Genel Başkanımız Önder Kahveci, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle aşağıdaki mesajı yayınlayarak, tüm çalışanların gününü kutladı.
"Bütün çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyoruz. “İlkemiz önce ülkemiz” parolasıyla, başta devletimizin birliği ve bütünlüğü; milletimizin kardeşlik, huzur ve mutluluğu olmak üzere “Dik baş, tok karın, mutlu yarın” diyerek kamu görevlilerimizin hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için mücadele ediyoruz. Türkiye Kamu-Sen olarak mücadelemizin, Devletimizin kuruluş felsefesine uygun bir biçimde, muasır medeniyet seviyesine ulaşmak için olduğunu özellikle vurgulamak isteriz.
Bizler, ekmek
kavgasının kutsallığına inanırız. Helal kazanç sağlarken hayatını kaybedenlerin
şehitlik mertebesinde değerlendirilmesi de emeğin mübarek bir değer olduğunu
ortaya koyar. Bu nedenle, alın terini akıtıp, evine ekmek götürme telaşında
olan çalışanlarımızın, hak ettiği saygıyı görmesi ve emeğinin karşılığını
alması gerekmektedir.
Çalışanın
hakkını alması için verdiğimiz mücadelede, sesimizin daha gür çıkması,
sorunlarımızın gündeme getirilmesi ve çözüm yollarının bulunması konusunda 1
Mayıs’ı bir fırsat olarak görüyoruz. Ülkenin toplam gelirinden, herkesin adil
miktarda pay alamaması, paylaşım sırasında belli grup ya da kişilerin
kollanması, gelir dağılımının bozulmasına, haksızlığa ve yersiz zenginleşmeye
neden olmaktadır. Haksız kazanç ve yersiz zenginleşmenin sonucunda; açlık ve
yoksulluk tehlikesiyle baş başa kalan ve çalıştığı halde geçimini sağlayamayan
bir toplum ortaya çıkar.
Ne yazık ki
günümüzde çalışmak, düşük ücretler nedeniyle artık yoksulluğu önlemeye yeterli gelir
sağlamamaktadır. Hiçbirimiz çalıştığı, çabaladığı halde yoksul olmak istemeyiz.
Kimsenin emeğinin sömürülmesine göz yumamayız. Bu noktada ortak çıkarlarımızı
korumak için bir araya gelerek, güç birliği yapmamız zorunlu hale gelir. Bu
nedenledir ki 1 Mayıs’ın; emeğinden başka sermayesi olmayan çalışan, işsiz,
yoksul, esnaf ve ev hanımlarının bir araya gelerek hakları için seslerini
yükselttiği ve güç birliği yaptığı gün olması gerektiğine inanıyoruz.
Geçtiğimiz yıl
milli mücadelemizin başlangıcının 100. yılı olması münasebetiyle 1 Mayıs’ı
milli mücadelemizin başlangıç noktası, Samsun’da büyük bir katılımla ve
coşkuyla kutlamış, milli birlik, milli egemenlik, milli devlet ve milli sendika
için her alanda yeniden milli bir mücadele başlattığımızı ifade etmiştik. Bu
yıl da 23 Nisan 1920’de elde ettiğimiz milli egemenliğimizin 100. yılını kutlamanın
coşkusu ve gururu içindeyiz. Ne yazık ki, küresel salgın nedeniyle bu coşkumuzu
alanlara, sokaklara, işyerlerine taşıyamıyoruz.
İçinden geçmekte
olduğumuz bu zor günlerde, hayatımızın normal akışında seyretmesi işçisinden
memuruna, zanaatkarından esnafına kadar her şart altında fedakârca emek
harcayan çalışanlarımız vasıtasıyla mümkün olmaktadır. Bugün salgına karşı en
büyük gücümüz, başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere bütün kamu
görevlilerimizin ve çalışanlarımızın fedakâr hizmetleridir. Hepimizin sağlık
kaygısı nedeniyle evlerine kapandığı şu günlerde devletimizin posta, zabıta,
belediye, itfaiye, güvenlik, ulaşım, vergi, tapu, tarım ve ormancılık, diyanet,
eğitim, sağlık, kültür, sanat, elektrik, su, altyapı hizmetleri kesintisiz
olarak devam ediyorsa elbette bunu canları pahasına hizmet yürüten kamu
görevlilerimize borçluyuz.
Böylesine olağanüstü
bir dönemde kamu hizmetlerinin devamlılığının ve güvenceli istihdamın önemi bir
kere daha ortaya çıktı. Kamu görevlilerinin taleplerinin beyhude bir istek değil
bir gereklilik olduğu bir kere daha görüldü. Yaşananlar, bizlere emeğin ne
denli kutsal bir değer olduğunu bir kere daha gösterdi.
Bugüne kadar
uygulanan sosyal ve ekonomik politikalar, işsizliği, sözleşmeli, güvencesiz,
esnek ve kuralsız çalışmayı yaygınlaştırdı, reel ücretler azaldı, geçim
zorlaştı. Salgın nedeniyle işsizlik daha da arttı, gelir düştü, güvencesiz ve esnek
çalışmanın temel çalışma sistemi olabileceği dahi tartışılmaya başlandı.
Salgından sonra
özellikle çalışma hayatının büyük bir dönüşüm yaşayacağı açıktır. Bu dönüşümün
çalışanlarımız aleyhine, güvencesizliği körükleyecek, ücretlerin düşmesine neden
olacak şekilde gelişmemesi için daha fazla örgütlenmeye ve her zamankinden daha
fazla mücadeleye ihtiyacımız olacaktır. İçinde bulunduğumuz durum, yalnızca
ülkemizin değil tüm dünyanın ortak sorunudur. Bizler bu sürecin haklarımızın kısıtlanmasına
değil emeğin ve emekçinin değerinin anlaşılarak haklarının teslim edilmesine
vesile olmasını istiyoruz.
Tüm çalışan
örgütleri; bundan sonra görüş ayrılıklarını bir kenara komalıdır. İşçisiyle,
memuruyla, işsizi ve emeklisiyle hep birlikte büyümesine katkıda bulunduğumuz
milli gelirin hakça paylaşılması, sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesi
ancak adaletsizliğe “dur” diyen bireyler ve kurumların çoğalmasıyla mümkün
olacaktır.
Her zaman ifade
ettiğimiz gibi biz,
Türkiye Kamu-Sen olarak dayanışma ruhu içinde bir araya geldiğimiz, demokratik ve sosyal haklarımızı elde ettiğimiz, adaletli bir yapı içinde, yeniden meydanları coşkuyla doldurduğumuz 1 Mayıslarda buluşmak dileğiyle, tüm çalışanlarımızın Emek ve Dayanışma Gününü kutluyoruz."
Önder KAHVECİ
Genel Başkan