Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Malazgirt Zaferinin 949. Yıl dönümü nedeniyle bir kutlama mesajı yayınladı.
“Sultan Alparslan komutasında kazandığımız 26 Ağustos 1071’de Malazgirt Zaferi kapılarını açtığımız ve vatan yaptığımız bu topraklarda, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir” diyen Genel Başkan Önder Kahveci, “Sultan Alparslan’ın anahtarını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tapusunu gelecek nesillere teslim ettiği bu vatanda, atalarımızdan emanet aldığımız bu devleti mutlu, müreffeh, aydınlık yarınlara taşımak hepimizin görevi; onu ne pahasına olursa olsun korumak boynumuzun borcudur” dedi.
Genel Başkan Önder Kahveci mesajında şu satırlara yer verdi;
“Tarihimizin dönüm noktalarında zaferler elde ettiğimiz ağustos ayında, Türk milletinin Anadolu’daki hakimiyetini ve bu toprakların ebedi vatanımız olmasını sağlayan Malazgirt Zaferi’nin 949. yıldönümünü coşku ve gururla kutlamaktayız.
Sultan Alparslan komutasında kazandığımız 26 Ağustos 1071’de Malazgirt Zaferi kapılarını açtığımız ve vatan yaptığımız bu topraklarda, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Aziz milletimizin Türkistan içerinden başlayan kutlu yolculuğu, Malazgirt Zaferi ile bambaşka bir boyut kazanmış, medeniyetlerin beşiği Anadolu, Türk milletinin hakimiyeti altına girmiştir.
Bu kutlu zafer, Anadolu ile Türk kültürlerinin bütünleşmesi neticesinde yüksek bir medeniyet doğmasına yol açarken yaklaşık bin yıldır süren bu topraklarda var olma mücadelemizin de başlangıcı olmuştur. O tarihten beri Batı’nın Türk milletini Anadolu’dan kazıyıp atma girişimleri hiç son bulmamış, kimi zaman ordularıyla kimi zaman hile ve fitneleriyle milletimize ve devletimize saldıran bu güçler, her seferinde Türk milletinin çelikleşmiş iradesi karşısında bozguna uğramıştır.
Milletimizin içine nifak tohumları saçmak isteyenler, topraklarımızda gözleri olanlar, yıllardır planlı bir şekilde esaret altına aldıkları fikirleri ve vicdanları da kullanarak bir kere daha devletimize ve milletimize karşı büyük bir saldırı daha başlatmış durumdadır. Coğrafyamızda gidişat hiç de iyi görünmemekte, küresel güçler ülkemizi de kapsayan bölgede kanlı bir hesaplaşmanın provalarını yapmaktadır.
Irak ve Suriye’de oluşturulan istikrarsızlık vasıtasıyla ülkemize dayatılan terör oluşumu, Ege’de şımartılarak karşımıza sürülen Yunanistan’ın karasularımızı gasp etme çabaları, Akdeniz’de küresel güçlerin yolumuzu kesme gayretleri, kardeş ülkemiz Azerbaycan’a yapılan saldırı girişimleri, Libya’da Türk’e karşı birleşen dünya devletleri göz önüne alındığında yurdumuzun nasıl bir kuşatma altında olduğu anlaşılmaktadır. Bu şart altında hem anavatan hem mavi vatan hem de gök vatanımızı bir bütün olarak kabul edip savunma hattımızı en uzak etki alanımızda kurarak canımız pahasına korumak, bu coğrafyada varlığımızı korumanın yegane anahtarıdır.
Sultan Alparslan’ın anahtarını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tapusunu gelecek nesillere teslim ettiği bu vatanda, atalarımızdan emanet aldığımız bu devleti mutlu, müreffeh, aydınlık yarınlara taşımak hepimizin görevi; onu ne pahasına olursa olsun korumak boynumuzun borcudur.
İçinde bulunduğumuz durum ne denli can sıkıcı da olsa, düşman sayıca çok, imkânca fazla da olsa, Türk milletinin yüreğindeki iman, cesaret ve kararlılık her türlü gücün üzerindedir. Çünkü biz, Bizans topraklarında ilerlerken; “250 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor.” diyen haberciye; “Endişelenme, biz de 27 bin kişilik kuvvetle onlara yaklaşıyoruz.” diyen ve muhteşem bir zaferle bu güzel toprakları bizlere vatan yapan Sultan Alparslan’ın nesliyiz.
Biz, hiçbir imkânı yokken bağımsızlık uğruna yalnızca canını ortaya koyarak “Ya istiklâl ya ölüm” parolasıyla yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk’ün fikriyatını, hürriyetimizin müdafaasında ve geleceğimizin inşasında temel olarak kabul etmiş bir milletiz. Geçmişiyle bütünleşen ve büyük bir gelecek hayali ile yanıp tutuşan Türk milletini bölmeye, yok etmeye, esaret ve vesayet altına almaya kimsenin gücünün yetmeyeceğine yürekten inanıyorum.
Türkiye Kamu-Sen olarak bizlere Anadolu’nun kapılarını açan Sultan Alparslan’dan başlayıp, kanlarıyla bu toprakları vatan yapan kahramanlarımıza; düşman postalları altında inim inim inlerken küllerinden yeniden doğmasını sağlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına; vatanı, milleti ve ülkesi için canlarını vermekten çekinmeyen tüm gazi ve şehitlerimize minnettarız. Onların emanetlerini kutsal bilip canımız pahasına sahip çıkacağımıza dair söz veririz. Şehitlerimizin ruhları şad; milletimizin Malazgirt Zaferi kutlu olsun”