Türk Eğitim-Sen, Türkiye’nin dört bir yanından tüm şube yöneticilerimiz, şube yönetim kurulu üyelerimiz, il temsilcilerimiz, yönetici adaylarımız ve eğitimcilerimiz ile birlikte MEB önünde UCUBE YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİNİ protesto etti" />
Türk Eğitim-Sen, Türkiye’nin dört bir yanından tüm şube yöneticilerimiz, şube yönetim kurulu üyelerimiz, il temsilcilerimiz, yönetici adaylarımız ve eğitimcilerimiz ile birlikte MEB önünde UCUBE YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİNİ protesto etti
Türk Eğitim-Sen, Türkiye’nin dört bir yanından tüm şube yöneticilerimiz, şube yönetim kurulu üyelerimiz, il temsilcilerimiz, yönetici adaylarımız ve eğitimcilerimiz ile birlikte MEB önünde UCUBE YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİNİ protesto etti.
Eyleme Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Genel Merkez Yönetim Kurulu, Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türk Haber-Sen Genel Başkanı İsmail Karadavut, Türk Yerel Hizmet-Sen Genel Başkanı İlhan Koyuncu, Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Celal Karapınar, Türk İmar-Sen Genel Başkanı Necati Alsancak, Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Türk Tarım Orman-Sen Genel Başkanı Ahmet Demirci, Türk Diyanet Vakıf-Sen Başkanı Nuri ÜNAL ve İlksan Başkanı Tuncer Yılmaz da katıldı.
Yüzlerce eğitimci; torpilin önünü açan, hak edenlerin değil, hak dilenenlerin atanmasına zemin hazırlayan, siyasetin eğitimi tahakküm altına almasına neden olan bu garabet yönetmeliğin geri çekilmesini istemek için Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi önünden Milli Eğitim Bakanlığı’na alkışlar ve sloganlarla yürüdü.
Eylemde eğitimciler; “Kuvvetsiz Adalet ve Adaletsiz Kuvvet. İki Büyük Felakettir”, “Avcı Öğretmenleri Av mı Zannettin?”, “Kul Hakkı Yemenin, Affı Olmayan Günahlardan Olduğunu Bilmiyor musunuz?”, “Liyakat mı, Yandaşlık mı?”, “Yönetmeliğin Adı Ne? Yönetici Atama mı, Yandaş Seçme mi?”, “İstediğimi Atarım Yönetmeliğine Hayır”, “Yeter Artık! Zararsız, Eğitime Faydasız”, “MEB: YMTB. Ad Değişikliği Yapıldı. Yandaşa Makam Tahsis Bürosu”, “Ömer Gitti, Avcı Geldi. Ne Değişti?” şeklinde pankartlar taşıdı.
Eylemde atılan sloganlar da dikkat çekiciydi. “Yandaş Atama İstemiyoruz”, “Çalışanlar Burada, Adalet Nerede?”, “Adınız Adalet, İşiniz Rezalet”, “Çalışanlar Yasta, Bakanlık İflasta”, “Torpil Değil, Adalet İstiyoruz”, “Emin Zararlı, Hikmet Faydasız” şeklinde sloganlar atan eğitimciler düdük çalarak Bakanlığı kınadı.
BU UCUBE YÖNETMELİĞİ YAPMA ŞEREFİ NABİ AVCI’YA NASİP OLDU. SAYIN BAKANIM, SİZİ TEBRİK EDİYORUM!
Eylemde bir konuşma yapan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk; MEB’i, bu yönetmeliği hazırlayanları ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı uyardı. Koncuk şunları söyledi: “Atalarımızın çok güzel sözleri var. ‘Yumuşak atın çiftesi pek olur’ derler. Biz de Sayın Avcı için ‘yumuşak, diyalogdan yana bir Bakan’ dedik. Ancak Avcı’nın çiftesi gerçekten pek oldu. Böylesine ucube bir yönetmeliği yapma şerefi Hüseyin Çelik’e, Nimet Çubukçu’ya ve Ömer Dinçer’e nasip olmadı ama Sayın Nabi Avcı’ya nasip oldu. Sayın Bakanım; sizi tebrik ediyorum! Yumuşak atın çiftesi pek olur da, çifteyi nereye attığınıza dikkat edeceksiniz. Ayağınız duvara geldiyse, kırılır. Sayın Avcı’nın ayağı duvara gelmiştir. Ayağı kırıldı mı, incindi mi bilmiyorum. İnşallah sadece incinmiştir.”
