Türkiye Kamu-Sen Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı Başkent Ankara'da gerçekleştirildi" />
Türkiye Kamu-Sen Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı Başkent Ankara'da gerçekleştirildi
Türkiye Kamu-Sen Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı Başkent Ankara'da gerçekleştirildi.
Genel Başkanımız İsmail Koncuk, sendikalarımızın Genel Başkanları, Genel Merkez Yöneticilerimiz ve il temsilcilerimizin hazır bulunduğu Yüksek İstişare Kurulu toplantımızda, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü çerçevesinde milli birliğimize, demokrasimize ve cumhuriyetimize olan bağlılığımız bir kere daha vurgulanırken, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, 15 Temmuz şehitleri ile birlikte tüm şehitlerimiz, saygı duruşu ve İstiklal Marşının ardından Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Hazım Zeki Sergi'nin okuduğu Kuran-ı Kerim tilaveti ve dualarla anıldı.
ÖNDER KAHVECİ: TÜM ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUZ
Toplantının açılışında konuşan Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Yüksek İstişare Toplantısının hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ederek sözlerine başladı. Kahveci; "15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden 1 yıl geçti, biz her zaman demokrasiyi savunan bir kurumuz. Tatlı su demokratlarının kapı arkalarında gizlendiğinde biz 28 şubatta sokaklarda "Kesintisiz demokrasi" diyorduk. Bunlar arşivlerde mevcut. Allah bir daha milletimize bu acıları yaşatmasın. Tekrar tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.
Bir yetki dönemini daha geride bıraktık. Dimdik duran bir teşkilat olarak bu süreci tamamladık. Yetkiyi kullananların nasıl döküldüklerini hep birlikte görüyoruz. Biz çalışanların haklarının nasıl koruruz düşüncesiyle toplantılarımıza devam ediyoruz. Bugünde toplantımızda ne gibi talepleri gündeme taşıyacağız bunları hep birlikte konuşup değerlendireceğiz. Masada mücadelemizi en iyi şekilde vereceğiz" dedi.
Önder Kahveci'nin ardından kürsüye gelen Kıbrıs Türk Memur-Sen Genel Başkanı Kağan Mındıkoğlu, Türkiye Kamu-Sen'e kendilerine verdikleri destekten dolayı teşekkürlerini sundu. Mındıkoğlu, "Eğer Türkiye Kamu-Sen olmasa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde faaliyet gösteren sendikaların sesi dünyada duyulmazdı" dedi.
KONCUK: TÜRK MİLLETİ 15 TEMMUZ'DA KAHRAMANLIĞINI BİR KEZ DAHA ORTAYA KOYMUŞTUR
Yüksek İstişare Kurulu toplantısında yaptığı konuşmaya katılımcıları selamlayarak başlayan Genel Başkanımız İsmail Koncuk, 15 Temmuz şehitleri ve tüm şehitlerimize yüce Allah'tan rahmet diledi. Koncuk, "Toplantımız milletimize camiamıza hayırlı olsun.15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden tam 365 gün geçti. Türkiye bir çok darbe girişimine şahit olmuş bir devlet. Bu imtihandan aslında milletimizde fazlaca geçti ama 15 Temmuz'da, bu hain darbe girişiminde farklı bir tepki gördük. Milletimizin demokrasiye, vatanımıza sahip çıkma arzusunu gördük. Bu önemli bir mesajdı. Milletimizin demokrasiyi kollamak konusundaki, vatanına sahip çıkma konusundaki kararlılığını göstermiştir. Bundan sonra benzeri kalkışmalara tevessül etmek isteyenlerin artık milletin geldiği bu mücadeleci ruhu iyi hesap ederek, bu işleri değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Türk milletinin kahraman bir millet olduğunu söylemeye gerek yok, tarihi belgelere bakmak yeterli. Söz konusu vatan ve namus olunca canını verir bu millet. Kahpe terör örgütün saldırılarında evlatlarımızı şehit veriyoruz ve 15 Temmuz'da da 249 şehit verdik. Türkiye Kamu-Sen mensubu iki arkadaşımız da 15 Temmuz gecesi şehit oldu. Bir çok sendikamızdan yaralanan arkadaşlarımız oldu. Umarım benzeri olayları bir daha yaşamayız. Bu ve benzeri girişimleri bir daha yaşamamak için ders çıkarmak lazım. Basın yayın organlarına Darbe Komisyonunun bir raporu yansıdı. Bir takım gruplara dikkatle yaklaşmak gerektiği, sınırlamak yerine kontrol altında tutmak gerektiği gibi bazı ifadeler var. Sınırsız özgürlük güzel ama o sınır milletin geleceği ile ilgili tehditler içerirse sınırlar yükselir. Sonuna kadar demokrasi diyen Türkiye Kamu-Sen'in sınırı milletin güvenliğidir. Kimden gelirse bu tehdit biz olayların üzerine gideriz.
