Türkiye Kamu-Sen 81 ilde düzenlediği eylemlerde kitlesel basın açıklaması yaparak terörü ve terörün destekçilerini protesto etti
Türkiye Kamu-Sen 81 ilde düzenlediği eylemlerde kitlesel basın açıklaması yaparak terörü ve terörün destekçilerini protesto etti. Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve bağlı sendikaların genel başkanları Ankara Kızılay’da terörü protesto eden açıklamada bulundu.
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal, Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Nazmi Güzel, Türk İmar-Sen Genel Başkanı Necati Alsancak, Türk Tarım Orman-Sen Genel Başkanı Ahmet Demirci, Türk Kültür Sanat-Sen Genel Başkanı Hasan Hüseyin Yılmaz, Türk Emekli-Sen Genel Başkanı Osman Özdemir ve genel merkez yöneticilerinin katıldığı eyleme vatandaşlar da destek verdi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açıklamayı yapan Genel Başkan İsmail Koncuk, son günlerde tırmanış gösteren terör olaylarının birlik ve beraberliğimizi bozmaya yönelik girişimler olduğuna dikkat çekerek, kimsenin gücünün bizi bölmeye yetmeyeceğini vurguladı.
Genel Başkan İsmail Koncuk açıklamasında şunları söyledi:
“Son günlerde artan hain terör olayları nedeniyle tüm halkımız derin bir üzüntü içindedir. Hemen her gün yeni bir şehit haberi gelirken, eli kanlı terör örgütü gerçek yüzünü bir kez daha göstermiş, mübarek Ramazan Bayramında dahi hain saldırılarını sürdürmüştür. Bir taraftan mayınlı tuzaklarıyla Mehmetçiklerimizi şehit eden caniler, diğer taraftan da Gaziantep'te sivil vatandaşlarımıza yönelik olarak düzenledikleri bombalı saldırı ile 9 masum vatandaşımızın ölümüne, 69 vatandaşımızın da yaralanmasına neden olmuştur. Terör kurbanları arasında çocuklar da bulunmaktadır. Caniler, hain emellerini silahsız masum vatandaşlarımız üzerinde oynanan oyunlarla gerçekleştirme çabasından dahi çekinmemektedir. Ne yazık ki henüz Gaziantep saldırısının yankıları sürerken, bugün de Hakkari’den 5 şehit haberiyle yine yüreklerimiz yanmıştır. İnanıyoruz ki; bu vahşi eylemleri gerçekleştiren caniler, akıttıkları kanda boğulacaktır. Acımızı anlatmaya kelimeler yetmiyor. Öfkemiz çığ gibi. Ama devletimizin bekası, milletimizin birliği için gözyaşlarımızı içimize akıtıyor, acımızı içimize gömüyoruz. Dik duracağız. Birlik ve beraberliğimizi bozmayacağız, metanetimizi koruyacağız.
Öncelikle terörü, teröristi, destekçilerini ve milletimizin yaşama hakkı gasp edilirken susanları nefretle lanetliyoruz. Terör örgütü ve onun destekçisi olan dış ve iç odaklar iyi bilmelidir ki, ülkemizi bölmeye, bizi bize düşman etmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Türk milleti artık sabrının sonuna gelmiştir ama büyüklüğün göstergesi de kimsenin dayanamadığı acılara dayanmak, kimsenin gösteremediği sabrı göstermektir. Ancak, terör belasının bu boyutlara gelmesinde etkili olan olayları da görmezden gelemeyiz. Yıllardır terörle mücadelede yanlış yol ve yöntem izlendiğini haykırdık.
Terör sorununun, Kürt sorunu olarak tanımlanmasıyla başlayan, açılım safsatasıyla devam eden süreçte, Türk Hukuk tarihine kara bir leke olarak geçen Habur Olayı, Oslo görüşmeleri, bazı milletve-erinin terör örgütünü masum gösterme çabaları ve terörist- milletvekili kucaklaşması, caniler için en büyük cesaret kaynağı oldu. Yıllardır terör örgütü mensuplarına gösterilen hoşgörü, sonunda silahsız vatandaşlarımıza bombalı saldırı yapılmasına kadar varmıştır. Birkaç gün önce tüm Türkiye’nin gözleri önünde, bizzat TBMM üyeleri tarafından kucaklanan terör örgütü üyeleri, buradan aldıkları güç ve malûm çevrelerin verdiği destekle eylemlerini artırmıştır. Büyük Ortadoğu Projesi’nin fiilen hayata geçirilmesiyle, bölgesel özerklik ve federalizm gibi tarafımızca asla kabul edilemeyecek taleplerini daha gür bir sesle dillendiren bu kesimlerin takındığı bu aymaz ve cüretkâr tutum, bu projenin eş başkanı tarafından mutlak surette irdelenmelidir. Komşumuz Irak’ta yaşanan otorite boşluğu ile palazlanan bu kanlı terör örgütünün, Suriye’de yaratılan kaosla daha rahat hareket imkânı bulması; bölgede silahlı kuvvetlerimize ağır silahlarla hain pusular kurmasına ve sivil vatandaşlarımızı dahi katletmesine yol açmaktadır. Bu saldırılar, bugüne kadar teröristle mücadele yerine müzakere yapan anlayışın gözden geçirilmesi zorunluluğunu ortaya koymuştur. Görülmektedir ki, Türkiye Cumhuriyeti ile ve Türk milleti ile hesabı olanlar dört bir koldan saldırıyor.