BAKAN GÖREVE BAŞLAYALI 41 GÜN OLDU; AMA BAKANA 41 KERE MAŞALLAH DİYEMEDİK
Bakanın göreve başlamasının üzerinden 41 gün geçtiğini ancak kendisine 41 kere maşallah diyemediğini söyleyen Koncuk, yönetmelik konusunda Bakanı defalarca uyardığını kaydetti. Koncuk şöyle konuştu: “Sayın Bakanımızın göreve gelmesinin üzerinden 41 gün geçti. Biz kendisine, ‘41 kere maşallah’ demek isterdik ama Avcı bunu bize söyletmedi.
Sayın Bakanı bir ay önce ziyaret ettik. O dönemlerde bu yönetmelikte mülakatın yer alacağına ve üç yönetici adayından birinin Valiler tarafından atanacağına dair dedikodular vardı. Sendika olarak ziyaretimizde; ‘Sayın Bakan, böyle bir yönetmelik ortada dolaşıyor. Yönetmeliği bu haliyle imzalarsanız, bu durum kaos yaratır, çok ciddi tepkiler alırsınız’ dedik. Hatta bunu sözlü olarak dile getirmemizin yanı sıra hazırladığımız raporda da belirttik. Ancak anlaşılan Sayın Bakan ne sözümüzü anlamış, ne de raporumuzu okumuş.
KILAVUZU KARGA OLANLAR PEK BAŞARILI OLAMADI. BU NEDENLE KILAVUZUMUZU İYİ SEÇMEK LAZIM
Sayın Bakan daha sonra bir televizyon programında yaptığı açıklamada, mülakatı da içeren yönetmeliğin yayımlanacağını söyledi. Bunun üzerine Bakanı aradım. Kendisine, ‘Bunu yapmayın, hata olur’ dedim. Bakan da ‘Bir kez daha değerlendireceğim’ dedi. Sayın Avcı; değerlendirmiş ama kiminle değerlendirmiş? Müsteşar Emin Zararsız ve İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hikmet Çolak ile değerlendirmiş ve bu şekilde olması gerektiğine kanaat getirmiş. Sayın Bakan biliniz ki; kılavuzu karga olanlar, pek başarılı olmadı. Kılavuzumuzu iyi seçmek lazım.”
Yönetmelikte sakıncalı hususlara dikkat çeken Koncuk, “Daha önceleri okul yöneticileri yazılı sınavla atanıyordu. Yazılı sınavda en yüksek puanı alan yönetici oluyordu. Okul müdürü ya da müdür yardımcısı olmak için torpile gerek yoktu. Şimdi yazılı sınav yine var. Ancak bunun yanı sıra mülakat da var. Diyelim ki; bir yönetici adayı yazılı sınavdan 100 puan aldı. Yeni yönetmeliğe göre yönetici adayı sözlü sınava da girecek. Şayet sözlü sınavda 70’in altında alırsa, başarısız olacak. Biliyorsunuz mülakat eşittir torpil demektir. Arkanızda iktidar partisinin ilçe başkanı, il başkanı yoksa, dayınız, amcanız yoksa, o mülakatı geçmek çok zordur. Ama yönetici adayı mülakatı da geçti ve hatta 100 puan aldı diyelim. Bu kez mülakat komisyonu bir okul için üç müdür adayı tespit edecek. O üç adayın ismi Sayın Valilerin önüne gelecek. Vali, bu kişilerle masa başı arkadaşımı ki, onları değerlendirecek? Vali en yüksek puan alan kişiyi, yani yazılı ve sözlü sınavda 100 puan alan kişiyi okul müdürü olarak atayabilecek ama böyle olmayacak. Valilerin önüne liste konulacak. Listede ‘Şu kişiyi yönetici olarak ata’ diye yazacak. Dolayısıyla Valiler, 100 puan alan adayı değil, 70 puan alan adayı atayacak” diye konuştu.
HAK YENECEK BİR SİSTEME BİZ NASIL EVET DİYELİM
Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler yıllardır bu ülkede rektör atanma usulünü yerden yere vurmadık mı? Bunun haksızlık olduğunu, anti demokratik bir uygulama olduğunu dile getirmedik mi? Herkesin eleştirdiği sistem bu kez okul yöneticiliğinde uygulanmaya başlanacak. Sayın Bakanın böyle bir uygulamaya imza atmasını nasıl izah edeceğiz? Bakan Avcı’ya ‘İyi yaptın, Allah razı olsun’ mu diyeceğiz. Hak yenecek bir sisteme biz nasıl evet diyelim?