Bugün bazı şeyler moda oldu, düne kadar Ergenekon, balyoz gibi sıfatlar vardı. Çok dikkatle bu süreçlere yaklaştık. Neticede bu iddiaların FETÖ kurgusu olduğunu anladık bugün. Devlet uyumaz, devlet uyanık olur. Bu benim adamım, göz yumayım olmaz. Yönetimde zaafiyete neden olur bu. 15 Temmuz hain darbe girişimden çıkarmamız gereken ders, bir ülke, bir devlet hiç bir grubu baş tacı ederek demokratik bir yapılanma içinde olduğunu iddia edemez.
Madem böyle bir yapılanma ve bunlara yıllar içinde göz yumulması, faaliyetlerinin desteklenmesi bizi bu sonuca götürdü. Adı FETÖ olmaz başka birşey olur, hiç bir kuruma ayrıcalık tanınmaması gerekir.
Dernek, vakıf, sendika, cemaat. Adı ne olursa olsun hiçbir kurum kanun ve nizamların üzerinde haklarla donatılacak, buna müsaade edilemez. Eğer kanunlar dışında birileri benim yetkim var derse o ülke her zaman tehdit altındadır. Bunu her zaman söyledik söyleyeceğiz. Olgun bir demokrasiyi oluşturmak zorundayız. Türkiye'nin bir kanun devleti olması konusunda bundan sonra gelecek her iktidarın hassasiyet göstermesi gerekir. Biz uyaracağız. Türkiye Kamu-Sen'in bir özelliği var, herşeye eyvallah eden değiliz. Yanlışları doğru gibi alkışlayan olmadık. Bunu siyasi bir saikle mi yaptık? Hayır. Demokratik, hukuk devleti anlayışının bu ülkede hakim olması için bunu yaptık. Bölünmüşlükle Türkiye biryere gidemez. Farklı düşünceler olabilir ama bölünmüş toplum olmaz.
15 Temmuz'un ardından Yenikapı mitingini hatırlıyorsunuz, bizim ihtiyacımız budur. Tüm dünyaya mesaj verildi orada. Milletin birlik ve beraberlik içinde, yumruk gibi olduğumuzu ilan ettik. O anlayışın devamı sağlanmalıdır. 15 Temmuz'u yapanlara lanet olsun ama felaket günlerinin yarattığı, bir ve beraber olmamız gerektiği duygusundan neden bugün uzaklaştığımızın muhasebesi yapılmalı. Sivil toplum kuruluşu iseniz doğruları söyleyeceksiniz. Ülkenin ağzının tadı kaçtıktan sonra hiçbirşeyin anlamı yok. Önemli olan geleceğe güvenle bakabilmektir.
Milli irade ve demokrasi günü son derece önemli bir isim. İhtiyacımız olan bunlardır. Bunlar sağlandığı an bu ateş çemberinden çıkmamız daha kolay olacak. Çevremizde yeni bir yapılanma tezgahlanırken biz buradan birlikle ve beraberlikle çıkacağız. Türkiye Kamu-Sen bu konuda üzerine düşen ne ise her zaman yerine getirmiştir, bundan sonrada aynı sorumlulukla devam edeceğiz. Bu vesile ile 15 temmuz şehitleri ve tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Mekanları cennet olsun.
Bu toplantımızı 15. Temmuz tarihi nedeniyle yapıyoruz. İhanetin tarihi ve hatırlanması gereken bir gün olduğu için bugün yapıyoruz. Umuyoruz ki, daha güzel günlere ulaşmak için vesile olacak bu günler" dedi.
KONCUK: BU TOPLU SÖZLEŞMEDE DE VAR GÜCÜMÜZLE MÜCADELE EDECEĞİZ
Yaklaşan toplu sözleşme dönemini de değerlendiren Genel Başkan İsmail Koncuk, Türkiye Kamu-Sen'in masada her problemin takipçisi olacağının altını çizdi. Koncuk, "1 Ağustos'ta, toplu sözleşme görüşmeleri başlayacak. Gönül isterdi ki İlkeli ve kararlı duruşuyla yetkili olalım ama olmadı. Memurlarımızın takdiri bu şekilde oldu. Bir sendika 956 binden 997 bin üyeye ulaştı. İyi bir değerlendirme yapmak lazım. 2015 yılında imzalanan toplu sözleşmenin 20 maddesini hayata geçiremeyen bir konfederasyon hangi başarı ile bu üye sayısına ulaştı? Türkiye Kamu-Sen hangi başarısız çalışmaları ile yetkiyi alamıyor? Bunun muhasebesini hepimiz ve elbette memurlar da yapacak. Eğer bu ülkede doğruyu söylemenin kıymeti yoksa bunu bizde bilelim. 2013 toplu sözleşmesinde imza altına alınan enflasyon maddesini bir imzayla 2015 yılında değiştiren, memur ve emeklilerimizi her ay yüzde 1,8 kayba uğratanlar nasıl bu durumda? Bu hata başka bir ülkede olsa o sendika bu hata sebebiyle "harç bitti yapı paydos" derdi. O Genel Başkan'da sendikacılık yapma hakkına sahip olamazdı. Türkiye'nin en aydın kesimi olan kamu çalışanları artık şapkayı önüne koymalıdır.
