İL TEMSİLCİLERİMİZİN DİKKATİNE 25.02.2021
Kıymetli arkadaşlarım,
İnsanlık bir yılı aşkın bir süredir ağır ve zorlu bir sınavdan geçmektedir. COVID-19 küresel salgınını önleme amacıyla hayatımıza giren sokağa çıkma ve seyahat kısıtlamaları, esnek çalışma saatleri, maske takma, HES Kodu gibi uygulamalar daha önce hiç yaşamadığımız ve yaşamak da istemeyeceğimiz olumsuzlukları beraberinde getirmiştir. Salgının etkilerinin uzun bir süre devam edeceği ve sosyal yaşantımızın eski haline dönmesinin güç olduğu görülmektedir. Salgının, ekonomik ve sosyal boyutlardaki etkisiyle hayatımızı kökünden değiştireceği, bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bütün otoritelerce dile getirilmektedir.
Bu beladan kurtulmak, dünyada tek bir insanın dahi kapsam dışında kalmadan ortak hareket etmesi ve tedbirlere uymasıyla olacaktır. Dolayısıyla yaşadığımız bu süreç, bizlere toplumsal birlikteliğin ve farkındalığın önemini bir kere daha göstermiştir. Toplum yaşamı değişirken çalışma yaşamı bu değişim ve dönüşüm sürecinden en derin şekilde etkilenen alan olmaktadır. Özellikle sınırsız çalışma süreleri ile başlayan ve evden, kısa zamanlı, kısmi süreli çalışma gibi yöntemlerle hayatımıza giren esnek ve güvencesiz düzen, önümüzdeki dönemde kamu görevlileri bakımından da bir tehdit oluşturacak şekilde karşımıza çıkacak, teknolojik imkân ve araçlar daha yoğun bir biçimde çalışma hayatında kendisine yer edinecektir. 2018 yılından beri “Sendika 4.0” projemizle de dile getirdiğimiz üzere bazı mesleklerin ortadan kalkması, yeni mesleklerin ortaya çıkması, yüksek oranlı işsizlik, düşük ücretler, evden eğitim, uzaktan çalışma, esnek istihdam, yapay zekalı robotların iş hayatına katılması gibi büyük bir dönüşüm süreci bizleri beklemektedir.
Nitekim, geldiğimiz noktada uzaktan çalışma, internet üzerinden alışveriş yapma, elektronik ortamda görüşme ve toplantı düzenleme gibi gelişmeler hayatımızı kolaylaştırsa da perde arkasında pek çok çalışanın işini kaybetmesine ya da ücretlerinin düşmesine neden olmuştur.
Yaşadığımız pek çok olumsuzluğun yanında bu süreçte özellikle kamu çalışma hayatında yetkili görünen ama ortalarda hiç görünmeyen malum sendika ve konfederasyonların durumun vahametini kavrayamamış olmaları, geleceği görmekten uzak tutum ve yaklaşımları, toplu sözleşme görüşmelerinde ihanete varan vurdumduymazlıkları, kamu çalışanlarının ekonomik olarak her geçen gün biraz daha geriye gitmesiyle sonuçlanmıştır.
Yetkili sendikalar ve konfederasyonun bu gafleti, 2020 yılı içinde memur maaşlarının Dolar karşısında yüzde 13,2; altın karşısında yüzde 28,6; açıklanan enflasyon karşısında ise yüzde 3,04 erimesine neden olmuştur. Geçtiğimiz yıl 4 kişilik ailenin aylık zorunlu harcamaları 965,1 TL artarken memur maaşları ortalama 463,86 TL artmış, aile bütçesi aylık 501,24 TL daha açık vermiştir. 2021 yılının ilk yarısı için ise memur ve emekli maaşlarına öngörülen yüzde 3’lük zammın 1,68’i daha ilk ay enflasyonu ile geri alınmıştır. Vergi dilimlerindeki adaletsizlik, önümüzdeki dönemde yaşanacak enflasyon ve salgın nedeniyle oluşan belirsizlik 2021 yılının kamu çalışanları açısından çok daha zorlu geçeceğini göstermektedir.