Böyle bir yönetmeliğe imza atan bir Milli Eğitim Bakanının bundan sonra yapacağı uygulamalara güven duyar mısınız? Hayır, ama biz güven duymak istiyoruz. Ne yazık ki kime güven duyduysak elimizde kaldı.”
YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİNE DAVA AÇTIK
Yönetmeliğe dava açtıklarını belirten Koncuk, “Birçok kazanılmış hakkımızın silindiği Yönetici Atama Yönetmeliğini dava ettik. Yönetmelik 19 maddeden oluşuyordu, 17 maddesinin iptalini istedik. Ne kadar saçma sapan bir yönetmelik ile karşı karşıyayız ki, sendikamız 17 maddeye dava açtı. Danıştay’ın bu davaya nasıl yaklaşacağını bilmiyorum ama mutlaka MEB Yönetici Atama Yönetmeliği iptal edilmelidir” dedi.
BU YÖNETMELİKTEN VAZGEÇMEK MÜMKÜNDÜR, BU KONUDA İNATLAŞMAYINIZ
Nabi Avcı’nın yönetmeliği geri çekmesini isteyen Koncuk, “Buradan Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı’ya da sesleniyorum: Sayın Avcı, gerçekten Ömer Dinçer gibi insandan çok uzak, diyalogdan çok uzak, kulağını herkese tıkamış bir bakandan sonra, sizin diyalogdan yana bir tavır içinde olacağınızı düşündük, hala da düşünüyoruz. Ama bu yönetmelik sizin adınıza bundan sonraki yapacaklarınız bakımından da olumlu bir puan değildir. Bu yönetmelikten vazgeçmek mümkündür. Sizden istirham ediyorum. Bu konuda inatlaşmayınız. İnatlaşanların bugün esamesi okunmuyor. Zira bu inatlaşma onlara fayda sağlamamıştır. Ömer Dinçer inatlaştı, öğretmenlere ‘güvencin’ dedi, Bakanlıktaki ömrü güvercin kadar olmadı, uçtu gitti. Bu nedenle böyle konularda inatlaşma olmaz, ben bilirimci yaklaşım olmaz. Hatanızı anladığınızda, ‘bu hatadan dönüyorum’ diyeceksiniz. Emin olun, hatanızdan dönmeniz durumunda yandaş çevreler dışında, öğretmenlerin yüzde 99’u size teşekkür edecek. Sizin, hatanızdan dönebildiğinizi insanlar görecek.
BU YÖNETMELİĞİ GERİ ÇEKERSENİZ, SİZE TEŞEKKÜR EDECEĞİZ.
Şu anda MEB önünde 500-600 kişiyiz. Ancak 10 bin, 20 bin, 50 bin kişiyle bu eylemleri yapacak güçteyiz. Bizi buna mecbur bırakmayın. Gurur meselesi de yapmayın, ‘geri adım atmak gururumu incitir’ diye de düşünmeyin. Bu sizin değerinizi artıracaktır. Bu yönetmeliği geri çekerseniz size teşekkür edeceğiz” dedi.
41 GÜN İÇİNDE ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUNLARIN HİÇBİRİ ÇÖZÜLMEDİ
Sayın Bakanın çözülmesi gereken sorunlar konusunda adım atmadığını ifade eden Koncuk, “Sayın Bakan göreve geleli 41 gün oldu ama 41 gün içinde çözülmesi gereken sorunların hiçbiri çözülmedi. Zorla alan değiştiren öğretmenler var, zorla memur yapılan öğretmenler var. Bu öğretmenlerimizin durumu ne olacak? Şubat ayında öğretmen ataması yapılmasını istedik. Ama maalesef atama olmadı. Biz 30 bin atama istemiştik, siz 10 bin atama yapsaydınız. Bu durum iyi niyet göstergesi olurdu, 350 bin ataması yapılmayan evladımız geleceğine umutla bakardı. Ama Sayın Başbakan da, siz de bunu ataması yapılmayan öğretmenlere çok gördünüz. Başbakanı ikna etmek için gayret sarf etmediniz. Biz size nasıl güveneceğiz?” dedi.
