Genel Başkan Önder Kahveci, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile, Memur-Sen'in serzenişlerine cevap verdi. Sendikal zemini Memur-Sen'in kirlettiğini hatırlatan Kahveci, "sendikacılığı kirletenlerin bu kirlilikten şikayet etmeleri inandırıcı değildir" dedi. Genel Başkan açıklamasına şu şekilde devam etti:
"Sendikacılık yapmadan, yalnızca idarecilerin baskısıyla, korkutma ve tehditle kolay yoldan üye yapmayı alışkanlık haline getiren malum konfederasyon artık duvara dayanmış, dağılma sürecine girmiştir. Görülmektedir ki kamu görevlilerimiz bunların yıldırma politikalarına prim tanımayacaklardır. Yıllardır esir ettikleri çalışanlar, esaretten kurtulur kurtulmaz çıkışa koşmaktadır.
Sanki yıllardır liyakat ilkesini ayaklar altına alan, kendilerinden olmayan hiçbir yöneticiye tahammül edemeyen, haksızlığın her türlüsünü uygulayarak kamuda kendileri dışında bir oluşuma hayat hakkı dahi tanımak istemeyen bunlar değilmiş gibi bir anda sendikal özgürlükleri hatırlayıp, baskı gördüklerini iddia etmektedirler.
Kurulduğu günden beri Türkiye Kamu-Sen üyelerinin görmediği baskı kalmamıştır. Yıllar boyunca oradan oraya sürülen, hakkı yenen, özellikli birimlerde çalıştırılmayan, görevde yükselmeleri engellenen üyelerimiz büyük bir özveriyle kamu hizmetlerini en iyi şekilde sürdürmüş, Türkiye Kamu-Sen bir kale gibi bütün haksızlıkların karşısında tek başına yiğitçe direnmiştir.
Unutmayalım ki, rüzgâr eken fırtına biçer. Gücü eline geçirince sendikal alanı hoyratça kirletenlerin, şimdi bu pislikten yakınmaları inandırıcı değildir. Daha dün bir bugün iki… Kolay yoldan üye yapma dönemi sona erince ellerinden oyuncağı alınmış çocuklar gibi feryat figan ortalığı ayağa kaldıran bu sendikalar, Türkiye Kamu-Sen’in gördüğü baskı ve dışlanmışlığın hangi birini görmüştür ki, sesleri bu denli yeri göğü inletmektedir!
Bu zamana kadar dikensiz gül bahçesinde mutlu mesut sendikacılık yaptığını zanneden tatlı su sendikalarının üyelerinin hakları için çetin mücadele süreçlerinde, gerçek sendikacılık zemininde hayatta kalabilmeleri mümkün değildir.
Bu dönem daha ilk günden bu sendikalar için bir turnusol kâğıdı olmuş, bunların sendikal mücadeleyi göğüsleyebilme, üyelerinin hak ve çıkarlarını koruyabilme kabiliyetlerinin kalmadığı, ayan beyan ortaya çıkmıştır.
Bu sendikalar için mukadder olan, yolun sonu görünmektedir. Aldıkları mazlumların ahı çıkacak, çırpındıkça batacaklardır."