İL TEMSİLCİLERİNİN DİKKATİNE
Sayın …..
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmektedir. Bütçede yer alan gelir ve giderler üzerinde değişiklik önerileri ise yalnızca Komisyon görüşmelerinde mümkün olmaktadır.
Malumları olduğu üzere 2020 ve 2021 yıllarında memur ve memur emeklilerine yapılacak maaş zamlarının belirlendiği toplu sözleşme görüşmeleri, 2019 yılının ağustos ayında gerçekleştirilmiş ve uzlaşma sağlanamadığı için konu hakkındaki kararı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu vermiştir. Buna göre kamu görevlileri ile emeklilerin sosyal ve özlük haklarında herhangi bir kayda değer kazanım sağlanamadığı gibi 2020 yılı için altışar aylık dönemler halinde yüzde 4’er, 2021 yılı için ise yüzde 3’er oranında zam yapılması karara bağlanmıştır.
Oysa ki, son aylarına geldiğimiz 2019 yılının tamamı için memur ve emekli maaşlarına enflasyon farkı da dahil olmak üzere yüzde 10,26 zam yapılmışken 10 aylık enflasyon yüzde 10,59 olmuştur. Dolayısıyla yılın on aylık bölümü dikkate alındığında dahi memur maaşları enflasyon karşısında erimiş bulunmaktadır. Bu erime, kasım ve aralık aylarında ortaya çıkacak her türlü enflasyonla daha da derinleşecektir. Her ne kadar TÜİK yıllık enflasyonun yüzde 8,5’e gerilediğini ifade etse de gerek elektrik, doğalgaz, akaryakıt, gıda, eğitim gibi ailenin zorunlu harcamalarında yaşanan değişim gerekse yeniden değerleme oranlarının yüzde 22,58 olacağı yönündeki açıklamalar, vatandaşın cebine yansıyan enflasyonun TÜİK’in açıkladığının kat be kat üzerinde olduğunu ortaya koymaktadır. Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz yıl da enflasyon yüzde 20,3 olarak gerçekleşmiş ama 2018 yılı içinde memur ve emeklilerin maaşları yalnızca yüzde 14,8 artmıştır. Hal böyle olunca memur ve emeklilerimizin alım gücü yıldan yıla azalmakta, aile bütçesindeki açık her gün biraz daha büyümektedir.
Enflasyonun toplumsal boyuttaki en olumsuz etkileri hiç kuşkusuz dar ve sabit gelirliler üzerinde görülmektedir. Bugün artık memur ve emeklilerimiz alışveriş yapamaz, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale gelmiştir. Ülkedeki gelir dağılımında adaletin sağlanması için en önemli araçlardan bir tanesi benimsenen ücret politikalarıdır. Gelişmeler karşısında ürünlerin fiyatına fahiş oranlarda zam gelirken maaşların yalnızca hedef enflasyona endeksli olarak düzenlenmesi, gelir dağılımını bozacak, ekonomik olumsuzlukların yükünü yalnızca çalışan kesime yükleyecek bir etken olacaktır. Bu çerçevede kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaş artışlarının gerçekleşen enflasyon, yoksulluk sınırı, büyüme ve refah payının temel alındığı bir mantık içinde belirlenmesi lüzumludur.
Bütün bu gerçekler ışığında; 2020 yılı için belirlenmiş olan maaş artışlarının da yetersiz kalacağı şimdiden ortaya çıkmıştır. Bu nedenle kamu görevlilerinin ve emeklilerin mağduriyetini gidermek, enflasyona yenik düşen, temel ve vazgeçilmez harcamalar karşısında eriyen maaşlarını telafi etmek ve kamu görevlilerinin alım gücünü yükseltmek amacıyla Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısında 2020 yılı maaş artış oranlarının ekonomik gelişmeler doğrultusunda revize edilmesi hususunu saygılarımla arz ederim.