Bu sene yapılacak toplu sözleşme görüşmeleri, 2023 yılına kadar memur ve emeklilerin kaderinin belirleneceği önemli bir dönemeçtir.
Genel seçimlerin normal şartlarda 2023 Haziran’ında yapılacağı dikkate alındığında bu toplu sözleşme, kamu görevlileri bakımından seçim öncesindeki son pazarlık imkânı olacaktır. Bu noktada kamu görevlilerimizin ve emeklilerin geleceği, bu yıl ağustos ayında gerçekleştirilecek toplu sözleşme görüşmelerinde yetkili olarak yer alacak sendikalara bağlanmıştır.
Bu nedenle önümüzdeki yetki dönemi kamu görevlilerimiz açısından hayati bir önem kazanmıştır. Hepimizin bildiği gibi 15 Nisan sendikalarını değiştirmek isteyen, 15 Mayıs ise bizlerle birlikte mücadeleye karar veren yeni üyelerimizle kucaklaşacağımız günler olacaktır. Teşkilat mensuplarımızın var gücüyle çalışarak bu gerçekleri kamu çalışanlarımıza anlatacağından ve Konfederasyonumuz ve sendikalarımızın yeniden yetkiyi alarak memurlarımızı en güzel şekilde temsil edeceğinden şüphem yoktur. Kamu çalışanlarının ekonomik uçuruma sürüklenmelerini önlemenin yegâne yolu budur.
Bugüne kadar verdiğimiz mücadele ile kamu görevlilerinin sahip olduğu hakların büyük çoğunluğunda emeği ve imzası olan ve her türlü olumsuz şarta rağmen üye sayısını istikrarlı bir biçimde artıran Türkiye Kamu-Sen ve bağlı sendikalarımız, siz değerli teşkilat mensuplarımızın gayretleriyle, bu süreçten de büyüyerek çıkacaktır.
İlkemiz önce ülkemiz düsturu ile yürüttüğümüz; çalışan, üreten, yol gösteren sendikacılık anlayışıyla beslediğimiz mücadelemiz, bugün dünyanın içinden geçmekte olduğu bu değişim döneminde kamu görevlilerinin en fazla ihtiyaç duyduğu olguları bünyesinde barındırmaktadır. Bundan sonra gerçek anlamda milli sendikalara ve yol gösterici anlayışa her zamankinden fazla ihtiyaç vardır. Ürettiği fikirler, geliştirdiği öneriler, getirdiği tedbirler ve geleceği öngören yaklaşımlarıyla Türkiye Kamu-Sen ve sendikalarımız geleceğin sendikacılığını inşa etmektedir.
Salgın sürecinde çok çalıştık, çok yorulduk ama asıl mücadele bundan sonra başlıyor. Gerçekleştirilecek toplu sözleşme görüşmelerine yetkili konfederasyon olarak katılmak, sendikalarımızın yetkiyi alarak kamu çalışma hayatında yaşanan travmayı bertaraf etmek için önümüzde tarihi bir dönemeç bulunmaktadır.
Bu tarihi günlerde her bir teşkilat mensubumuzun omuzlarına da tarihi sorumluluk yüklenmiştir. Kamu görevlilerimizin ihmalden kurtulmaları için son bir şans imkânı sunan bu günleri iyi değerlendirerek geleceğe Türkiye Kamu-Sen mührünü vurmak, siz kıymetli ve vefakâr teşkilat mensuplarımızın ellerindedir.
2023 yılına değin çok büyük ekonomik çalkantıların yaşanacağı bu dönemde, Türkiye Kamu-Sen ve sendikalarımızın toplu sözleşme masasında söz ve imza sahibi olması adına her zamankinden fazla gayret göstereceğinize inanıyor, bu kutlu yolda tüm teşkilatımıza muvaffakiyetler diliyorum.
Önder KAHVECİ
Genel Başkan