Demokrasi getirmek vaadiyle topraklarına girilen ancak etnik bir ayrışma ve bölünmeye doğru itilen sınır komşumuz Irak’ta yaşanan gelişmeler gün geçtikçe bölgeyi içinden çıkılmaz bir duruma sürüklemektedir
Demokrasi getirmek vaadiyle topraklarına girilen ancak etnik bir ayrışma ve bölünmeye doğru itilen sınır komşumuz Irak’ta yaşanan gelişmeler gün geçtikçe bölgeyi içinden çıkılmaz bir duruma sürüklemektedir.
Yıllardır Kerkük’te soydaşlarımıza yönelik uygulanan asimilasyon çabaları aralıksız devam ederken geçtiğimiz günlerde Musul’da konsolosluğumuza yapılan baskın ve bugün ise Türkmen kenti Telafer’de soydaşlarımızın yaşadığı zulüm artık sabırlarımızı taşırmıştır.
“Yeni Ortadoğu’nun doğum sancıları” diyerek Irak devletini bölüp parçalayan zihniyet bugün yaşananların zeminini hazırlanış ve bölgeyi bir ateş sarmalının içine atmıştır. Kerkük, Musul, Telafer, Tuzhurmatu gibi Türkmen nüfusunun yoğun olarak yaşadığı kentlerde peş peşe yaşanan olaylar ise bu coğrafya’da Türk isminin silinmesi için çabalayan şer odaklarının ekmeğine yağ sürmektedir.
Yüzyıllardır Türkmen kardeşlerimizin huzur içinde yaşadığı bu topraklarda yapılmak istenen bu asimilasyonu dünya devletlerinin seyirci kalması asla kabul edilemez bir yaklaşımdır. Hükümetin bölgede yaşananlara karşı sergilediği tavır ise akıllara zarar bir yaklaşımdır.
Kenar-ı Dicle’deki koyunun hesabının kendilerinden sorulacağını ifade edenler acaba Türkmeneli’ndeki soydaşlarımızı ne olarak görmektedirler? Her sözlerinde tek millet, tek bayrak, tek vatan diyenler soydaşlarımızın yaşadıkları katliam karşısında neden sessiz kalmaktadırlar?
Bölgede IŞİD adında bir terör örgütü peydah olmuş müslümanlık ve Cihad adı altında Türkmenleri ve Türk vatandaşlarını hedef almaktadır. Peşmerge yıllardır soydaşlarımıza zulm etmektedir. Terör örgütü bölgede kendine bir yer edinmiş ve Türkmeneli adını tarihten silmeye çalışmaktadır. Ne yazık ki, bölgedeki kardeşlerimiz tam bir ateş çemberinin ortasında bırakılmıştır.
Tüm bunların karşısında Türkiye Cumhuriyetini yöneten siyasi irade ise kınama mesajları ve cılız çıkışlarla olan biteni sineye çekmektedir. Ne acıdır ki, ülkemizi yönetenler bölgeyi kan gölüne çeviren, toplu katliamlar yapan terör örgütü IŞİD’i hala “Terörist” olarak değil “IŞİD UNSURLARI” olarak tanımlamaktadırlar.
Ortada olan tek gerçek, Bayrağımız yerlerde, soydaşlarımız ise sürgün yollarındadır. Acı her geçen gün artarak devam etmekte, bölge adım adım felakete sürüklenmektedir. Bölgede yaşananlara başta Türk Hükümeti olmak üzere tüm dünya devletleri kısa zamanda müdahale etmeli ve Irak’ın toprak bütünlüğü derhal sağlanmalıdır. Türkmen soydaşlarımıza yönelik sürdürülen hain saldırılar engellenmeli ve Suriye’den kaçıp gelen insanlara gösterilen özveri onlara da sunulmalıdır. Türkmen kardeşlerimize yapılan katliamı ve bu katliama sessiz kalanları kınıyoruz.
İsmail KONCUK
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı