Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 27 yıl önce yaşanan ve yürekleri dağlayan Hocalı katliamına ilişkin bir mesaj yayınladı.
“Bundan 27 yıl önce, tüm dünyanın kahreden bir sessizliğe büründüğü bir gece, Ermeniler Azerbaycan’ın Karabağ bölgesini işgal ettiler” diyen Genel Başkan Kahveci, “İşgalciler, yalnızca bir gün içinde tümü savunmasız 63 çocuk, 106 kadın, 70 yaşlı olmak üzere 613 kişiyi katlettiler” dedi.
“Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali ile yaşanan dram, Hocalı ile de sınırlı değildir. İşgallerde toplam 20 bin Azeri Türk’ü şehit edilmiştir. 49 bin kişi yaralanmış; işgal, Azerbaycan’ı 60 milyar dolarlık ekonomik zarara uğratmıştır.” diyen Genel Başkan Kahveci, “Bugün Azerbaycan topraklarının beşte biri Ermeni işgali altında inim inim inlemekte, 1 milyon 200 bin Azerbaycan Türkü asırlardır yaşadıkları Karabağ’dan uzakta, adeta sürgün hayatı yaşamaktadır” dedi.
Genel Başkan Önder Kahveci mesajında şu ifadelere yer verdi;
Bundan 27 yıl önce, tüm dünyanın kahreden bir sessizliğe büründüğü bir gece, Ermeniler Azerbaycan’ın Karabağ bölgesini işgal ettiler. 26 Şubat 1992 günü, insanlık tarihinin en kara günlerinden biri yaşandı. İşgalciler, yalnızca bir gün içinde tümü savunmasız 63 çocuk, 106 kadın, 70 yaşlı olmak üzere 613 kişiyi katlettiler. Ayrıca, 487 kişi ağır yaralandı ve 1275 kişi ise rehin alındı.
Ermeniler yakaladıkları herkese işkence yaptı. Katliamı Ermenilerle ortaklaşa yapan Rusların Izvestiya gazetesi şöyle yazıyordu: “Çocukların kulakları, bir kadının yüzünün bir kısmı, kesilmiştir. Erkeklerin kafa derileri yüzülmüştür…”, “…Ben tepede yüzden fazla ceset gördüm. Bir erkeğin kafası kopartılmıştı…” Fransızların ünlü gazetesi Le Monde ise katliamı şöyle anlatıyor: “…Ağdam’daki yabancı gazeteciler, Hocalı’da öldürülmüş kadın ve çocuklar arasında kafa derisi soyulmuş, tırnakları sökülmüş insanlar görmüşler…” Bunlar bir aldatmaca, bir abartı değil; uluslararası tarafsız kaynaklarca tescillenmiş, tamamıyla belgeli gerçeklerdir. Ama ne yazık ki, tamamı kayıtlara geçirilmiş, tanıkları olan, fotoğrafları olan bir katliam için sözbirliği etmişçesine dünya ülkelerinden hiçbir tepki gelmemektedir.
Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali ile yaşanan dram, Hocalı ile de sınırlı değildir. İşgallerde toplam 20 bin Azeri Türk’ü şehit edilmiştir. 49 bin kişi yaralanmış; işgal, Azerbaycan’ı 60 milyar dolarlık ekonomik zarara uğratmıştır. Bugün Azerbaycan topraklarının beşte biri Ermeni işgali altında inim inim inlemekte, 1 milyon 200 bin Azerbaycan Türkü asırlardır yaşadıkları Karabağ’dan uzakta, adeta sürgün hayatı yaşamaktadır.
Türkiye Kamu-Sen olarak kanlı ellerin, insanlığın hafızasına küflü demirlerle kazıdığı soykırımın acısını bugün de iliklerimize kadar hissediyoruz. Biz her gün dünyanın her köşesindeki mazlum milletler için gözyaşı döküyoruz. Canımız, kanımız, öz kardeşimiz olan bir milyon 200 bin Azerbaycan Türkünün topraklarından sürülüp zorunlu göçe tabi tutulduğunu, kendi öz vatanlarından kaçkın olduklarını unutamayız. Tren vagonlarında doldurulan insanlık dışı bir yaşamın bedelini, dünyaya gelmemiş ana karnındaki bebekler öderken ömrünün son deminde vatan toprağının kokusunu bir kere daha duysaydım diye dua eden aksakallılarımızı, ninelerimizi, çektiği çileden genç yaşta kocamış genç insanlarımızı unutmamızı hiç kimse beklememelidir. Ermenilerce, bedenlerine haç dağlanmış soydaşlarımızın, baharları kışa dönmüş genç kızlarımızın acıları yüreğimizde dururken, bazı ülkelerin bütün bu yapılanları görmezden gelip, bizlere insanlık dersi vermeye kalkması ne kadar da acıdır.
Biz, Türk milleti adına bir kez daha haykırıyoruz: Azerbaycan ve Türkiye toprakları bizim namusumuzdur. Türkiye ve Azerbaycan’ın bir can olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz. Bunun içindir ki Azerbaycan bizim komşu ülkemiz değil, 400 milyon Türk’ün yaşadığı coğrafyada göz bebeğimizdir. Bilinmelidir ki, bizim için Ankara, Adana, Kars, Ardahan nasıl vatan toprağıysa; Karabağ da vatanımızın toprağıdır, Türkün öz yurdudur. Bundan 27 yıl önce Hocalı’da insanlık ayıbının yaşandığı, soykırımın dünyanın gözleri önünde yapıldığı ama Batı’nın sessiz kaldığı, Türk’ün yüreğinin sızladığı bir dram yaşanmıştır. Hocalı katliamı, tüm dünyanın gözü önünde işlenen toplu bir cinayet olmasına rağmen sözde medeni ülkelerce ağız birliği yapmışçasına göz yumularak sessiz sedasız kabullenilmesi hazin bir durumdur.
Bu bakımdan, Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarını derhal terk etmeli, Birleşmiş Milletlerin aldığı kararlara uygun şekilde davranmalı ve Hocalı Katliamının hesabını vermelidir. İnsanlık ve vicdanlar ancak bu şekilde huzur bulacaktır. Bugün kendilerini mazlum millet olarak dünya kamuoyuna pazarlayan zalimler iyi bilsinler ki zulüm, ancak zalimlerin harcıdır ve Türk milleti, bu zalimlerden mutlaka ama mutlaka hesap soracaktır.
Bu vesile ile gerek Hocalı katliamında gerekse Karabağ işgali sırasında şehit edilenler başta olmak üzere, dünyanın her köşesinde zulme uğrayanların ve gelmiş geçmiş tüm aziz şehitlerimizin ruhları önünde minnet ve saygıyla eğiliyorum. Ruhları şad olsun.