Yıllardan beri bir soykırıma uğramış, mağdur ve mazlum millet rolünü kimseye bırakmadan devlet terörü estiren İsrail’in, Filistinli kardeşlerimize uyguladığı insanlık dışı saldırı ve tecrit hepimizin yüreğini yaralamaktadır
Yıllardan beri bir soykırıma uğramış, mağdur ve mazlum millet rolünü kimseye bırakmadan devlet terörü estiren İsrail’in, Filistinli kardeşlerimize uyguladığı insanlık dışı saldırı ve tecrit hepimizin yüreğini yaralamaktadır.
İsrail, bir süre ara verdiği vahşetine geçtiğimiz günlerde yeniden başlamıştır. Dünya devletlerinin olaylara seyirci kalması İsrail’in katliamlarının uluslar arası camiada örtülü olarak desteklendiği anlamına gelmektedir.
Çocuk, yaşlı, genç demeden, gözünü kırpmadan insanlık suçu işleyen İsrail’e döktüğü kanlar, aldığı canlar yetmemiş olacak ki, şimdi de Gazze’ye kara saldırısından söz edilmektedir. Yıllardır süren bu vahşete göz yumulması, Batı’nın kirli yüzünü bir kez daha ortaya koyarken, mezhep çatışmalarının ve görüş ayrılıklarının pençesindeki İslam dünyasının da Filistin’deki dramla ilgilenecek halinin olmadığı görülmektedir. İslam dünyası tek yürek, tek ses olmadığı sürece, dünyanın her köşesinde Müslüman kanının akmaya devam edeceği bilinmelidir. Uzun yıllar boyunca İslam coğrafyasında yaşanan ayrışmanın dışında kalmayı başarmış nadir ülkelerden biri olan Türkiye’de son günlerde etnik parçalanmanın yanısıra mezhep üzerinden de bir ayrışma körüklenmeye çalışılmaktadır. Bu noktada ayrılmanın, bölünmenin kimseye bir yarar sağlamadığı, yalnızca ülkemiz ve İslam ümmeti üzerinde oyun oynayanların ekmeğine yağ süreceği açıktır.
Bu bakımdan birliğimizin ve dirliğimizin korunması yalnızca ülkemiz açısından değil, dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan mazlum milletler açısından da hayati derecede önemlidir. Öte yandan bizim için Filistin davası, insanlık tarihi boyunca süregelmiş bir mücadeleyi ifade eder. Filistin, bize “Kanla alınan bu topraklar parayla satılamaz” diyen Abdülhamit Han’ın hatırası, Kabe’den önceki Kıblegâhımız olması dolayısı ile de mukaddes emanetimizdir. Bu nedenle hain saldırılarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralı Müslüman kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz.
Değerlerini yitirmemiş, olaylara tarafsız bakabilen tüm insanlık âlemi Birleşmiş Milletlerden, yıllardır hukuku hiçe sayan İsrail’den yaptıklarının hesabının sorulmasını beklemektedir. Ne yazık ki, İsrail’in yaptığı zulüm, soykırım ve işkence uluslar arası kuruluşlar tarafından görmezden gelinirken; Müslüman ülkelere en küçük bir olumsuzlukta her türlü yaptırım ve NATO müdahalesi için anında karar alınabilmektedir. Bu durum, Birleşmiş Milletlerin de olaylara siyasi yaklaşım gösterdiğinin en açık delilidir.
Doğu Türkistan’ı görmezden gelen, Türkmenleri yok sayanların artık bu zulümlere bir dur deme vakti gelmiştir. Irak’ta, Doğu Türkistan’da, Kafkaslar’da velhasıl dünyanın dört bir yanında zulüm gören kırıma uğrayan mazlum Müslüman kardeşlerimizin barışa ve istikrara kavuşması en büyük arzumuzdur. Türkiye Kamu-Sen olarak, 57 yıldır bütün insani değerleri ayaklar altına alan, kural tanımaz uygulamalarıyla kanımızı donduran İsrail’i şiddet ve nefretle kınıyoruz. Her şeye rağmen inanıyoruz ki İsrail, bir gün akıttığı mazlum Müslüman kanında boğulacak, uyguladığı devlet terörünün ve insanlık suçunun hesabını er geç ödeyecektir.
İsmail KONCUK
Genel Başkan