Paylaş twittle
Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren adalet timsali, bağımsızlık aşkı ve hoşgörü temelli yaklaşımı ile tüm dünyaya örnek olmuş Türk milletinin, vatanının işgal edildiği, ülkesinin parçalandığı bir dönemde verdiği onurlu mücadeleyi zafere taşımasının 90
Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren adalet timsali, bağımsızlık aşkı ve hoşgörü temelli yaklaşımı ile tüm dünyaya örnek olmuş Türk milletinin, vatanının işgal edildiği, ülkesinin parçalandığı bir dönemde verdiği onurlu mücadeleyi zafere taşımasının 90. yıl dönümünü kutlamanın coşkusunu yaşıyoruz.
Zaferlerle dolu Türk tarihi içinde belki de en anlamlı ve en önemli zaferdir, Kurtuluş Savaşı…Türk milletinin, ordusu ile birlikte Büyük Önder Atatürk’ün önderliğinde yazdığı, tarihin altın sayfalarındaki yerini alan ve köle olmaya, sömürülmeye ve yok edilmeye direnen birçok millete de yol gösteren Kurtuluş Savaşı, bir anlamda insanlığın da kahramanlık destanıdır. Bir milletin var olma savaşı, haksızlığa ve esarete başkaldırısı olarak, ordu-millet bütünleşmesi içinde verdiğimiz mücadelenin meyvesi de Türkiye Cumhuriyeti olmuştur.
Bugün çevremizdeki olaylara baktığımızda; diktatör yöneticilerden kurtulmaya çalışanları, yaşanan işgal, soykırım ve zulümleri gördüğümüzde; ecdadımızın kanları, canları pahasına koruduğu vatanımızın, kurduğu devletimizin, bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün, cumhuriyetimizin ve kazanımlarımızın değeri bir kat daha artıyor. Coğrafyamızda akan kan ve gözyaşı, yaşanan geri kalmışlık ve yoksulluk; milletimizin kazandığı bu büyük zaferin ödülü olan Türkiye Cumhuriyeti’nin getirdiği değerler ve benimsediği ilkeler sayesinde ülkemizden uzak tutulabilmiştir.
Savaşla kazanılan zaferler ancak adalet, barış ve refah getirirse değerlenir, anlamlanır. Dolayısı ile gerçek zaferler, savaş meydanlarında değil; asıl savaştan sonra kazanılır. Bu noktada ülkemizin, yaşadığımız bölge içindeki durumu, zafer kazanmanın ne denli zor ve değerli, hür bir devlet içinde yaşamanın paha biçilemez olduğunu anlamamız noktasında bir ibret vesikası olarak karşımızdadır. Bugün bile düzen bulamamış ve iç savaşların yaşandığı bir coğrafya içinde, en istikrarlı ve doğru yönetim tarzını yerleştiren, vatanımız ve milletimiz için canlarını, mallarını, sağlıklarını göz kırpmadan feda eyleyenleri; temsil ettikleri ilke, insanlığa kattıkları değer ve her alanda imza attıkları gerçek zaferler nedeniyle bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşamanın ve bu devletin bir vatandaşı olmanın, bugünkü şartlar altında ne denli büyük bir nimet olduğunun herkes tarafından idrak edilmesini diliyoruz.
Bugün ise milletimizin içine nifak tohumları saçmak isteyenler, topraklarımızda gözleri olanlar, dört bir koldan devletimize ve milletimize karşı bir saldırı daha başlatmış durumdadır. Bilinmelidir ki; cumhuriyetin kazanımlarını özümsemiş, demokrasinin faziletine ermiş ve yurtta sulh, cihanda sulh ilkesini benimsemiş Türk milletini bölmeye ve yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Türkiye Kamu-Sen olarak bir kez daha hatırlatmak istiyoruz ki; bu devlet bizim yegâne varlığımız, kazanımlarımız en kıymetli hazinemizdir. Atalarımızdan emanet aldığımız bu devleti dostluk, kardeşlik ve barış içinde mutlu, müreffeh yarınlara taşımak hepimizin görevi; onu ne pahasına olursa olsun korumak ise, dini, dili ve etnik kökeni ne olursa olsun bu topraklarda yaşama ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma ayrıcalığına erişmiş herkesin boynunun borcudur.
Bu vesile ile Türk milletinin ve haksızlığa, esarete, işgale, zulme ve soykırıma karşı savaşan tüm milletlerin zaferini kutlar; vatanı, milleti, ülkesi ve namusu için canlarını vermekten çekinmeyen şehitlerimize emanetlerine sahip çıkacağımıza dair söz veririz. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün gazilerimizi ve bu uğurda kan döken, can veren bütün şehitlerimizi minnet ve rahmetle bir kere daha anıyoruz. Şehitlerimizin ruhları şad; milletimizin zafer bayramı kutlu olsun!
İsmail KONCUK
Genel Başkan
