Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 2019 yılı için uygulanacak gelir vergisi dilimlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ülkenin vergi yükünü çalışanların çektiğini hatırlatan Kahveci, “Asgari ücretlilerde olduğu gibi tüm kamu çalışanlarının gelir vergisi oranı %15’e sabitlenmeli.” dedi.
Kahveci açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“2019 yılına ilişkin olarak gelir vergisi dilimleri açıklanmış bulunuyor. Bu yıl %15’lik vergi dilimine giren toplam kazanç tutarının üst limiti 14 bin 800 liradan 18 bin liraya yükseltildi. Her ne kadar bu artış, geçtiğimiz yıllara oranla daha makul olsa da sözleşmeli çalışanlar başta olmak üzere kamu görevlilerinin bir üst vergi dilimine geçmesini önleyecek ve vergide adaleti sağlayacak bir rakam olmaktan oldukça uzak bir seviyede bulunuyor.
Hepimizin bildiği gibi ülkede gelir dağılımını düzenleyen politikaların başında vergi düzenlemeleri gelmektedir. Bu düzenlemelerin temel amacı çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almaktır. Bu yolla daha çok kazanandan toplanan vergiler kamu hizmetleri ve sosyal yardımlar yoluyla düşük gelirli kesimlere kaynak olarak aktarılır ve gelir dağılımında adalet sağlanır.
Ne yazık ki ülkemizde ağırlıklı olarak dolaylı vergilendirme uygulanmakta, kaynağından kolay tahsilat sağlandığı için ücretlilerden alınan gelir vergisi, toplam vergi gelirleri içinde yüksek bir paya sahip olmaktadır. Çalışanlar kısa sürede en alt vergi oranı olan %15’lik limiti aşmakta ve büyük oranda %20-%27 oranında gelir vergisi ödemektedir. Hal böyle olunca ödedikleri vergi miktarı yükseldiği için yıl ortasında çalışanların geliri düşmekte ve büyük bir mağduriyet ortaya çıkmaktadır.
Türkiye Kamu-Sen olarak yıllardır bu sorunun giderilmesi için çeşitli çözüm yolları öneriyoruz. Bugüne kadar çalışanların gelir vergisi mağduriyetine yönelik herhangi bir adım atılmaması düşündürücüdür. Bu durum ülkemizde toplam gelir vergisi tahsilatının yaklaşık %50’sinin GSYİH’nın yalnızca %7’sini alabilen çalışan kesim tarafından ödenmesi sonucunu doğurmaktadır. Vergi politikalarındaki bu adaletsizlik nedeniyle, zaten düşük ücret alan ve büyük ölçüde ülkenin en fakir kesimini oluşturan kamu görevlileri, KİT çalışanları, işçiler ve asgari ücretliler kısa sürede bir üst vergi dilimine tabi olmakta, maaşları düşmekte ve temmuz ayında aldıkları maaş zammının büyük bölümü, artan gelir vergisi ödemesine gitmektedir. Bu yıl da yeniden değerleme oranı %23,73 olarak belirlenmesine rağmen gelir vergisi dilimleri, yeniden değerleme oranının bile altında artırılmıştır. Bu da vergi diliminde yaşanan olumsuzlukların süreceği, çalışan üzerindeki vergi yükünün biraz daha artacağı anlamına gelmektedir.
Zaten artan enflasyon karşısında hedef enflasyonun bile altında maaş zammı alacak olan kamu görevlileri, 2019 yılında bir darbe de gelir vergisi nedeniyle yiyecektir. Bu nedenle çalışanlarımız üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi zorunlu hale gelmiştir.
Yıllar içinde gelir vergisi dilimleri öylesine düşük oranlarda artırılmıştır ki, artık asgari ücretliler dahi bir üst vergi dilimine geçmektedir. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı yayınladığı bir tebliğ ile asgari ücretlilerden alınacak gelir vergisi oranını %15’te sabit tutmuştur.
Vergi adaletsizliğinin giderilmesi için böyle bir uygulama, bütün çalışanlar için de hayata geçirilmeli ve bütün kamu görevlilerinin gelir vergisi oranı %15 olarak belirlenmelidir.
Adil bir gelir dağılımı sağlamak, sosyal devlet ilkesini benimsemiş olan ülkemiz için bir zorunluluktur. Bu nedenle gelir dağılımının daha adaletli bir şekilde gerçekleşmesinin ana unsuru olan vergi politikalarının çalışanlar lehine düzenlenmesini istemek her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının anayasal hakkıdır.
Türkiye Kamu-Sen olarak yıllardır çalışanların üzerinde ağır bir yük olan gelir vergisi sorununun bir an önce çözülmesini istiyor ve bu konunun ülkemizi idare edenlerin yükümlülüğünde olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.”