Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yapmış olduğu 2021 Temmuz ayına ait asgari geçim endeksi sonuçları açıklandı.
Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Temmuz 2021 fiyatlarına göre yapılan araştırmada çalışan tek kişinin yoksulluk sınırı 4.295,76 TL olarak hesaplanmıştır. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi ise 8.950,71 lira olarak belirlenmiştir. Sonuçlar, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin bir önceki aya göre 145,74 TL, %1,66 oranında arttığını göstermektedir.
Çalışan tek kişinin açlık sınırı ise bir önceki aya göre 78,21 TL, %2,39 oranında yükselmiş ve 3.348,72 lira olarak hesaplanmıştır. Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise Temmuz ayında 3.302,08 lira olarak tahmin edilmiştir.
Yapılan araştırmada, 4 kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için gerekli harcamanın Temmuz 2021 verilerine göre günlük 70,331 lira olduğu belirlenmiştir. Ailenin aylık gıda harcaması toplamı ise 2.109,93 lira olmuştur.
Temmuz 2021 itibari ile ortalama 4.212,37 TL ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının %40,48’ini oluşturmuştur. Türkiye İstatistik Kurumu verilerinde 1.192,15 lira olarak belirlenen kira gideri ise Temmuz 2021 ortalama maaşının %22,87’sine denk gelmiştir.
Buna göre bir memur, ortalama maaşının %63,35’ini yalnızca gıda ve barınma harcamalarına ayırmak zorunda kalmıştır. Diğer ihtiyaçlarını karşılamak için ise maaşının %36,65’i kalmıştır.
Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması için Temmuz 2021 maaşından geriye yalnızca 1.910,33 TL kalmıştır.
Buna göre anılan dönemde açlık sınırındaki artış TÜFE’den %10,25 daha fazla olmuştur.
KAHVECİ: HÜKÜMETİN REVİZE EDECEĞİ YENİ RAKAMDAN ETKİLENECEK YAKLAŞIK 25 MİLYON VATANDAŞIMIZI MUTLU ETMEK, HAKKANİYETLİ BİR TEKLİF İLE MÜMKÜNDÜR
Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezimizin yapmış olduğu Temmuz 2021 asgari geçim sonuçlarını değerlendiren Genel Başkanımız Önder Kahveci, revize edilecek rakamın hakkaniyet çerçevesinde belirlenmesi çağrısını yineledi.
Yaşanan enflasyonun hissedilebilir derecede vatandaşımızı etkilediğine dikkat çeken Kahveci şu açıklamalarda bulundu:
“6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri devam ederken, Ar-Ge Merkezimizin hazırlamış olduğu açlık ve yoksulluk sınırı açıklaması taleplerimizde ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha gösterdi. 2 Ağustos'ta başlayan zam pazarlığı sürecinde hükümet kanadı geçtiğimiz günlerde teklifini açıklamış, 2022 yılında yüzde 5 + 6, 2023 yılı için ise yüzde 6 + 6 zam teklifinde bulunmuştu. Taleplerimizin yarısını bile karşılamayan bu teklifin tarafımızca kabul edilmesi mümkün değildir.
Yıllık resmi enflasyon %18,95 seviyesinde iken ve 2021 yılında da enflasyonun %20 dolayında gerçekleşeceği öngörülüyorken, enflasyonun düşürüleceği yönünde varsayımlar üzerinden yola devam etmek tartışmaya bile kapalıdır. 2022 yılında Türkiye’de yıllık enflasyonun en iyimser tahminle %15 olacağı düşünülmektedir. Yani önümüzdeki iki yıllık süre içinde enflasyon toplamda en az %35-40 dolayında gerçekleşecektir. Açlık ve yoksulluk sınırı da her geçen ay artmaya devam etmektedir. Yaptığımız çalışmaya göre cebimize yansıyan enflasyon açıklanandan %10,25 daha fazladır.
Kamu çalışanları için hak mücadelesi verdiğimiz bu yolda, taleplerimizde üç tane temel dayanak esas aldık. Birincisi gerçekleşen enflasyon, ikincisi refah payı uygulaması, üçüncüsü ise geçmiş dönemlerin kayıplarının karşılanması. Seyyanen zam talebimizin altında yatan en temel gerekçe de budur.
Şu bilinmelidir ki, memurlarımızı mutlu etmeyecek hiçbir öneriyi kabul etmeyiz.
Yetkililerce ifade edilen “Memurlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” sözünün gerçekleşmesini; Sözleşmeli personelin haklarının memurlarla eşitleneceği, 3600 ek gösterge teklifimizin kabul edildiği, refah payı uygulamasının değerlendirileceği sözlerinin adının konmasını da bekliyoruz.
Türkiye Kamu-Sen olarak bizler, reel kayıplarımızın karşılanmasını ve ekonomik büyümeden ve artan milli gelirden bir çalışan olarak hak ettiğimiz payı almak istiyoruz. Taleplerimiz kamu çalışanlarını rahatlatacak makul seviyededir.
Hükümetin revize edeceği yeni rakamdan etkilenecek yaklaşık 25 milyon vatandaşımızı mutlu etmek, hakkaniyetli bir teklif ile mümkündür. Tüm mücadelemiz bunun için olacaktır.”