Hep anlattığım bir örneği yine burada da paylaşmak isterim. Bugünün İçişleri Bakanı sayın Süleyman Soylu, o dönemlerde Çalışma Bakanı idi. 21 madde uygulanmamıştı sonrasında bir iki madde uygulamaya konuldu. Kendisine, "Neden bu maddeleri uygulamıyorsunuz" diye sordum. O da dedi ki; "Bunun nesini uygulayım? Kültür Bakanlığı çalışanlarının ekonomik durumlarının iyileştirilmesi diye bir madde var, nasıl uygulayalım? Memurun hakkı zaten toplu sözleşmede belirlenmiyor mu?" dedi. O konfederasyondan birisi, isim vermeyelim, Kültür hizmet kolunda faaliyet gösteren o sendika, "Bizimle ilgili bir madde de olsun" dedi, bizde böyle bir madde yazdırdık. Toplu sözleşme hükümleri yazıldığı vakit uygulanır. Kültür çalışanlarını aldatmak için yazmışlar bunu. Kültür Bakanlığı çalışanlarının "Bizimle dalgamı geçiyorsunuz?" diye hesap sorması lazım. Ama tık yok.
KİT'lerdeki ücret gruplarının beşten üçe düşürülmesi ve sivil havacılık tazminatının, toplu sözleşmeden hemen sonra uygulanması lazım. Kasım ayında yapılan KPDK’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu,"KİT'lerdeki ücret grupları ve sivil havacılık tazminatı maddelerini uygulayalım" dedi. Ancak, aylar geçti Mart ayına geldik ki uygulanan bir şey yok. Buna rağmen Konfederasyon Başkanı sayın Başkan'a teşekkür etti. Ben de kendisine dönerek neye teşekkür ettiğini sordum. Aradan 1,5 sene geçmesine rağmen imza altına alındığı halde hayata geçirilmemesine rağmen teşekkür ediyor. Mart ayında KPDK’da konuşularak bitti denilen maddeler hala fırından çıkmadı. Ama iki laf edecek kimse yok. Sayın Bakan’a teşekkür ederken, sosyal medyadan "Bu işi çözdük" diye twitler attılar. Aldatılma nereye kadar, sınırı nedir belli değil.
Bu toplu sözleşmede elimizden gelen gayreti göstereceğiz. 4-C'lilere kadro hala yok, vekil ebe, imam, hemşire, sözleşmeliler, taşeronlar, Üniversite işçiler... hiç biri yok ama üzerimize düşeni yerine getireceğiz. Bu sene göreceğiz, bakalım ne yapacaklar. Zam politikasında bir takım değişiklikler olmalı. Görülmüştür ki, oransal zam sonuç vermemektedir. Türkiye Kamu-Sen refah payı uygulamasında ısrarcı olacak, ekonomik büyümeden pay verilmesini isteyecektir. Masaya taşıyacağız bunları. Sıfır zam alıyoruz. Enflasyon oranında zam sıfır zam demektir. Kamu işçilerine yüzde 7,5 + yüzde 5 zam yapıldı. Ek ödemeleri 500 TL'den 750 TL'ye çıkarıldı. 3 bin TL altında maaş alana 90 TL zam yapıldı. Bu önemli bir çıta bizim açımızdan. 2018 zammı ise yüzde 3,5 artı 3, 5 buna dikkatle yaklaşmak lazım. Bu bir mesaj mıdır? Memurların toplu sözleşmesi 2018 ve 2019 için. Bu zam oranından huylanıyorum. Bize bir ölçü mü verdiniz. Eğer niyet bu ise bunu kabul etmiyoruz. Testi kırılmadan uyarımızı yapalım. Adına yetkili konfederasyon denen yapı da inşaallah birşeyler çıkarırlar bundan ve tabii memurlarımızda birşeyler çıkarırlar. Türkiye Kamu-Sen olarak burada bir mesaj var ise bu mesajı kabul etmiyoruz. 2017'nin üzerini kimse kapatmasın. Kamu işçisine verilen zam memurlara da yansıtılmalı. 4-C'liler, uygulanmayan maddeler yeniden karar altına alınmalı ve bu maddelerin takipçisi olmalı o imza atanlar. Biz dava açıyoruz kendileri dava bile açmıyorlar. Biz derdine düşüyoruz onların umrunda dahi değil. Biz görevimizi yapacağız, doğruları söyleyelim vicdanımız rahat olsun.
Bu duygu ve düşünceler içerisinde 15 Temmuz şehitlerimizle birlikte bu toprakların vatan olmasını sağlayan, devletimizi bizlere emanet eden şehitlerimiz, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm kahraman vatan evlatlarımıza Allah'tan rahmet, gazilerimize hayırlı bir ömür diliyor, toplantımızın hayırlılara vesile olmasını temenni ediyorum." Dedi
Toplantımız il temsilcilerimizin söz alarak günün anlam ve önemine binaen yaptıkları konuşmalar ve dilek ve temennileri ile sona erdi.