Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği ile ilgili yönetmelik kararının hukuka aykırı maddelerinin iptaline ilişkin Danıştay kararı konusunda yaptığı basın açıklamasıdır
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’un Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği ile ilgili yönetmelik kararının hukuka aykırı maddelerinin iptaline ilişkin Danıştay kararı konusunda yaptığı basın açıklamasıdır.
31 Ağustos 2013 tarihinde “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik” yürürlüğe konulmuştur. Bakanlar Kurulunun bu çerçeve yönetmeliği doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı 12 Ekim 2013 tarihinde 28793 sayılı Resmi Gazetede “Millî Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği Ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmelik” i yayınlamıştır.
Milli Eğitim Bakanlığının söz konusu yönetmeliği doğrultusunda 29 Aralık 2013 tarihinde ÖSYM’ ce yazılı sınav yapmıştır. OSYM ce yapılan Taşra Teşkilatı Şube Müdürlüğü Yazılı Sınavına Türkiye geneli 34 bin 984 kişinin başvuru yapmıştır. Bu sınava 30 bin 359 kişinin katılmış ve sınav sonucunda 5 bin 127 kişi 70 puan barajını aşarak yazılı sınavdan başarılı olmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı Taşra Teşkilatı Şube Müdürlüğü Görevde Yükselme Yazılı Sınavı´nda, 70 puan barajını aşarak başarılı olan 5 bin 913 adayın Görevde Yükselme Yönetmeliği´nin 16/1 maddesi hükmüne göre, duyuruda ilan edilen 1709 kadronun 3 katının sözlü sınava çağrılması gerekirken, Yine aynı Yönetmeliğin 16/1 maddesindeki "Son adayla aynı puana sahip olan adaylarda sözlü sınava alınır" hükmü gereğince, 70 puan alarak aynı sırayı paylaşan 1199 aday da mülakata çağırarak Böylece; mülakata çağrılacak aday sayısı 5127´den 5913´e çıkmıştır.
TÜRK EĞİTİM-SEN 31 Ağustos 2013 tarih ve 28751 sayılı Bakanlar Kurulu çerçeve Yönetmeliğinin 9. Maddesi ile aynı Yönetmeliğe “Başarı Sıralaması” başlığı ile eklenen 12/B maddesinin 1. Fıkrasının iptali için açmış olduğu 2013/8367 sayılı dava dosyası sonucuna göre Danıştay 5. Dairesi 06.03.2014 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Aynı Şekilde TÜRK EĞİTİM-SEN 12 Ekim 2013 tarih ve 28793 Resmi Gazete sayılı “Millî Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği Ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmeliğinin 21 maddesinin 1. Fıkrasında yer alan “şube müdürü, tesis müdürü ve basımevleri müdürleri bakımından sözlü sınav başarı listeleri üzerinden” ibaresinin iptali için açmış olduğu 2013/10363 sayılı dava dosyası sonucuna göre Danıştay 2. Dairesi ilgili ibareye 29.04.2014 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Bu karar içerisinde Danıştay: Kamu hizmetinin etkin ve süratli bir şekilde yürütülmesinin amacıyla, liyakatin tespitinde; kriterleri objektif olarak belirlenmiş yazılı sınavda alınan puanın esas alınacak şekilde atama yapılması gerektiği sözlü sınavın temel amacının yazılı sınavının tamamlayıcısı olması gerekirken seçimin tek belirleyicisi olarak düzenlenmesi bu haliyle somut olarak değerlendirilebilecek ve adaylar arasında objektifliği sağlayabilecek nesnel bir değerlendirme ölçütü olan yazılı sınavdaki başarı puanının değerlendirme dışı bırakılarak başarı sıralamasının yalnızca başarı kriterleri daha muğlak olan sözlü sınav sonuçlarına göre oluşturulması Anayasanın 2. Maddesinde belirtilen Hukuk Devleti ilkesi ile bağdaşmayacak şekilde etkin yargısal denetiminin yapılmasının engellenmesi nedeni ile hukuka aykırıdır diye karar vermiştir.