Bu devlet, bizim en değerli varlığımız. Bu devlete sahip çıkmak da her Türk vatandaşının asli görevidir. Ancak öfkemiz ve acımız gözlerimizi kör etmemeli, bin yıllık kardeşliğimize gölge düşmemelidir. Terörle mücadele, uzun soluklu, kararlı ve etkili olmalıdır. Suçlu cezasını çekmeli, yaptığının karşılığını almalı ve belasını mutlaka bulmalıdır. Bunun dışındaki her uygulama, teröre davetiye çıkarmak anlamı taşımaktadır. Bu süreçte Türkü ile Kürdü ile Lazı ile bu milletin birlik ve beraberlik içinde teröre karşı dimdik durduğunu, dost düşman herkes görmelidir. Devletimiz büyüktür ve terörü de terörün arkasındaki güçleri de alt edecek güce sahiptir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Gün; yaşadığımız acı ve öfke ile sağduyumuzu kaybetme değil; gün birlik, beraberlik ve soğukkanlılıkla terörün kökünü kazıyacak adımları atma günüdür. Türk milleti büyük bir millettir. Büyüklüğümüzü vakur duruşumuzla, olaylara gerçekçi yaklaşımımızla göstereceğiz. Terörü alet olarak kullanan dış güçlerin oyununa gelmememiz gerekmektedir. Terör olaylarının sıradanlaştırılmasına ve milli refleksleri zayıflatılmış, tepkisiz bir toplum yaratılmasına asla izin vermeyeceğiz. Bilinmelidir ki, bu ülkede ateş, sadece düştüğü yeri değil hepimizin yüreğini yakmaktadır.
Terörün kökünü kazımanın tek yolunun askeri olmadığı, bu tür oluşumlarla baş etmek için onların ekonomik, siyasi, askeri ve toplumsal desteğinin kesilmesi gerektiği herkesin bilgisi dâhilindedir.
Bu süreçte bizlere düşen, her ortam ve platformda terörün ve teröristin çirkin yüzünü dünyaya göstermek olmalıdır. Terörün yok edilebilmesi için alınacak ekonomik ve sosyal tedbirlerin sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Türkiye Kamu-Sen, bu yönde devletimizin atacağı her türlü adıma gücünün yettiği kadar destek vermeye hazırdır. Ancak, en küçük bir olumsuzlukta, insan hakkı, özgürlük, demokrasi gibi kavramları kullanarak ülkemize ve devletimize saldıran çevrelerin, sivil Türk vatandaşlarının kadın, çocuk, genç, yaşlı demeden katledilmesine sessiz kalması son derece düşündürücüdür. Ülkemizde son yılların en büyük terör eylemlerinin yapıldığı, onlarca insanımızın katledildiği gün, basın yayın organlarının hiçbir şey olmamış gibi yarışma, eğlence ve magazin programlarını sürdürmesi ve adeta terörü kabullenmiş bir görüntü çizmesi kabul edilemez. Bu bakımdan teröre karşı, milletçe, bireysel ve kurumsal olarak göstereceğimiz tepki, son derece önemlidir.
Bu nedenle, Türkü ile Kürdü ile Lazı ile bu milletin birlik ve beraberlik içinde teröre karşı dimdik durduğunu dost düşman herkese göstermeliyiz. Terör örgütü ve onun gizli, açık, dolaylı destekçisi olan dış ve iç odaklar iyi bilmelidir ki, ülkemizi bölmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Şundan eminiz ki; milletimizin doğru yerde ve doğru zamanda göstereceği tepki ve ortaya koyacağı dayanışma; sivil vatandaşlarımıza ve askerimize pusu kuran hainlerin planlarının başlarına geçmesine yetecektir. Bu vesile ile terörle mücadele politikasının bir kez daha gözden geçirmesi gerekliliğini vurgularken, bayram demeden, kadın, çocuk, yaşlı, genç ayrımı yapmaksızın saldırılarını adeta bir katliama dönüştürecek kadar gözünü kan bürümüş vatan hainlerini nefretle lanetliyoruz. Türkiye Kamu-Sen camiası olarak saldırılarlarda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz.”
Sık sık terör örgütü aleyhine sloganların atıldığı eylem olaysız bir şekilde sona erdi. Türkiye Kamu-Sen tarafından teröre karşı düzenlenen eylem, Türkiye genelinde 81 ilde eş zamanlı gerçekleştirildi.
GENEL BAŞKANIN AÇIKLAMASI İÇİN TIKLAYINIZ