VATANDAŞ NEREYE KADAR YOK SAYILACAK?
Öyle oldu, böyle oldu, olan memura ve memur emeklisine oldu!
Öncelikle Hükümet, her şeye en az %25-30 zam yaparken, memura 4+4 ve 3+3 zam vererek aileleriyle birlikte 20 milyon vatandaşını yok saydı. Bu kabul edilemez durumun vebalini hakem(!) heyeti üstlendi.
Yetkili Sendika ise yapmacık çıkışlarla vicdanları sızlatan bu pazarlık oyununda rolünü oynadı.
Unutmayalım! Bu, adil ve demokratik olmayan Toplu Sözleşme ve Hakem Kurulu süreci ise 12 Eylül 2010 referandumuyla Türkiye Kamu Sen'in büyük karşı çıkışı, ancak Memur Sen'in şiddetle ve aşkla evet demesiyle gerçekleşmişti.
Yani Memur-Sen'in bugünkü gözyaşları hiç inandırıcı değil, timsah gözyaşlarıdır.
Bugün gelinen noktada hükümet, Toplu Sözleşme Masası ve Hakem Heyeti vasıtasıyla kamu çalışanlarını da sendikaları da yok saymıştır. Oysa ki, devletin çalışanlarına insan onuruna yaraşır ücret vermesi, eğitim, sağlık, barınma imkanı hazırlaması Anayasal bir görevdir Anayasamızın 2. , 49. ve 55. Maddeleri bu hakları teminat altına almıştır. Burada birincil olarak işveren konumundaki hükümetin demokrasi anlayışı sorgulanmalıdır. Sonra da hükümete yakın olma adına sendikacılıktan verilen ödünlerle büyüyen ve yetkilendirilen sendikal anlayış sorgulanmalıdır.
Hükümet, Toplu Sözleşme Masasında kamu çalışanlarını hakkıyla savunacak birilerinin olmasını istemezken, kamu çalışanlarını temsil ettiğini söyleyen sendika da hükümetin işini kolaylaştıracak her yolu denenmiştir.
Yetkili Sendika, önce masada benim dışımdaki diğer sendikalar olmasın diyerek kamu çalışanlarının gücünü kırmış, sonra sendikalılık tazminatı benim üyelerime iki kat fazla ödensin diyerek asıl konuşulması gerekenleri konuşmamıştır.
Bu arada Türkiye Kamu Sen'in birlikte eylem yapalım çağrısını da dikkate almayıp göstermelik 2 saat iş bırakmayla, rica, minnet, temenniyle sonuç almaya çalışmış, yani hükümetin ekmeğine yağ sürmüştür. Uzlaşma olmamıştır.
Yetkili sendika yöneticileri dışında, 11 üyesinin 6‘sını hükümetin belirlediği Kamu Görevlileri Hakem Kurulundan umudu olan bir tane bile kamu çalışanı yoktu. Yanılmadılar.
Yapılması gereken nedir?
Öncelikle, demokrasi oyunu oynamaktan vazgeçip demokrasiyi tam anlamıyla işler hale getirmeliyiz. Adam akıllı, tarafsız, tüm kesimlerin eşit statüde temsil edildiği bir Toplu Sözleşme Masası ve üyelerinin çoğunluğunu hükümetin belirlemediği Hakem Heyeti oluşturmak zorundayız. Memura grev hakkı ve siyaset yapma hakkı veren bir sendika yasası çıkartmak için mücadele etmeliyiz. Sendikalar olarak da iktidarlara yanaşarak yapılan sendikacılığın kamu çalışanlarının yararına değil aleyhine olduğunu kavramalıyız.
Sözün özü;
DAHA FAZLA DEMOKRASİ, DEMOKRATİK VE ULUSLARARASI STANDARTLARDA SENDİKA KANUNU İLE ADAM GİBİ SENDİKACILIK. Bunlar olmazsa bu işlerin hep böyle hüsranla sonuçlanması kaçınılmazdır.
Bu böyle gitmeyecektir. Devleti yönetenler ve vatandaşı temsil edenler vatandaşını kandırmamalıdır.
Biz, Türk Eğitim Sen olarak hak mücadelesini hakkıyla yapmaya hazırız. Hak namına hak peşinde olanlarla birlikte, haksız ve hukuksuz, demokratik olmayan uygulamalarla mücadele etmeye kararlıyız.
Kamil Terzi
Türk Eğitim Sen Amasya Şube