Kararın açıklamasında, “Kamu hizmetinin etkin ve süratli bir şekilde yürütülmesinin amacıyla, liyakatin tespitinde; kriterleri objektif olarak belirlenmiş yazılı sınavda alınan puanın esas alınacak şekilde atama yapılması gerektiği sözlü sınavın temel amacının yazılı sınavının tamamlayıcısı olması gerekirken seçimin tek belirleyicisi olarak düzenlenmesi bu haliyle somut olarak değerlendirilebilecek ve adaylar arasında objektifliği sağlayabilecek nesnel bir değerlendirme ölçütü olan yazılı sınavdaki başarı puanın değerlendirme dışı bırakılarak başarı sıralamasının yalnızca başarı kriterleri daha muğlak olan sözlü sınav sonuçlarına göre oluşturulması Anayasa’nın 2. Maddesinde belirtilen Hukuk Devleti ilkesi ile bağdaşmayacak şekilde etkin yargısal denetiminin yapılmasının engellenmesi nedeni ile hukuka aykırıdır” ifadeleri yer almaktadır.
Danıştay’ın aldığı bu kararı hiçe sayan Milli Eğitim Bakanlığı, bu iptal kararını yerine getirmeyip, hukuksuz bir şekilde atanan şube müdürlerinin atamalarını iptal etmesi gerekirken, aksine atamaların iptal edilmemesi için yasa teklifi sunmuştur. Yasa teklifinde 652 sayılı milli eğitim bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı hakkındaki KHK’ya madde eklenilerek sadece sözlü sınavına göre atama meşru hale getirilmeye çalışılmıştır. Bu da yetmemiş gibi, iptal olan şube müdürlüğü atamalarını iptal edilmemesi içinde geçici bir madde eklenerek bu kanun teklifin son bir yıl içinde atananlar içinde geçerli olması istenmiştir. Bu durum Türk hukuk sistemi adına kabul edilebilecek bir durum değildir.
Danıştay’ın bu iptal kararı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlıkları tarafından uygulanırken, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından neden uygulanmadığı bir an önce açıklanmalıdır ve gereği yerine getirilmelidir. Zira yapılan bu hukuksuzluk Anayasanın 2. Maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Anayasanın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olduğu vurgulanmakta ve 138. maddesinin son fıkrasında Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarını uygulamak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez şeklinde açık, kesin ve buyurucu bir kurala yer verilmektedir
Hukuk devletinin temel unsuru bütün devlet faaliyetlerinin hukuk kurallarına uygun olmasıdır. Hukuk devleti, insan haklarına saygı gösteren bu hakları koruyucu, adil bir hukuk düzenini kuran bunu devam ettirmeye kendini zorunlu sayan ve bütün faaliyetlerinde hukuka ve Anayasaya uyan bir devlet olması gerekir. Hukuk devletinde kanun koyucu da dahil olmak üzere devletin bütün organları üstünde hukukun mutlak bir hakimiyete haiz olması, kanun koyucunun yasama faaliyetlerinde kendisini her zaman Anayasa ve hukukun üstün kuralları ile bağlı tutması lazımdır. Zira kanunun da üstünde kanun koyucunun bozamayacağı temel hukuk prensipleri ve Anayasa vardır.
UMUDUMUZ MECLİSTE BÜTÜN SİYASİ PARTİLERİN AKLISELİM BİR ŞEKİLDE KARAR VERİP, BU HUKUK DIŞI YASA TEKLİFİNİN KOMİSYONDAN GEÇMEDEN ENGELLENMESİDİR AYRICA MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÜST DÜZEY BÜROKRATLARINDAN HUKUKSUZ İSTEMİN GEREKÇELERİNİ SORMALARIDIR.
İsmail KONCUK
GENEL BAŞKAN