’lilerin kadro meselesi bizim kırmızı çizgimizdir” diyerek, masaya oturan malum konfederesayon yöneticileri büyük bir ayıbın altına imza atmışlardır. 4/C’lilerin 3 yıldır verilmeyen aile ve çocuk yardımı paralarının verilmesini ve ücretlerinde yapılan kısmi bir artışı büyük bir başarı kazanılmış gibi kamuoyuna sunmaktadırlar.
Geçici işçileri ve 4/B’lileri kadroya geçirerek, doğru bir iş yapan hükümetin neden 4/C’lilere ayrım yaptığı bir türlü anlaşılamamıştır. Merak ediyor ve soruyoruz; “Bu insanlar hangi suçu işlediler? fabrikalarını kapatan ve onları köle ücretine mahkum eden bugün kü siyasi iktidar değil mi?”
Biz tüm 4/C’lilere, TÜİK’te çalışanlar dahil olmak üzere, bütün çalışanlara verilen hakları istiyoruz. Ayrıcalık istemiyoruz. Sadece ve sadece adalet istiyoruz. Yan yana çalıştıkları, aynı mesaiyi yaptıkları ve aynı işi ürettikleri kadrolu çalışan mesai arkadaşlarının aldıkları ekonomik ve sosyal hakları istiyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.