Türkiye Kamu-Sen’in Türkiye genelinde gerçekleştirdiği istişare toplantılarına Kastamonu ile devam etti.
Genel Başkanımız Önder Kahveci, konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın Genel Başkanları, Genel Merkez Yöneticileri, Şube Başkanlarımız, il temsilcilerimiz ve üyelerimizin katıldığı Kastamonu istişare toplantısında konuşma yaparak gündemin önemli konularını değerlendirdi. Konuşmasını başında 12 Mart İstiklal Marşının kabulünün 98. yıldönümünü kutlayan Kahveci, "İçinde bulunduğumuz durumun vahametine aldırmaksızın her daim hakkı savunmayı öğütleyerek İstiklâl Marşımızı hediye eden Mehmet Akif Ersoy’u bir kere daha rahmetle anıyorum. Bizlere bu güzel vatanı, bu erdemli Devleti miras bırakan kahramanlarımızın emanetlerini kutsal bilip, canımız pahasına sahip çıkacağımıza dair söz verirken, Akif’in dediği gibi “Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın" dedi.
KAHVECİ: İŞ GÜVENCESİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR, BUNDAN TAVİZ VERMEYİZ
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve iş güvencesi noktasında yapılan tartışmalara değinen Genel Başkan Kahveci, "İş güvencemize yönelik atılacak her türlü adımın karşısında olacağımızı bir kez daha buradan ilan ediyorum" dedi. Kahveci, "657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile ilgili zaman zaman gündeme gelen tartışmalar var. Türkiye Kamu-Sen bu konuda tavrını net bir biçimde ortaya koymuştur ve hazırladığımız bir kitapçıkla bunu kamuoyuna da ilan ettik daha önce. Değişecekse böyle değişsin” diyerek 657’de yapılabilecek düzenlemeleri paylaştık. Bu noktada elbette bizim kırmızı çizgimiz bellidir, o da iş güvencesidir. İş güvencesine yönelik atılacak hiç bir adıma asla müsaade etmeyiz ve karşısında dururuz. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak her türlü güvencesiz çalışmanın karşısındayız. Adı sözleşmeli, vekil, geçici, idari hizmet sözleşmeli ya da ne olursa olsun içinde iş güvencesi barındırmayan istihdam modellerinin hepsinin karşısındayız.
İş güvencemiz dışında, bugüne dek yapılan değişiklerle adeta yamalı bohçaya dönen 657’de yapılması düşünülen değişiklikleri oturur konuşuruz. Görüş ve taleplerimizi ortaya koyarız. Taleplerimize uygun ve mutabakat halinde 657’nin yeniden düzenlemesinin önünü hep birlikte açabiliriz. Bu değişiklikler içerisinde liyakati, ehliyeti değiştirilemez ve sulandırılamaz bir kural haline getirmeli, senin benim adamım ya da birilerinin adamları düşüncesinin önünü açan mülakat sistemini kökten kaldırmalıyız. Bu yönde bir irade gösterilirse Türkiye Kamu-Sen olarak bütün birikiminizle bu kanunun günümüz gereklerine uygun, çalışan odaklı bir hale getirilmesi için her türlü katkıyı sağlamaya hazırız.
Nitekim Türkiye Kamu-Sen’in Sendika 4.0 projemizin temelinde diyalog ve mevcut sorunlarla gelecekte önümüze çıkabilecek sorunların bir platformda tartışılarak düzenli bir şekilde öneriler oluşturulması yatmaktadır. Bundan 54 yıl önce iyi niyetle çıkarılmış bir kanun sonradan yapılan müdahaleler neticesinde amacından sapma noktasına gelmiş, içine farklı istihdam modelleri eklenmiş, maaş sistemi karmaşık bir hale getirilmiş, daha sonra sosyal güvenlik sisteminin değişmesiyle emeklilik uygulamaları 3 başlı bir yapıya dönüşmüştür. Bugün gelinen noktada ise bir revizyon kaçınılmaz hale gelmiştir. Türkiye Kamu-Sen bu noktada elini taşın altına koymaya hazırdır” dedi.
KAHVECİ: 2019 MAAŞ ARTIŞLARININ BÜYÜME VE REFAH PAYI DA EKLENEREK GÜNCELLENMESİNİ TALEP EDİYORUZ
“2017 yılında imzalanan toplu sözleşme, memur ve emeklinin idam fermanı olmuştur” diyen Genel Başkan Kahveci, “Hatırlayacağınız gibi memur maaşları 2018 yılında toplamda %13 oranında arttı ama enflasyon %20,3 olarak gerçekleşti. Dolayısıyla 2018 yılı memur ve emeklilerin hanesine zarar olarak yazıldı. 2019 yılının ilk altı ayı için ise yalnızca %4’lük bir artış öngörüldü. 2019 yılı enflasyon hedefinin %5’ten %15,9’a çıkarılması, asgari ücrete yapılan %26,02’lik zam, yeniden değerleme oranlarının %23,73 olarak belirlenmesi, motorlu taşıtlar vergisinin %15,9 oranında artırılması, 2019 yılında memur maaşlarına yapılması gereken artışların alt limitini de ortaya koymaktadır. Ama 2019’un ilk 6 ayı için yapılan %4’lük artış ne ekonomik gerekçelerle ne de sosyal gerekçelerle açıklanabilir. Bu yüzden diyoruz ki, 2017 yılında imzalanan toplu sözleşme, memur ve emeklinin idam fermanı olmuştur. Nasıl ki, enflasyon hedefi güncellendi, nasıl ki bütün kurumlara yeni enflasyon hedefine uygun bir bütçe yapıldı, memur maaş zamları da güncellenebilirdi. Biz aylardır kamu görevlilerine ve emeklilere ek zam yapılarak geçmiş yıl zararlarının telafi edilmesini ve 2019 yılına ilişkin maaş artışlarının yeni enflasyon hedefi gözetilerek üstüne büyüme ve refah payı da eklenerek güncellenmesini talep ediyoruz” dedi.
