Türkiye, Gelirin En Adaletsiz Olduğu Üçüncü Ülke
Araştırmada en yüksek gelirli grup ile en düşük gelirli grup arasındaki fark ve gelirin paylaşımındaki adalete göre 0 ile 1 arasında değişen değerler alan Gini katsayısı kullanıldı" />
· Türkiye, Gelirin En Adaletsiz Olduğu Üçüncü Ülke
Araştırmada en yüksek gelirli grup ile en düşük gelirli grup arasındaki fark ve gelirin paylaşımındaki adalete göre 0 ile 1 arasında değişen değerler alan Gini katsayısı kullanıldı
· Türkiye, Gelirin En Adaletsiz Olduğu Üçüncü Ülke
Araştırmada en yüksek gelirli grup ile en düşük gelirli grup arasındaki fark ve gelirin paylaşımındaki adalete göre 0 ile 1 arasında değişen değerler alan Gini katsayısı kullanıldı. Buna göre eğer bir ülkede gelir tam olarak adil bir şekilde paylaşılıyorsa Gini katsayısı “0”; bir ülkedeki gelirin tamamını yalnızca bir kişi alıyorsa Gini katsayısı “1” rakamını alıyor. Bu rakamın büyüklüğü o ülkedeki gelir dağılımındaki adaletsizliği de ortaya koyuyor. Buna göre Gini katsayısı Danimarka’da 0,25, Belçika, İsveç, Çek Cumhuriyeti ve Finlandiya’da 0,26, Macaristan’da 0,27, Fransa’da 0,29, Almanya’da ise 0,30 olarak ölçüldü. OECD ülkeleri arasında en yüksek Gini katsayısı ise 0,40 ile Türkiye ve 0,48 ile Meksika ve 0,49 ile Şili’de. Buna göre OECD’ye üye ülkeler içinde gelir dağılımı en bozuk olan ülkelerin başında Türkiye, Meksika ve Şili geliyor.
· Sosyal Patlamalar İçin Eşiği Aştık
Türkiye’de halen en düşük gelire sahip yaklaşık 14,8 milyon fert, toplam gelirin yalnızca %5,8’ini alırken; en yüksek gelirli 14,8 milyon fert ise toplam gelirin %46,7’sini alıyor. Ülkemizde en düşük gelirli grup ile en yüksek gelirli grup arasında 8 kat fark bulunuyor. En yüksek gelirli grupla en düşük gelirli grup arasındaki makas Danimarka’da 2,8, Çek Cumhuriyeti’nde 2,9, Norveç’te 3, İsveç, Finlandiya ve Avusturya’da 3,2, Belçika’da 3,3, İsviçre’de 3,7 olarak belirlendi. Bilim çevrelerine göre en yüksek gelirli grupla en düşük gelirli grup arasındaki fark 8 katı aştığında o ülkede sosyal patlamalar yaşanıyor. Buna göre Türkiye, 8 kat farkla kritik eşiği aşmış bulunuyor.
Araştırmada ülkelerdeki yoksulluk oranları da oldukça dikkat çekiyor. Türkiye Kamu-Sen’in araştırmasına göre yoksulluk oranları bakımından da Türkiye’nin OECD içinde en yüksek oranlardan birine sahip olduğu görülüyor. Buna göre Danimarka’da nüfusun yalnızca %6,1’i, Norveç’te %7,8’i, İsveç’te %8,4’ü, Çek Cumhuriyeti’nde %5,5’i, Almanya’da %8,9’u yoksulluk sınırının altında kalırken bu rakam Türkiye’de %16,1, Şili’de %18,4, İsrail’de %19,9 ve Meksika’da da %21 olarak tespit edildi. Türkiye, OECD içinde yoksulluğun en yüksek olduğu beşinci ülke konumunda. Yoksulluk oranının yüksekliği, gelir dağılımındaki adaletsizlikle birleştiğinde zengin kesimle yoksul kesim arasındaki makas büyüyor ve toplumdaki gelir eşitsizliği, sosyal karmaşalara yol açıyor. TÜİK ve OECD verileri incelendiğinde Türkiye, Meksika ve Şili’den sonra sosyal patlamalara en yakın ülke olarak görülüyor.
TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması da Türkiye’de nüfusun %61,8’inin ev borcu dışında başka borçları da bulunduğunu ve bunların %26,2’sinin bu borç taksitlerini ödemede çok büyük sorunlar yaşadığını, yüzde 41,6’sının çatısı akan, su sızdıran ve çerçeveleri çürümüş evlerde oturduğunu, %80,3’ünün ise ev eşyası dahi alamadığını ortaya koyuyor.
İSMAİL KONCUK UYARDI: BIÇAK SIRTINDAYIZ
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada “Bu durum hükümetin Türkiye’de gelir dağılımı konusuna daha fazla önem vermesi ve konunun farklı boyutlarını dikkate alması gereğini ortaya koymaktadır. Önemli olan nimetin de külfetin de adil bir şekilde paylaşılmasıdır. Bir ülkede mutlu azınlıklar yaratılır ve bu kesim her türlü olumsuzluktan korunurken diğer tarafta mutsuz ve ümitsiz bir toplum oluşturulursa, sosyal barışın zedelenmesi kaçınılmazdır. Adaletsizliğin ve yoksulluğun yoğun olduğu bazı Güney Amerika ülkelerinde yaşanan toplumsal çatışmalar bizlere ders olmalıdır. Çevremizden ve olaylardan ders almazsak bizler de aynı akıbeti yaşamaya mahkûm oluruz. Bilim adamları, en zengin kesimle en yoksul kesim arasındaki gelir makasının 8 katı aşmaması gerektiğini söylüyor. OECD içinde bu sınırı aşan iki ülke var. Son açıklanan verilere göre Türkiye’de en zenginle en yoksul kesim arasındaki makas 8 kata çıkmıştır. Son derece tehlikeli bir eşiğin aşılmak üzere olduğunu endişe içinde görüyoruz. Türk toplumu yaşanan gerginliklerle adeta bıçak sırtındadır. Yetkililer, bütçede oluşan açıkları dar ve sabit gelirlilere kapattırmaktan vazgeçip, ekonomi politikalarındaki tercihlerini dar ve sabit gelirlilerin öncelikli talepleri doğrultusunda değiştirmeli ve gelir dağılımını daha fazla geç kalmadan düzeltmelidir.”dedi.