Hükümetin ikinci 100 günlük eylem planı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçtiğimiz günlerde açıklandı.
Hükümetin öncelik vereceği çok sayıda plan ve projenin arasında kamu görevlilerinin acil çözüm bekleyen sorunlarının ikinci 100 günlük planda da yer almaması, memurlar arasında büyük hayal kırıklığı yarattı.
Özellikle Ak Parti’nin seçim beyannamesinde yer alan ve polis, öğretmen, hemşire ve din görevlilerinin ek gösterge rakamlarının 3600’e yükseltileceği hususu da ikinci 100 günlük eylem planında yalnızca yer öğretmenler için değerlendirmeye alındı. Böylece seçim öncesinde söz verilen konularda dahi bir ipe un serme durumunun varlığı görüldü.
Her zaman ifade ettiğimiz gibi ek gösterge sorunu yalnızca belli unvanlardaki kamu görevlilerinin değil bütün memurlarımızın kanayan yarasıdır. Bilhassa ek gösterge uygulamasından hiç faydalandırılmayan yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları başta olmak üzere emekli maaşları son derece düşük olan tüm kamu görevlilerinin ek göstergelerle ilgili beklentisi vardır. Türkiye Kamu-Sen olarak yıllardır, kamu görevlilerinin emeklilik sorunlarının başında ek gösterge uygulamasının eksikliğinden kaynaklı sorunların geldiğini ifade etmekteyiz.
Dolayısıyla her ne kadar ikinci 100 günlük eylem planında yer verilmemiş olsa da ek gösterge rakamlarının bir an önce detaylı bir çalışma yapılarak hiyerarşik düzene göre yeniden belirlenmesi, ek gösterge alamayan personelin de bu uygulamadan faydalanmasının sağlanması, bütün memurların emekli maaşları için son derece önemli bir maaş unsuru olan ek gösterge rakamlarının bütün memurlar için 800 puan artırılması ve Ak Parti’nin seçim beyannamesinde yalnızca belli unvanlar için öngörülen ek gösterge artışının genele yayılması gerekmektedir. Bu konuda MHP Konya Milletvekili Sayın Mustafa Kalaycı’nın TBMM’ye sunduğu ve şu anda Plan ve Bütçe Komisyonu’na sevk edilmiş olan kanun teklifi mutlaka değerlendirmeye alınmalıdır. Konfederasyonumuz, ek gösterge sorununun ifade ettiğimiz biçimde ele alınarak ikinci 100 günlük eylem planına dahil edilmesini ve bir an önce çözüme kavuşturulmasını beklemektedir.
Bununla birlikte artan enflasyon rakamlarının memurlarımızın ekonomik durumlarında yarattığı tahribatın önlenmesi için bir tedbir düşünülmemiş olması da bizleri üzmektedir. Milyonlarca memur ve emekli bu yönde çıkacak bir ek zam kararını beklemektedir. Hatırlanacağı üzere 2019 yılına ilişkin enflasyon hedefleri güncellenmiş ve yüzde 15,9’a yükseltilmiştir. Buna karşın 2019 yılı memur maaş zamları ilk etapta hedeflenen %5 enflasyona göre tespit edilmiş rakamlardır. 2019 yılının bütün bütçesi %15,9 enflasyon hedefine göre dizayn edilirken yalnızca memur ve emeklilere yapılacak maaş artışlarının %5’lik enflasyon hedefine göre belirlenen oranlarda kalması haksızlıktır. Dolayısıyla bu eylem planında memurların 2019 maaş zamlarının da yeni enflasyon hedefine paralel olarak yeniden ele alınmasını beklerdik. Hükümetin ikinci 100 günlük eylem planının Mart 2019’da tamamlanacağı hesaba katılırsa önümüzdeki 100 günle birlikte geçecek 200 günde Hükümetin gündeminde memurların olmadığını görmekteyiz. Hatta seçim öncesinde verilen sözlerin bile eylem planına giremediği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Böyle bir durum kabul edilemez.
Hiçbir ekonomik sonuç doğurmayan, bütçeye ek yük getirmeyen bir konu olmasına rağmen sözleşmeli, vekil, geçici, ücretli, idari hizmet sözleşmeli gibi güvencesiz şekilde çalıştırılan kamu görevlilerinin kadro talebinin de ikinci 100 günlük planda yer almamış olması büyük bir eksikliktir.
Özellikle KİT çalışanları ve sözleşmeli personelin belini büken Gelir Vergisi dilimlerinin, öğretmen atamalarının, sağlıkçıların sorunlarının, kamu görevlilerine yönelik şiddetin, yardımcı hizmetler sınıfında çalışan personelin genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesinin, kamuda liyakat ve ehliyetin esas alınması için gerekli olan düzenlemelerin, mülakatın kaldırılmasının, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının düzenli olarak açılmasının, bakanlık, bağlı ve ilgili kurum ve kuruluşlarda kapatılan birimlerde çalışan kamu görevlilerinin mağduriyetlerinin giderilmesinin Hükümetin hiç gündemine giremediğini görmek kamu görevlileri arasında büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır.
Unutulmamalıdır ki, kamu hizmeti Devletin ve hükümetin görünen yüzüdür. Bu hizmeti sunanların mutluluğu ve refahı sağlanmadan kamu hizmetlerinin verimliliği ve etkinliği de sağlanamaz. Memurun yüzü gülmüyorsa Devletin de yüzü gülmüyor demektir. Kaldı ki, eylem planını hayata geçirecek olanlar da kamu görevlileridir. Dolayısıyla eylem planına kamu görevlileri mutlak surette girmek, sorunları çözülmek zorundadır.
Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında, Devletin en öncelikli konusunun liyakat, adalet ve hakkaniyet olması gerekirken, liyakatsiz atamalar neticesinde Devlet mekanizması içinde bazı zafiyetler yaşanmaktayken, sistemin düzeltilmesi için bir eylem planı hazırlanmalı ve aksaklıkların düzeltilmesine yönelik kararlar eylem planına eklenmelidir. Liyakat mekanizmasını yerle bir eden terfi ve atama sistemi, birilerinin adamı olmayana yaşam hakkı tanımayan mülakat sistemi gibi olumsuzluklar ortadan kaldırılmalıdır. Aksi halde devlet içinde yuvalanan terör örgütleri ile mücadelede başarı da güçleşecektir.
Biz Türkiye Kamu-Sen olarak eylem planında yer almasa dahi kamu görevlileri ve emeklilerini bütün sorunlarının çözümü noktasında her platformda bundan önce olduğu gibi bundan sonra da gayret göstereceğimizin bilinmesini istiyorum.
Bu vesile ile bütün vatandaşlarımızın yaklaşan yeni yılını kutluyor, yeni yılın milletimize, devletimize ve insanlığa hayırlar getirmesini, 2019’un tüm güzel beklentilerin gerçek olduğu bir yıl olmasını diliyorum.