GENEL BAŞKAN KONCUK UCUBE YÖNETMELİĞİ YAKTI
Genel Başkan İsmail Koncuk’un açıklamasının ardından büyük bir kazanda Yönetici Atama Yönetmeliği yakıldı. Daha sonra Genel Başkan Koncuk Bakanlık kapısına siyah çelenk bıraktı. Eylem olaysız sona erdi.
Basın Açıklamasının Tamamı Şöyledir;
TÜRK EĞİTİM-SEN OLARAK BİR UCUBEYİ ANDIRAN YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİNİN GERİ ÇEKİLMESİNİ İSTİYORUZ
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı göreve geldiğinde tarihler 24 Ocak’ı gösteriyordu. Bakan göreve başlayalı tam 41 gün oldu. Ancak, bir değerlendirme yaptığımızda, ne yazık ki Bakan Avcı için ‘41 kere maşallah’ diyemiyoruz.
Bakan göreve geldiği gün, sendika olarak büyük umutlara kapıldık. Yanlış uygulamalarla eğitim çalışanlarını darmaduman eden, eğitimi çıkmaz sokağa sokan Ömer Dinçer’den sonra Bakan Avcı’nın, Bakanlığı adil yöneteceğine, hak ve hukuk gözeteceğine, eğitimcileri kucaklayacağına inanmak istedik. Hatta sendika olarak Bakan’ı ziyaretimizde kendisinin diyaloğa açık, eğitimcilerin görüşlerini önemseyen, eğitim çalışanlarına sahip çıkan anlayışta bir Bakan olduğu kanaatine vardık. Ancak, bugün geldiğimiz noktada, bu düşüncelerimizde tereddütlerimiz var.
Bakan Nabi Avcı’nın ilk büyük sınavı Yönetici Atama Yönetmeliğiydi. Bu yönetmelik ile ilgili çalışmalar Bakan Avcı’dan önce sürdürülüyordu. Hatta hem Başbakan, hem de Eski Bakan Ömer Dinçer Yönetici Atama Yönetmeliği ile ilgili ipuçlarını vermişti. O dönemde de sendikamız, yöneticiler için mülakat sınavı getirilmesi ya da yöneticileri valilerin seçmesi gibi uygulamaların büyük sakıncalar doğuracağını dile getirmişti.
Nabi Avcı, Bakan olur olmaz, bu yönetmeliği adeta kucağında buldu. Tüm eğitimciler, Bakanın yönetmelikte eleştirilen hususları dikkate alıp, almayacağını merak ediyordu. Ancak, yönetmeliğin yayımlanmasıyla birlikte Bakan Avcı’nın sendikaların görüşlerini dikkate almadığını, uyarılarımıza gözünü, kulağını kapattığını, yaşanacak kaosu öngöremediğini gördük. Buradan çok net ifade ediyoruz: Bakan ne yazık ki yanıltıldı.
Oysa yönetmelik konusunda Bakanı, bizzat şahsım bir değil, birçok kez uyardı. Her ne olduysa, Bakan bizim sözümüze itibar etmek yerine; iş bilmez, beceriksiz bürokratlarını dinlemeyi tercih etti. Oysa Ömer Dinçer’i ipe götüren, yanlış yönlendiren, biletinin kesilmesine neden olan da aynı bürokratlardı.
Sayın Bakan, tamamen teknik hatalarla dolu bir yönetmeliğe onay verdi. Bu yönetmeliğin uygulama alanı sıfırdır. İçi kof olan bu yönetmelik, kazanılmış hakların da gaspına neden olmaktadır. Bu yönetmelik öylesine kötü hazırlanmıştır ki, yönetmeliğin nasıl uygulanacağına dair uzun bir kılavuz yayımlansa bile uygulama şansı yoktur. Koskoca bir Milli Eğitim Bakanlığı’nın böylesine kötü, eğreti bir yönetmelik hazırlaması utançtır.
BU YÖNETMELİKLE EĞİTİME SİYASET GÖLGESİ DÜŞMÜŞTÜR. DEVİR ‘ADAMI OLAN YAŞADI’ DEVRİDİR. TORPİL RESMİYET KAZANMIŞTIR.
Bu yönetmelikte sendikamızın özellikle karşı çıktığı husus, yönetici adaylarına mülakat getirilmesi ve yöneticileri Valilerin seçecek olmasıdır. Bu anlayış sakat bir anlayıştır. Bu anlayış; eğitimin torpil ile anılmasına, eğitimin üzerine siyasetin gölgesinin düşmesine, alın teri ve emeğin yerine, adam kayırmanın, masa başı ilişkilerinin, rica, minnet kavramlarının etkili olmasına neden olacaktır.
