Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri ve Türk-Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Anadolu Turu kapsamında bugün Denizli'de bir basın toplantısı düzenledi
Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri ve Türk-Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Anadolu Turu kapsamında bugün Denizli'de bir basın toplantısı düzenledi. Yokuş, toplantıda "Ülkesiyle hesabı olan odaklar, Türkiye'yi pazarlama yarışı içerisindedir" dedi.
Denizli'de Türkiye-AB ilişkileri ve müzakere sürecinde Türkiye'yi bekleyen tehlikeler hakkında değerlendirmelerde bulunan Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri Fahrettin Yokuş, ilerleme raporunun içinde yer alan bazı kelimelerde değişiklikler yapılarak, ilerleme raporundan farkı olmayan sonuçların ortaya çıkarıldığını söyledi. Türk Büro-Sen Denizli Şubesi'nde düzenlediği basın toplantısında konuşan Yokuş, "17 Aralık tarihinde Brüksel'de yapılan AB Zirvesi'nde Türkiye hakkında alınan kararların değerlendirmesini yapmak amacıyla bugün bir araya toplanmış bulunuyoruz. Son yıllarda Türkiye'nin AB uğruna siyasi tarihinin ağır olduğu kadar, geleceği parlak olmayan dönemlerinden birini yaşadığını görmekteyiz. Özellikle 17 Aralık tarihi Kıbrıs'ın sonu ve Türkiye'yi karanlıklara götürecek yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. İşin en üzücü yanı ise bu toprakları kendisine vatan edinen, ancak ülkesine her türlü zorluğu yaşatmaktan çekinmeyen, ülkesiyle hesabı olan odakların bu işten büyük bir haz alarak adeta Türkiye'yi pazarlama yarışı içerisine girmeleridir" dedi.
Bugün, ABD, AB ve bütün emperyalistlerin var olan güçleriyle Türkiye'nin direncini kırmak istediklerini kaydeden Başkan Yokuş, "Bugün Türkiye'ye karşı olan ülkeler Türkiye'nin direncini kırarak Kıbrıs'ı elinden almaya çalışmaktadır. Taslak metnin kabul edilmesi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni tanımak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ise yıkmak anlamına gelmektedir. Bunun yazılı ya da sözlü olması bir şeyi değiştirmeyecek. Eğer Türkiye Cumhuriyeti KKTC' den vazgeçerse, bunun ardından Kürt sorunu, Ermeni sorunu, Patrikhane, Ege sorunu ve daha pek çok sorun Türkiye'ye dayatılacaktır. Müzakerelerin ucunun açık bırakılmasının başlıca sebebi de budur. Yani 'Müzakereler 10-20 yıl sürebilir ama bunun sonunda Türkiye AB'ye alınamayabilir' denilmektedir. Şöyle bir düşünürsek, Türkiye Güney Kıbrıs'ı tanıyacak, Ermeni soykırımını kabul edecek, Ege sorununu çözecek, Patrikhane sorunu halledilecek. Bunların sonucunda da Avrupa Birliği Türkiye'ye 'Sen bunları yerine getirdin ama biz seni yinede almayacağız' diyecek" şeklinde konuştu. Türkiye için anlamı büyük olan bayramların mevcut olduğunu aktaran Yokuş, "23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim bizim için anlamı büyük olan bayramlarımızın arasında yer almaktadır. Ve biz bütün bu bayramları anlamıyla, coşkusuyla hep birlikte kutlamaktayız. Peki 17 Aralık neyin bayramı? Bu olsa olsa gaflet, dalalet, hatta ihanet bayramı olur" dedi.