Açıklanan Haziran ayı enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Ocak-Haziran arasında maaşlar resmi olarak 34,9 puan yani, tam 2.382 TL erimiştir. Alım gücündeki bu azalma cebimize daha yüksek oranlarda yansımaktadır” diyerek, “Memur ve emeklilerin alım gücünü korumak için bir an önce ek tedbirler alınmalıdır” çağrısını bir kez daha yineledi.
Genel Başkan Kahveci;
“Haziran ayı enflasyon rakamları açıklandı. Buna göre Haziran ayında mal ve hizmet fiyatlarına ortalama %4,95 zam geldi. Altı aylık enflasyon toplamda %42,35 oldu. Yılbaşında memur ve emeklilerin maaşlarına 6 ay için %7,5 zam yapılmıştı.
Ocak-Haziran arasında maaşlar resmi olarak 34,9 puan yani, tam 2.382 TL erimiştir. Alım gücündeki bu azalma cebimize daha yüksek oranlarda yansımaktadır.
Gıda, akaryakıt, ulaşım, ısınma gibi giderlere açıklanan enflasyonun da üzerinde zam geldiği bu günlerde ailenin aylık harcaması da normalin üzerinde artmaktadır.
Artık aylık enflasyon bile neredeyse memurlara yıllık olarak verilen zammın üzerinde gerçekleşmektedir.
Bu durum erimeden 6 ay sonra ödenecek enflasyon farkıyla telafi edilebilir olmaktan öteye geçmiş, daha farklı tedbirler gerektiren bir sorun haline gelmiştir.
Zaten enflasyon farkı vermek gerçek anlamda sıfır zam anlamına gelmektedir. Böyle yüksek enflasyon dönemlerinde ise maaşlarda aylık olarak yaşanan erime büyük miktarlara tekabül ettiğinden aile bütçesini normalden daha fazla zorlamaktadır.
Memur ve emeklilerin alım gücünü korumak için bir an önce ek tedbirler alınmalıdır. Önce zararlar telafi edilmeli, sonra erime durdurulmalı, daha sonra da alım gücü yükseltilmelidir. Buna göre:
1. Memur ve emeklilere ek zam yapılarak maaşlar yükseltilmelidir.
2. Refah payı uygulaması kalıcı hale getirilerek, maaşlar enflasyona karşı koruma altına alınmalıdır.
3. Enflasyon farkı oluşması halinde ortaya çıkan fark maaşlara aylık olarak derhal yansıtılmalıdır.
Memur ve emeklilerimizin enflasyona yenik düşmemesi için bu uygulamalar bir an önce hayata geçirilmelidir. Aksi halde yapılacak artışlar, önümüzdeki birkaç ay içinde yine eriyecek, alım gücü düşecek, memur ve emekli geçim acziyeti yaşayacaktır”