Artık okullarda yeni bir devir başlayacaktır. Devir, ‘ADAMI OLAN YAŞADI’ devridir. Eğer sırtınızı bir yerlere yaslıyorsanız, adamınız varsa, siyasetin rüzgârını arkanıza aldıysanız okul müdürü, okul müdür yardımcısı olabileceksiniz demektir. Torpil daha önceleri birtakım kılıflara uydurularak ya da el atından yapılıyordu, ancak artık milli eğitimde torpil açık açık, göstere göstere yapılacaktır. Bu yönetmelikle birlikte torpil resmiyet kazanmıştır.
Bu memlekette, mülakatın olduğu yerde torpilin döndüğünü bilmeyen yok. Dolayısıyla sözlü sınavın objektif kriterlere göre yapılmayacağı çok açıktır. Çünkü sözlü sınavlar denetimden uzak ve kişiye özeldir. Mesleki yeterliliği yazılı sınav ile kanıtlanmış olan yönetici adaylarının ek olarak sözlü sınava tabi tutulmaları eşitsizlik doğuracaktır. Yazılı sınavdan 100 puan almış olan bir yönetici adayı, mülakatta 70’in altında puan alırsa başarısız sayılacaktır. Böyle akla zarar bir uygulama olabilir mi?
YÖNETİCİLERİ ASLINDA SİYASİ PARTİLERİN YÖNETİCİLERİ YA DA İL BAŞKANLARI ATAYACAKTIR
Öte yandan yönetici olacak kişilerin valiler tarafından atanması da çok sakıncalıdır. Vali, isim listesi önüne geldiğinde, neye göre atama yapacaktır, kriterleri ne olacaktır? Kimler Valilerden ricacı olacaktır? Valiler, kıramayacakları mevkide kişilerden talep geldiğinde, ‘ben bu kişiyi atayamam’ diyebilecek midir? Burada da hakkaniyetin sağlanması mümkün olmayacaktır. Özellikle Valilerin iktidarın güdümünde hareket ettiği düşünüldüğünde, aslında yönetici olacak kişiyi siyasi partilerin yöneticileri ya da il başkanları atayacaktır. Bunun aksini bile düşünmek saflık olur. Artık siyaset, eğitimi tahakküm altına almıştır. Bunun lamı cimi yoktur.
Bir husus daha vardır. O da, önceki yönetmeliktedeğerlendirme komisyonunda sendika temsilcileri yer alırken, bu yönetmelikle sözlü sınav değerlendirme komisyonunda sendika temsilcilerine yer verilmemesidir. Sendika temsilcileri neden devre dışı bırakılmış, sözlü sınav sendikaların denetimine neden kapatılmıştır? Sizin şeffaflıktan, katılımcılıktan anladığınız bu mudur? Amaç, kapalı kapılar ardından rahat dolap çevirmek midir? Biz bu yönetmeliğe ucube demeyelim, garabet demeyelim de, ne diyelim?
Bu yönetmelikte hatalar zinciri ve haksızlıklar bitmek bilmiyor. Yönetmelik ile birlikte müdür başyardımcılığına kadrolu atama olmayacaktır. Eğitim kurumlarına müdür başyardımcısı olarak görevlendirilecek kişilerde tamamen il milli eğitim müdürünün teklifi ve valinin onayı ile herhangi bir kriter gözetilmeksizin tamamen takdir yetkisi ile görevlendirilecektir. Anlaşılan Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimi TORPİLLİLER CENNETİNE çevirmeye kararlıdır.
Beceriksizliğin ürünü olan bu yönetmelikte bir unutkanlığa da imza atmıştır. 652 sayılı KHK ile MEB’e sadece okul ve kurum müdürleri için sözlü sınav imkânı verilirken; MEB, KHK’yı unutup, yönetmelikte müdür yardımcılığı için de sözlü sınav şartı getirmiştir. MEB, BU KADAR BALIK HAFIZALI MIDIR?
MEB’İN UNUTKANLIKLA ANILMASINA NEDEN OLAN, MEB’İ ALAY KONUSU YAPAN, BAKANI YANLIŞ YÖNLENDİREN MÜSTEŞAR VE İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRÜ DERHAL İSTİFA ETMELİDİR. İLKOKUL ÇOCUKLARI BİLE BU MÜSTEŞAR VE İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRÜNDEN ÇOK DAHA GÜZEL VE HATASIZ BİR YÖNETMELİK HAZIRLARDI.