KAHVECİ: EK GÖSTERGE DÜZENLEMESİ VE KAMUDA FARKLI STATÜDE ÇALIŞANLARIN KADROYA ALINMASI HUSUSUNDA TALEPLERİMİZDE ISRARLIYIZ
Genel Başkan Kahveci, Ek gösterge, Sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi ve yardımcı hizmetlilerin beklentilerini de değerlendirerek, Türkiye Kamu-Sen’in bu konudaki çalışmalarını ve taleplerini gündeme taşıdı. Kahveci, “Yardımcı hizmetlilerimizi asla unutmadık, daima gündemde tuttuk, tutmaya da devam edeceğiz. Geçtiğimiz aylarda yardımcı hizmetler personelinin sorunları için bir dilekçe kampanyası yapmış ve toplanan 10 bin dolayındaki dilekçeyi ilgili mercilere göndermiştik. Geçtiğimiz günlerde de Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin bir defaya mahsus Genel İdare Hizmetleri Sınıfına geçirilmesi için taleplerimizi içeren bir mektubu Sayın Cumhurbaşkanına gönderdik. Özellikle sınıf değişikliği ve ek gösterge yardımcı hizmetlilerimiz için hayati bir konu; bu konuya bizler de son derece hassas yaklaşıyor, her platformda bu talebimizi dile getiriyoruz” diyerek ek gösterge konusunda beklentilerin acilen karşılanması gerektiğini vurgulayarak şunları ifade etti:
“Türkiye Kamu-Sen olarak bizler de ek gösterge konusunun bütün memurların uzun yıllardan gelen beklentisi olduğunu ve belli meslek gruplarından öteye bütüncül bir yaklaşımla ele alınarak kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiğini ifade etmiştik. Bu çerçevede yapılacak düzenlemelerde öğretmen, din görevlisi, hemşire ve polisler yanında müdürler, müdür yardımcıları, şefler, merkez taşra ayrımına tabi tutulanlarla kurum içi yükselme sınavıyla gelen uzmanlar, idareci konumundaki kamu görevlileri, denetmenler, avukatlar, ek gösterge uygulamasından hiç faydalanamayan teknisyen yardımcısı, şoför gibi Yardımcı Hizmetler Sınıfına dahil olan personel unutulmamalıdır. Ayrıca üniversite genel sekreterleri ve yardımcıları açısından da var olan ek gösterge adaletsizliği mutlaka düzeltilmelidir.
Uzmanlıklarda, taşra ve merkez uzmanları arasında ek gösterge bakımından farklılıklar yaşanmakta, uzman kadrosunda bulunan kamu görevlileri kariyer uzmanlar ve diğer uzmanlar olarak farklı kategorilerde değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Bu konuda hazırlanmasına katkıda bulunduğumuz kanun teklifi Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda beklemektedir. Sorunun çözümü noktasında farklı arayışlara girmeye gerek de yoktur. Ek gösterge konusu taleplerimiz çerçevesinde değerlendirmeye alınmalıdır. Konfederasyonumuz, ek gösterge sorununun ifade ettiğimiz biçimde ele alınarak bir an önce çözüme kavuşturulmasını istemekte ve beklemektedir. Bunun dışındaki her uygulama var olan sorunların derinleşmesine ve memnuniyetsizliğin artmasına neden olmaktan öteye gitmeyecektir.”
KAHVECİ: ÇALIŞANIN ÜZERİNDEKİ VERGİ YÜKÜNÜN HAFİFLETİLMESİ ZARURİ HALE GELMİŞTİR.
“Çalışanlarımız üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi zorunlu hale gelmiştir” Diyen Genel Başkan Kahveci, “Hepimizin bildiği gibi ülkede gelir dağılımını düzenleyen politikaların başında vergi düzenlemeleri gelmektedir. Ülkemizde ağırlıklı olarak dolaylı vergilendirme uygulanmakta, kaynağından kolay tahsilat sağlandığı için ücretlilerden alınan gelir vergisi, toplam vergi gelirleri içinde yüksek bir paya sahip olmaktadır. Çalışanlar kısa sürede en alt vergi oranı olan %15’lik limiti aşmakta ve kısa süre içinde %20-%27’lik dilime geçmektedir. Hal böyle olunca ödedikleri vergi miktarı yükseldiği için yıl ortasında çalışanların geliri düşmekte ve büyük bir mağduriyet ortaya çıkmaktadır. Zaten artan enflasyon karşısında hedef enflasyonun bile altında maaş zammı alan memurlarımız, bir darbe de ödediği vergilerden yemektedir. Bu nedenle çalışanlarımız üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi zorunlu hale gelmiştir.”
Tüm kamu çalışanlarını hakları konusunda mücadele için Türkiye Kamu-Sen çatısı altında toplanmaya çağıran genel Başkan Önder Kahveci, ““Niyet hayır, akıbet de mutlaka hayır olacaktır.” Diyerek sözlerini noktaladı.