Siz sınava dayalı atamalarda, atama takviminin olmadığına tanık oldunuz mu? Evlere şenlik olan bu yeni yönetmelikte atamaların hangi aylarda, hangi sıklıkla yapılacağı belirtilmemiştir. Atama takvimi olmadığı için de her il farklı uygulamalar yapabilecek, Valilikler boş kontenjanları ilan etmeyebilecektir.
BU YÖNETMELİK BURAM BURAM TORPİL KOKUYOR, HAKSIZLIK KOKUYOR, VİCDANSIZLIK KOKUYOR. YÖNETMELİK EĞİTİMİN BİTTİĞİNİN BELGESİDİR.
Peki bundan sonra ne olacak? Ne olacağını Bakanlık yöneticilerinin herkesten iyi bilmesi lazım.
SENDİKAMIZ; MEB YÖNETİCİ ATAMA YÖNETMELİĞİNE DAVA AÇTI, YÖNETMELİĞİN İPTALİ İÇİN YARGIYA BAŞVURDU. Bizler adaletin terazisine inanan bir sendikayız. Yargı; yapılan haksızlığı, hukuksuzluğu görecek ve torpilli atamalara geçit vermeyecektir. Bakanlığa açılan davalar da peşi sıra gelecektir. Haksızlığa uğradığını düşünen yönetici adayları soluğu mahkemelerde alacaktır. Türk Eğitim-Sen de bu süreçte yönetici adaylarına her türlü hukuki desteği verecektir. Bakanlık yetkilileri mesaisini bu davalara ayıracak, Bakanlıkta işler durma noktasına gelecektir. Sayın Nabi Avcı ve bürokratlar bunu da mı hesap edememiştir?
Eski yönetmelik eksiklikleriyle birlikte ihtiyaca cevap vermekte ve adil bir yönetici atama sistemi getirmekteydi. Anlaşılan o ki; MEB, adil bir yönetici atamasından son derece rahatsız olmuştur. MEB, istediği kişilerin yönetici olarak atanmasını sağlamak için yönetmeliği değiştirmiştir.
Kariyer ve liyakatten yoksun olan bu yönetmelik; BURAM BURAM TORPİL KOKUYOR, HAKSIZLIK KOKUYOR, VİCDANSIZLIK KOKUYOR.
Gecesini, gündüzüne katıp, yönetici olmak için yazılı sınava hazırlanan adayların emeklerini ezip geçen MEB, siyasi ve ideolojik saikler uğruna eğitim tarihinde KARA DELİK açmıştır.
Bu yönetmelik; siyasetin eğitimi tahakküm altına aldığının,
İşin ehli insanlar yerine, işi kılıfına göre uyduran insanların yönetici olarak atanacağının,
EĞİTİMİN BİTTİĞİNİN belgesidir.
Bakanın biz bu yönetmelikte oyuna geldiğine inanıyoruz, ancak, Bakandan beklenen bu oyunu ivedilikle bozmasıdır. Bakanın bu yönetmeliği geri çekmesi elzemdir. Türk Eğitim-Sen olarakBakan Avcı’ya 6 Marta kadar yönetmeliği geri çekmezse eylem yapacağımızı söylemiştik. Bugün 6 Mart. Bakan’dan tık yok. Ancak, bu işin burada biteceğini kimse düşünmesin. Şayet yönetmelik geri çekilmezse, tüm illerimizde eylemlilik süreci başlayacaktır. Eylemlerimiz dalga dalga yayılacak ve Bakanlık bu yönetmeliği çıkarttığına, çıkaracağına pişman olacaktır. Bakan Avcı eğitimde torpille atama dönemini başlatan Bakan olarak anılmak istemiyorsa, ivedilikle eleştirileri gündemine almalı, bu yönetmeliği bizzat incelemelidir. Zaten bu yönetmeliği inceleyen her göz, yapılan hataları görecek, işin vahametinin farkına varacaktır. Bakanlık bu ayıbını temizlemelidir. Aksi takdirde sendika olarak bu ayıbı her fırsatta yüzlerine çarpacağız.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
GENEL BAŞKANIN KONUŞMASI İÇİN TIKLAYINIZ